Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 May 2023

Biz

Biz başı önünde gezen bir nesildik. Başkaldırı ile problemini çoktan çözmüş bir kuşaktık. Bu mûtî soyluluğu hem içerden hem dışardan suistimal edenler olmadı mı, oldu. Sizin olmadı mı? Sizler ideolojilere inandığınızı sanırken ağalarınız, akıl hocalarınız sizi kendi keyfî ideallerine alet kılmadı mı, kıldı. Bu hepimizin başına gelendi. Bu samimiyetin sınav aralarıydı.

Bizimkisi dedim ya çok mutî bir gelenekti. Başımızı orta seviyede kaldırdığımızda o ancak bir "başkaldırı" olurdu. Daha yukarı kaldırdığımızdaysa istisnasız her zaman göğü bize bakıyorken yakalardık.

Çoğunlukla keskin siyah, dostkahve veya bahçeelâ bakardık.

Bakışlarımız o mavi döngüye değer değmez pusatlarını bırakan erler gibi yeniden mutî oluverirdik. Yeniden yatışırdı omurgamız. Rükû huylu olurdu.

Şimdi bu yağmurlu çamurlu baharda, seçimli geçimsiz havada çenemi tuttu kaldırdı işte şu ortanca sarnıç, İstanbul'da. Bu üstüme bulut adım yürümesini sevdiğim göğe bakıyorum. Dimdik bir secde halinde…

İtaatkarlık derken; bizim imanımızın yarısı isyandır. Hatta yarıdan fazlası... O kadar çok şeye lâ/ hayır deriz ki geriye sadece Yaratan'a, seçkin ilkelere evet demek kalır. Arınmış bir evetle ve evet daha sakin, daha aklı başında gezeriz hayatı...

Öyle ilk gördüğümüz filozofa, profesöre, bilim ilim adamına, şeyhe, hacı hocaya tapınmayız. Son gördüğümüze de... Saygıyla yararlanır, sorgularız. Essah bir Tanrı'sı olmayanlar gibi öyle her gördüğümüz şeyi ve nesneyi ikona cüceleştirip tanrısallaştırıvermeyiz. Araçları amaçlaştırmama dikkatiyle yaşarız. İlk gördüğümüz ideolojide sarsılıp Yaratan'ı, doğal değişmez ilkeleri es geçmeyiz. Dayatılmış bir din nefretiyle, ezber bir şımarıklıkla var oluş kaynağımıza küstahlık yapmayız. İdeoloji kurucularını peygamber edinmeyiz. Öğretilmiş diye her şeyi inkar edip modern hurafelerle kapılmak veya mucizeyi bilimle vururken fantazyaya tapınmaya gitmek gibi çelişkiler bize göre değil. Peygamber aklı ve mantığı imanın o tam bilinmeyen sürprizli büyük kapısına çağırır. Allah'la yalnız buluşursun, istersen özleşirsin. İstemezsen özünden -yüreğinin götüremediği yerlere- kaçabilirsin. Kaçabildigin yere kadar... Düşündürücü bir Kitap' la sadece teklif eder. İkna etmek ister. Sen bilirsin. Biz biliriz. Keskin bir kaç temel kural dışında çok özgür koca bi bahçe gibidir bu yaşam biçimi. Onu daraltan dincilik yapan dar kafalı tiplerin keyfi tutumlarıdır. Hangi din veya ideoloji insan elinde yozlaşmamıştır ki... Sizinkiler, seninkiler de aslından sapıp yamalı astarıyla dolaşmadı mı, bir türlü tutunamayıp savrulmadı mı şu yeryüzünde?

Salak, aptal, entelektüel seviyesiz, başı sağa yatmış, burun delikleri mistisizm balonuyla şişirilmiş, kapitalizmi koklayan, boşluğa bakıp duran ve halkı Hakk adına aldatan din tüccarları, din sermayecileri kahrolsun! Dinin kötü temsillerini bahane kılıp kaynağı safca okumayan, düşünmeyen sürünün de kaderi kendi gayretsizliğine gömülsün...

Sizin de kahrolsun dedikleriniz vardır.

Kâfidir üzüldüğümüz. Siz de toparlanın.

Kimsenin özgürlüğünde gözümüz yok. Sadece ilkeli özgür olalım ki özgürlük herkese yetsin gibi bir düşümüz var. Yani denetimli serkeşlikten yanayız. Özdenetimli serkeşlik.

Şu özgürlüğü paylaşsak diyoruz. Ne dersiniz? Hem sınırsız özgürlük, olsa olsa düşmekten, hayata kapaklanmaktan iyidir. Tabii iyice bir düştükten sonra...

Ve sınırsız özgürlük başkalarının özgürlüğüne istiladır.

Daha iyisi var. Birbirimizin sınırlarına kadar olanı. Herkesin özgür olduğu şekil yani.

İnsan düşmenin ondan eksilttikleriyle yeniden oluşturuyor ya kendini... Biz yanlış anlaşılan dinden, siz eksik ve yanlı ideolojinizden düşüp düşüp yeniden kalkmadınız mı hayata?

İnsanın özgürlüğünün önündeki en büyük engel sınırsızlık engelidir. Bu harika serap kaybolup bizi-sizi yapayalnız bıraktığında, sınırlarımızı kavrıyoruz. "Ben", ilk kez yerleşik hayata geçiyor sanki ve yavaş yavaş bir parça huzur bulacağı özgün bahçesinin çitlerini dikiyor buruk şarkılarla...

Tabi hepimizin düşe kalka bunu söyleyebildiği yine hepimizin malumu...

...

Bilindik seçim şakaları - ki insan yönetilmeyi yönetme konusunda bu kadar gayrı ciddi olamaz, olmamalı- politik dedikodular, ayar vermeleri duymazlıktan gelerek bize bizi, size bizi anlattım işte.

Buyrun bize…