Birlik olma günü
Merkezi Elazığ’ın Sivrice İlçesi olan ve civar illeri de etkileyen 6,8 büyüklüğündeki bir depremle yeniden parçalandı yüreklerimiz.
Sanatçı müsveddelerinin sosyal medyadaki paylaşımları ile bozulan morallerimiz 7’den 70’e milletimizin deprem bölgesindeki kardeşleriyle sergilediği dayanışma ile biraz olsun düzeldi.
Medya maymunlarının ihanet yazıları ile kirlenirken sayfalarımız, bölgeye giden ve vatandaşın derdiyle hemdert olan Cumhurbaşkanımızın gözünden düşen damlalar dokundu yüreğimize ve dindirdi acımızı.
Yıllarca cennet bilerek huzuru yakaladığımız yuvalarımız üzerimize çöktüğünde, enkazı altında umutla beklerken ışığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) görevlilerinin ellerindeki fenerler aydınlattı dünyamızı.
Korkudan girmeye cesaret edemediğimiz evlerimizin bahçelerinde, şehrin sokak, cadde ve meydanlarında umutla enkaz altından kurtarılacak hayatları beklerken üşüyen bedenlerimiz, yıllarca fakire, yoksula ve mağdura kanat germiş Kızılay’ın üstümüze örttüğü battaniyelerle ısındı.
***
Emperyalist güçlerin alçakça vurduğu ve yurdundan çıkmak mecburiyetinde kalan, hem çalıştırıp hem de “Ne işleri var bu ülkede” diyerek dışladığımız başta Suriyeliler olmak üzere savaştan kaçan komşu ülkelerin vatandaşlarına karşı zedelenirken Ensar anlayışımız, 2 yıl önce Hama kentinden Hatay’a gelen ve üniversite eğitimi için 3 ay önce Elazığ’a yerleşen Suriyeli Mahmud el Osman’ın deprem bölgesindeki bir aileyi elleri ile kazıyarak enkazdan kurtarması özümüze döndürdü bizi.
Daha önce başımıza gelen ve hatırladıkça gözlerimizin dolu dolu olduğu felaketlerde vatandaşına karşı eksik hizmetleri ile zedelenen “Devlet Baba” anlayışımız, depremin daha ilk saatlerinde bölgeye gelen ve vatandaşın her türlü ihtiyacına koşan bakanlarımız ile yeniden ihdas edildi ve güçlendi.
Her gün saldırgan siyasi tavırları ile birbirlerine acımasızca söylemlerde bulunan siyasiler sayesinde güven kaybeden siyaset ve bozulan siyasi anlayışımız, liderlerin her türlü söylemi bir kenara bırakıp, siyasetten uzak söylem ve mesajlarla “Bugün birlik zamanı” diyerek deprem bölgesine koşmasıyla yeniden düzeldi.
Felaketten nemalanmak isteyen insan müsveddeleri ile insanlığa karşı umutlarımız ve beklentilerimiz azalırken, deprem sonrasında Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) çok sayıda destek ve dayanışma mesajlarının gelmesi “Bu millet büyük bir millettir” anlayışına yeniden kavuşturdu bizi.
***
Ortadoğu’da çoluk çocuk demeden insanların üzerlerine bombalar yağdırılırken, petrol için sokaklar kan gölüne dönerken ve para her şeydir anlayışıyla insanlık öldürülürken, Türkiye'nin önde gelen otobüs şirketlerinin Elazığ’daki yaşanan deprem dolayısıyla o bölgeye 150 TL ile 180 TL arasında olan seferleri 1 TL ile 5 TL arasında satışa sunması insanlığı gösterdi tüm dünyaya.
Kirli siyasi emeller uğruna algı operasyonları ile saldırılan ve lekelenen STK’lar, daha ilk dakikalarda bütün birimleriyle deprem bölgelerinde ölenlerin cenazelerinde, yakınlarının tesellisinde ve yaralıların yanında bulunup yardım çalışmalarını yürütürken, onlara saldıranların kendi sıcak yuvalarında günlerini gün edişi bir kez daha gösterdi zihniyetlerinin kirini.
Birilerinin paralı militanlarının “Devlet bize yardım etmiyor” diyerek deprem bölgesinde siyasi algı peşinde gönüllerimizi yaralarken “Halka hizmet Hakka hizmettir” anlayışıyla bölgeye yardımlarını ulaştıran belediyeler ile ferahladı gönlümüz.
Yerin altındaki deprem faylarına denk yerin üstünde insani fayları kırılan hainlerin fırsatçılıkları söndürürken ocakları, enkazdan kurtarılan Hatun Teyze'nin çıkarılmadan önce başörtüsü istediği anlar duygulandırdı ve özümüzü hatırlattı bize.
Her seferinde dine dil uzatanların söylemleri ile üzülürken, bütün birimleriyle hemen deprem bölgesine ulaşan ve depremde vefat edenlerin cenaze namazında “Milletimizin başı sağ olsun. Bundan sonra bize düşen onlara dua etmek. Her olaydan ders çıkarıp, tedbirlerimizi almalıyız. Takdir Allah'ındır, kula tedbir düşer. Takdire boyun eğeceğiz, sabır göstereceğiz. Sabır olmazsa yaşamamız mümkün değil.” Diyerek yaralı gönüllere muhabbet serpen Diyanet İşleri başkanının sözleri tokat oldu saldırganların yüzüne.
Vefat eden kardeşlerimizin şehit olduğu bilinciyle onlara Allah’tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyor ve şu güzel dua ile selamette kalın diyorum.
“Allahım! önümüzden, ardımızdan, sağımızdan, solumuzdan, üstümüzden gelecek musibetlerden bizi koru!”