Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Birlik Vakfı Doktorlar Kulübü 'Evet' diyor

Ülkemiz bugünlerde tarihinin dönüm noktalarından birini yaşamaktadır.

Tarihi büyük devletlerle dolu Milletimiz, İslam'ı kabulünden sonra Büyük Selçukluyu kurmuş, o yıkılınca Anadolu Selçukluyu, o yıkılınca Osmanlı'yı o da yıkılınca Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuştur. Bu devletlerin hepsi "aynı temeller" üzerinde yükselmiştir. Her ne kadar bilahare devletimiz bu yerli ve milli temellerden uzaklaştırılmaya çalışılmışsa da bu millet ruh kökünü oluşturan değerleri korumasını bilmiş ve son yıllarda, "Her yönü ile milli ve yerli olan yüksek siyasi Liderliğin" sevk ve idaresinde, büyük bir diriliş, kalkınma ve özüne dönüş hareketi başlatmıştır. Bu da ülkemizin "dahili ve harici bedhahlarını" çılgına çevirmiştir.

Gerek Ülke içindeki statüko mensuplarının, gerek ülkeyi parçalamak için uğraşan hainlerin ve gerekse ülkemizi yıllardır "uydu ülke" olarak görmeye alışmış dış güçlerin, ülkemize ve ülkemizin siyası liderine hep birlikte saldırıya geçmesi bize Abdülhamit Han'a yapılanları hatırlatmaktadır. Hiç şüphe yok ki o günlerde asıl hedef, Devlet-i Ali Osman'ı bölüp parçalamaktı ve hainler sonunda bunu başarmışlardı. Bugün de asıl hedef Tayyip Erdoğan değil, kendi ayaklarının üzerinde durmaya çalışan ülkemiz ve milletimizdir.

15 Temmuz'daki şahlanışı ile Milletimiz bize, bu defa tarihin tekerrür etmeyeceği ümidini vermişse de tehlike geçmiş değildir. Avrupa Birliği Liderlerinin, Vatikan'da Papanın etrafında toplanarak, verdikleri fotoğraf Haçlı Birliğinin fotoğrafıdır ve Haçlı Seferlerinin devam ettiğinin ilanıdır. Avrupa Birliği Ülkelerinin kendi gelecekleri ile ilgili olan İngiltere'nin Brexit Referandumuna göstermedikleri ilgi ve alakayı, Ülkemizin Anayasa Referandumuna göstermelerinin ve hep birlikte saldırıya geçmelerinin tek anlamı "post-modern haçlı seferlerinin" başlatılmış olmasıdır. Haçlılar yeni seferlerinin hedefine Erdoğan'ı koymuşlar, başına silah dayadıkları resmin altına "Erdoğan'ı öldür" diye yazma alçaklığını göstermekten de çekinmemişlerdir.

Milletimiz her bunalım döneminden sonra, kendini temsil edecek liderleri seçmesini bilmiş ancak iktidara getirdiği hükümetlerin muktedir olması statüko tarafından daima sınırlanmış ya da engellenmiştir. Cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesi statükoyu zaten panikletmişti. Bu anayasa değişikliği ile de Cumhuriyet'in başından beri çeşitli çatışma ve sorunlar üreten "iki başlılığa son verilmesi", liderini halkın doğrudan seçip değiştirebileceği bir sistemin gelecek olması, başımızın belası vesayet sisteminin de sona ereceği anlamına gelmektedir. Bu aynı zamanda, dış güçlerin, sermaye çevrelerinin, bölücü mihrakların etki alanının ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Aynı şekilde, Duyun-u Umumiye 'den beri devam eden ve İMF anlaşmalarına ve borçlanmalarına son verilmesi ile büyük ölçüde ortadan kaldırılan, dış ekonomik baskı ve yönlendirmelere bir daha boyun eğilmeyeceği anlamına da gelmektedir.

Bizler bütün bu gerçekleri gören hekimler olarak, bu Anayasa Referandumunun basit bir referandum olmadığını görüyor ve milletimizi de uyarmak istiyoruz. Yapılacak değişikliklerin her biri ayrı ayrı önemlidir ve hepsine "Evet" diyoruz ama en önemli değişikliğin "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin" getirilmesi olduğuna inanıyoruz.

Anayasaları sadece darbecilerin değil, halkın da yapabileceğini görmek istiyor ve bu değişikliklerin, yeni bir Anayasa'nın öncüsü olması temennisi ile halkımızı "Evet" demeye çağırıyoruz.

Birlik Vakfı Doktorlar Kulübü

Not: Geçtiğimiz Pazar günü doktorlar olarak toplandık, bu açıklamayı yaptık. İlginize sunulur.