Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.81
Gram Altın
2979.05
BIST 100
9730.7
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Mart 2023

​Birlik olamazsak bizi dağıtacaklar!

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Crosman, 2003 yılında BOP’un ana hedeflerinden birinin “ABD’ye muhalif yönetim ve unsurlarının ortadan kaldırılması” şeklinde ifade etmişti.

Bilindiği gibi emperyalist devletler kanunlarını kendilerine uygun bir biçimde yaparlar sonra da hükümetlere ve politikacılara kendi isteklerini kabul ettirmeye zorlamak için çeşitli yöntemler geliştirirler.

Bunlar darbe, finansal yaptırım ve seçimler yoluyla yönetimleri değiştirme şeklindedir.

Türkiye bunun hazin örneklerini yaşayan ender ülkelerden biridir. Zira bu ülkede Gladyo son elli yıldır neredeyse hiçbir boşluk bırakmayacak şekilde örgütlendi. Hala ayıklayamadık.

Emperyalistlerin klişe bir taktiğidir, şayet bit yapıyı çözmek isterlerse yine o yapının içerisinden farklı bir yapıyı tam olarak onun karşısında konumlandırırlar.

Örneğin Türklerle neredeyse bin yıldır ittifak kuran iki kadim dost halkı birbirinden ayrıştırmak ve Kürtleri yapıbozumuna uğratmak için yine Kürtlerin arasından çıkarılan bir yapıyı bir virüs gibi tam orta yere yerleştirirler.

Gerçek milliyetçileri mi çözmek istiyorsunuz yine onların arasından aynı görünümlü benzer bir yapıyı tam karşılarına dikersiniz.

Bu durum, fakirin ve emekçinin hak ve hukukunu savunmak için yola çıkan solcuları ve dindarları da kapsamaktadır. İşte görüyorsunuz yeni mücahitler çıktı sahneye!

Bu şekliyle karşınızda hemen her renkten, ideolojiden, inançtan oluşan ancak o ülkenin kadim değerleriyle problemli ve tamamen kurucu babalarına itaat eden bir kitle oluşmuş olur.

Bu kitle adalet dediğinde anlayın ki o ülkeyi teslim almak için oluşturulmuş bir terör örgütünün militanlarını hapisten çıkarmak işitiyordur.

Barış dediğinde de yine eli silahlı bir terör örgütünü palazlandırmaya çalışıyordur. Demokrasi dediğinde ise ülkeyi emperyalistlerin hizmetine sunmak gibi bir çabaları söz konusudur.

Bizim ülkemizde olan biten budur. Ana akım medya bu kavramları bize sahici anlamda ve iyi niyet söylemleriyle pazarlamaya çalışıyor. Zira bu kurumlar Tavistock Enstitüsü tarafından çekip çevrilmektedir.

Bugün medyada 6’lı İttifak üzerinden yürüyen tartışmalara bakıldığında meselenin arka planı kasıtlı olarak göz ardı ediliyor. Yani Amerika’nın emelleri…

Suriye’nin kuzeyinde hedeflenen bir Kürt Devleti’nin Büyük İsrail Projesi için ne denli önemli rol oynadığını konuşmuyoruz mesela. Bu ittifakın bu projeye bakışı sorgulanmıyor.

Kıbrıs’ta hedeflenen iki toplumlu çözüm önerisinin hayata geçirilip geçirilmemesi ittifakın iktidar olup olmamasına mı bağlı?

Türkiye’nin Avrasya bloğunda geliştirdiği ilişkileri sonlandırıp, Atlantik bloğunun yeni dünya düzeni projesine doğru yol alması masanın aktörleri tarafından nasıl değerlendiriliyor?

Türkiye’nin Rusya’nın karşısına dikilip Amerika’nın 3. Dünya Savaşı planlarına dahil olup olmaması neden ana akım medyanın ilgi alanına girmiyor?

Bu ittifak ülkemizi nereye doğru yönlendirecek? Bundan en çok hangi ülke kar elde edecek?

Ve Cumhur İttifakı bu vahim gelişmelerin neresinde? Gerçekten bu yaşananların emperyalist ülkelerin nihai hedeflerine ulaşmak için çizdikleri bir yol haritası olup olmadığının farkında mı?

Tüm bunların farkında ise neden topluma bu meselenin arka planını anlaşılır bir dille izah edemiyorlar.

Oysa durum sanıldığından daha vahim ve bir o kadar da ciddi. Bakınız bizler Kürtlere ulaşmakta zorluk çekiyoruz. Düşünün ders kitaplarımızda onların adlarını hala zararlı cemiyetler bahsinde geçiriyoruz.

Tarihimizdeki önemli ittifakları, dostlukları işleyemiyoruz.

Demem o ki tüm bu planlamaların karşısında her kesimden insanı yanımıza almak zorundayız. Çünkü saldırı hepimize yönelik. Onlar nasıl bir araya geliyorsa bizde tüm farklılıklarımızla birlikte bu toprakların bekası ve bağımsızlığı için bir araya gelmeliyiz. Bunun başka yolu yok!