BİZ NE GÜNLER GÖRDÜK EVLAT
Tarihi seyri içerisinde acı ve tatlı günlerimiz oldu bu ülkede. Vurgunlar yedik kendi içimizden olan insanlar tarafından. Vatan hainlerinin saldırılarına maruz kaldık bu güzelim memlekette. Bürokratik oyunlar oynandı masum duygularımız üzerinden. Aklı evvellerin, devletten aldığı güçle üzerimizde uyguladıkları siyasi mühendisliklere maruz kaldık. İkna odalarında baskılar gördük Prof. unvanını nasıl aldığı meçhul zevat tarafından. Biz ne günler gördük evlat.
Yüzyıllarca dünyaya adaletiyle hakim olmuş bir neslin torunları olan Osmanlı hanedanına mensup kadınları ve hatta ölenlerin bile kemiklerini memleketten atmak için canhıraş bir şekilde uğraşan, haysiyetten, şereften, merhametten ve şefkatten yoksun mebusları gördük evlat.
Demokratik bir seçimle işbaşına gelmiş hükümeti, demokratik yollarla yıkamayacağını anlayan demokrasi düşmanlarının, askeri darbeye zemin hazırladıktan sonra, kendi Başbakanını kendi elleriyle asıp, sonra da bunun utanmadan bir devrim diye sunulduğu günleri gördük evlat.
Devletin ülkeyi korumak için en yüksek maaşla memur ettiği ancak, eline verdiği silahı, şahsi menfaatleri ve ideolojileri uğruna seçilmiş hükümete çevirip, milleti sağ sol kavgası ile birbirine düşürdükten sonra güya demokrasiyi koruyorum saçmalığı ile idareye el koyup, masum insanları bir sağdan bir soldan uydurması ile darağaçlarında ölüme götüren Hak ve halk düşmanlarının ülkeyi sürükledikleri uçurumlu günleri gördük evlat.
Kendi uydurdukları irtica saçmalığı ile asıl niyetleri dini ve dindarları yok etmek olan toplum mühendisleri zevatın, Türkiye'yi siyasi, idari, hukuki ve toplumsal olarak onlarca yıl geriye götüren kararları ile adeta bir neslin yok olmasına sebep olan, bin yıl süreceğini iddia ettikleri o utanç verici günleri gördük evlat.
Halkın oyuyla, demokratik yollardan seçilmiş meclislerin kapısına darbelerle kilit vurulduğu, muhtıralarla hükümetlerin devrildiği, postalların gölgesinde Anayasaların yapıldığı, kimin Cumhurbaşkanı olacağına kapalı kapılar ardında karar verildiği, post-modern darbelerle hükümetlerin değiştirildiği, gece yarısı e-muhtıralarla meclislerdeki seçimlerin önünün tıkatıldığı kara günleri gördük evlat.
Yüzlerce, binlerce insanın suçlu veya suçsuz, ama yargılanmadan, hukukun önüne çıkarılmadan, kimin öldürme emri verdiği belli olmadan, faili meçhul bir şekilde öldürüldüğü günleri gördük evlat.
Kökleri Cumhuriyet öncesine uzanan, Din ve Laiklik, Cumhuriyet ve Demokrasi, Türk-Kürt sorunu, Alevi-Sünni meselesi, Ermeni sıkıntısı, başörtüsü zulmü gibi olayların temcit pilavı gibi her defasında ısıtılıp halkın önüne sunularak, kaos çıkarıldığı günleri gördük evlat.
Fikirlerinden ötürü işkence gören fikir adamlarını, şarkılarından dolayı dışlanan sanatçıları, yazılarından ötürü yurdundan sürülen yazarları, okuduğu şiir yüzünden hapse mahku00fbm edilen adamları gördük evlat.
Özgürlüklere yol açmaya çalışan hükümeti "Mahalle Baskısı " sloganıyla sabote eden, emekçilerin sırtından yıllarca milyonlar sömürüp kendine Karun misali hayatlar kuran sendika başkanlarının kirli planlarının hüküm sürdüğü karanlık günleri gördük evlat.
Üniversitelerde ki başörtü zulmünü sona erdirmek için 411 milletvekilinin kabul ettiği yasayı gazete manşetlerine "Kaosa kalkan 411 el" diye veren güdümlü medya manşetlerinin yarattığı sıkıntılı günleri gördük evlat.
Kemalizm perdesi arkasına sığınıp kendi melanetlerine Atatürk'ün paravana yapıldığı, her darbenin bir soygun filmine dönüştürüldüğü, asli görevi öğrenci yetiştirmek olan Prof. lerin, asil görevini bırakıp eğitim kurumlarını silah depoları, öğrencileri de militan yetiştirmek için her türlü insanlık dışı faaliyetlere başvurduğu günleri gördük evlat.
Demokrasiye, millet iradesine darbe vurup idareyi ele alan askeri cuntanın postallarını öpercesine tebrik eden yüksek yargı organı üyelerini, üniversite rektörlerini, sendika başkanlarını, köşe yazarlarını gördük evlat.
Anti demokratik hukukçular aracılığı ile ülkenin çıkmaza sürüklendiği, hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir diyerek, geri planda milleti hakimlerle ve savcılarla yönetmeye kalkan demokrasi düşmanlarının ülkeyi demokrasiyle değil, oligarşik bürokrasiyle idare etmeye çalıştığı günleri gördük evlat.
Dini ve dünyevi değerlerimizi, bütün iyi niyetlerimizi suiistimal ederek sonuna kadar kullanan, din kisvesi altına gizledikleri asıl kimlikleriyle, milletin ve devletin imkanlarını arkalarına alıp her kademeye yerleştikten sonra, dini, ahlaki ve insani temeli olmayan bir yapı ile ülkeyi ve milleti siyonizme peşkeş çekmekten beri kalmayan, ümmet anlayışına ters bir cemaat yapısının, hukuku kullanarak vatanı ve milleti düşürdüğü kötü günleri gördük evlat.
27 Mayısta anti demokratların kurduğu darağaçlarını, 12 Martta anti demokratların devirdiği seçilmiş iktidarları, 12 Eylülde anti demokratların doldurduğu hapishaneleri, 28 Şubatla anti demokratların söndürdüğü ocakları, 27 Nisan da anti demokratların post modern darbe girişimlerini, 17-25 Aralıkta anti demokratların ihanetini gördük evlat.
Yaşı henüz yirmilerde olan genç kardeşim. Bütün bunları görmediğine ve yaşamadığına şükret ama bu kirli oyunları ve kanlı tezgahları planlayanların oyunlarının devam edeceğini bilerek bizim yaşadığımız ve size aktardığımız o sıkıntılı günleri unutma evlat.