Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

04 Kasım 2016

Biz engellilerin 'Tayyip Abisi'

Aslında çok farklı bir konuyu işleyecektim. Gazeteci bir ağabeyimle engellilerin Türkiye'deki dünü ve bugünü üzerine yaptığım güzel bir sohbetten sonra kaleme alacağım konuda hemen hemen kafamda oluştu. Türkiye'nin daha önceki yıllarında yaşayan engellilerin durumlarını o günleri yaşayanlardan hep dinlemişizdir. 1990 yıllarından sonraki yaşadıklarım birebir aklımda. O günlerde iş bulamayan engellilerin kapı, kapı torpil aradığı zamanları hatırladım birden. Okula kabul edilmeyen engelli annelerinin gözyaşlarını yeniden yüreğimin en derininde hissettim. Babaların yöneticilere sitemlerini yeniden duyar gibi oldum ve okula kabul edilmeyen engellilerin mahzun, mahzun evlerine dönüp kendileri için açılacak kontenjanları bekledikleri günleri hatırlayıp, bilgisayarın tuşlarına kıza kıza dokundum.

Ve bizim mahallenin delikanlılarından zamanın Tayyip Abisi, Şimdilerde ise Cumhurun reisi olan bir yiğidin, o yıllarda İstanbul'un belediye başkanı olduğu günler canlandı birden hafızamda. Bu yiğit, herkesin hayal olarak gördüğü işleri başarmasından dolayı millet düşmanlarının saldırmaya başladığı günlerin hiçte geride kalmadığını, o dönemde içeriden saldırılan bu yiğide şimdilerde hem içeride hem de dışarıdan saldırıların artarak devam ettiği bu günlere 'şanlı bir hizmet tarihi' yazılarak nasıl gelindiğini düşündüm. Bu günleri bizlere yaşatan Cenab-ı Hakk'a şükrettim. O günlerde, bu olmaz bu yapılamaz dediği işlerin, bu yiğidin ellerinde birer birer hizmete dönüştüğünü , hizmetin hak ve halk için yapıldığı gösterdi bizlere.

Biz engelli olarak yaşadığımız bu coğrafyada o ağabeyi bir hayali daha gerçekleştirdi. Bir görme engelliyi kendisine belediye başkan danışmanı olarak aldı. İşte tamda o yıllarda bugün engellilerin yaşadığı Ak günlerin işaret fişeği atılmış oldu. Ak kadroların iktidara geldiği günler hafızalardaki yerini dün gibi taze tutuyor.

3 Ekim 2002 yılı engelliler için bir milat olarak kabul edilmeli desem aslında hiçte abartmış olmam. Şimdi gelin bu yiğit adamın engelliler için nasıl hizmetler yaptığını birlikte hatırlayalım.

* Metropol İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın daha beşinci ayında yerel yönetimlerde Türkiye'de ilk defa Engelliler Koordinasyon Merkezini kurdu ve törenle açılışını yaptı.

* Engellilerin evinden çıkıp hayatın güzellikleriyle tanışması ve hayata güçlü bir şekilde devam edebilmesi için ülkemizde İlk defa bir Engelliler Kampı açtı. Biliyor musunuz, dünyada çok az belediye engelli hemşerilerine bu hizmeti veriyor. İstanbul içinden ve dışından on binlercemiz bu hizmetten faydalandı.

* Engellilerin engelsiz seyahat edebilmeleri için İstanbul'da ilk defa engellilere uygun otobüs alımını başlattı. Şu anda İstanbul'da neredeyse engel çıkaran otobüs kalmadı.

* 3318 engelli bakılmak için bakımevlerinde sıra bekliyordu. "Ben öldükten sonra yavrum ne olacak?" acısını çekmeyen bu ızdırabı bilemez. Ya şimdi? Sıfır.

* Sadece ailesi SSK'lı veya memur olan engelli çocuklar rehabilitasyon alabiliyordu. Ya şimdi? Hepsi.

* Ağır bir engeli olan kardeşimize bakmak için aileden biri de çalışamıyor, adeta ailenin fakirleşmesine katkı yapıyordu. Ya şimdi? Her ay asgari ücret maaş alabiliyor.

* "Sağlamlara hele bir bulalım" dendiği, sanki engelliler üretemez, çalışıp ülkesine, ailesine ve kendine faydalı olamaz sanıldığı dönemler yaşadık.

Ya şimdi? yüzbinlercemiz iş sahibi oldu, devlet memuru olma imkan vanaları sonuna kadar açıldı. Öğretmen olabilecek engellilere daha fazla sayıda kontenjanlar verildi.

* "Hukuk önünde herkes eşit" deniyordu, lakin bir çok ilan veya açıklamalarda "Bedensel veya zihinsel sakatlığı olmamak" gibi çok çok özel şartlar belirtiliyordu.

Ya şimdi? Ayrımcılık suçu2026. dünyada bu ayrımcılığı yapanlar 6 aydan 1 yıla hapis cezasıyla yargılanıyor.

Hangi birini sayalım?

Sağlıktaki insan onuruna uygun değişimi mi?

* Spordaki lisanslı engelli sporcu sayısının 2 binden 40 bine çıkması sonucunda uluslararası müsabakalarda ülkemizi gururla temsil etmemizi mi?

* Önümüzden kalkan üniversite, kültür, din hizmetleri alanındaki engelleri mi yoksa kamunun, toplumun hatta ailemizin nazarındaki iade edilen itibarımızı mı?

İşte milat dememin sebepleri. Gerisini engellilerin yüreklerine bırakıyorum vesselam.