BİRLİK, BARIŞ, UMUT
1 Kasım seçimlerinden güçlü bir iktidar çıktı. Yeni hükümet açıklandıktan sonra, Rusya-Türkiye arasında Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesinden dolayı ciddi bir kriz yaşanmaktadır. Suriye savaşı, Türkiye'nin iç ve dış politikasında krizler çıkarmaya devam edecektir
Türkiye, hem içte hem dışta oyun kurucu ülke olarak davranmak istiyor. Alevi, Kürt gibi kimlik sorunlarını çözmeyi amaçlamış, ekonomik ve yatırım çıtasını yükselten Türkiye, Suriye gibi kriz yerlerinde belirleyici olmayı amaçlamaktadır. Rusya, Eylül'den beri fiilen Suriye çatışmasına katılarak savaşta kendisinden başka hiçbir aktör bırakmamaya çalışmaktadır. Türkiye, Rusya'nın kendisine karşı giriştiği hamlelere cevabını, sınır ihlali yapan Rus uçağını düşürerek verdi. Rus uçağının düşürülmesi, Türkiye'nin Suriye ve Ortadoğu'da oyun kurucu ülke olarak kalma kararlılığının bir yansımasıdır.
PKK, 7 Haziran sonrasında farklı bir stratejiyi benimsemiş durumdadır. PKK, özyönetim ilanlarıyla halk ve devleti karşı karşıya getirmeye çalışmakta, Türkiye'de Suriye benzeri bir iç savaş ortamı oluşturmayı hedeflemektedir. Toplum, özyönetim ilanlarına istenilen düzeyde destek vermemiştir. PKK, Suriye savaşına aktif olarak müdahale eden Rusya ile çok ileri düzeyde stratejik ilişkilerin içine girebilir. Yeni hükümet, kamu düzenini koruma, yeni bir barış girişiminde bulunma ve Rusya'nın Kürt sorununu bir kart haline getirmesine engel olma gibi konularda etkili politikalar üretme durumundadır.
Toplum, ezici bir çoğunlukla Ak Parti'yi 1 Kasımda tekrar iktidar yaptı. Yeni hükümetin, ikinci bir reform ve dönüşüm hükümeti olmasını toplum beklemektedir. Toplum, yeni hükümetten çok ciddi reform adımları beklemektedir. Yeni hükümetin önündeki en ciddi sorun, sivil ve demokratik bir anayasanın yapılmasıdır. 2023 Vizyonu, yeni bir anayasa yapımı sayesinde gerçekleştirilebilecek bir politikadır.
Alevi sorunu, Türkiye'nin ağır kimlik sorunlarının başında gelmektedir. Ak Parti hükümeti, önceki yıllarda Alevi sorununu çözmek için Alevi açılımını başlatmış ve çalıştaylar düzenlemişti. Yeni hükümet programında, cem evlerinin bir statüye kavuşturulacağı ifade edilmektedir. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir hükümetin bu konuda atacağı adımlara programında yer vermesi önemli bir gelişmedir.
Hükümetin kurulduğu ve Rusya ile ciddi bir krizin yaşandığı bir anda Diyarbakır'da silahlı bir saldırı sonucu Baro Başkanı Tahir Elçi ve iki polis öldürüldü. Tarihi Dört Ayaklı Minare'nin kurşunlanması, toplumda tepkiyle karşılandı. Tahir Elçi, yapmış olduğu basın açıklamasında tarihi eserlere yapılan saldırının gayri insaniliğine vurgu yaparak şehir saldırılarının durdurulması konusunda bir barış çağrısı yapıyordu. Elçi'nin yapmış olduğu barış çağrısına silahla ve ölümle karşılık verildi. Tarihimizi ve insanımızı, şiddete ve teröre kurban vermeye devam ediyoruz. Bir barış ve sağduyu insanı olan Tahir Elçi'nin teröre kurban gitmesi, önümüzdeki günlerde Güneydoğu illerimizde çok ciddi karışıklıkların çıkartılmaya çalışılacağının habercisi gibidir. Elçi suikasti, şehirlerimizde kitlesel olaylar çıkarmak isteyen mihrakların kullanmak isteyeceği bir imkan olarak kullanılabilir.
Elçi suikasti, toplumun artık şiddet ve teröre dayanacak gücü kalmadığını, hendek ve özyönetim çatışmalarının durması gerektiğini göstermektedir. Bütün toplum olarak insan hayatına ve ülkemize birlikte sahip çıkarak barışın, birliğin ve kardeşliğin yanında yer almalıyız. Dört Ayaklı Minare, İslam'ın dört mezhebinin birliğini temsil eden tarihi bir semboldür. Tarihin, İslam'ın, insanın ve coğrafyamızın birliğini temsil eden bu sembol ve alanlardan çatışmanın uzak tutulmasını ve barışa tutunmamız konusunda Elçi, öldürülmeden önce tarihe not düşen şu önemli barış çağrısını yaptı: "Diyarbakır deyince zihinlerimizde en çok canlanan, Diyarbakır'ın ismiyle anılan, Diyarbakır'ın ismiyle en çok sembolize olan, Dört Ayaklı Minare'yi, ne yazık ki, iki gün önce ayağından vurdular ... Dört Ayaklı Minare bizlere sesleniyor: Ne savaşlar gördüm... böyle ihanet görmedim... Bu tarihi bölgede, bir çok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede, insanlığın bu ortak mekanında, silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak dursun istiyoruz."
Rusya kriziyle, Suriye savaşıyla, şehir terörüyle, ülkemizi, toplumumuzu ve medeniyetimizi karanlık bir çıkmaza sokmak isteyen güçler, ellerinden gelen her şeyi yapmaktadırlar. Yeni hükümetin en önemli görevi, ülkeyi karanlık ve kanlı bir yola sokmak isteyen bu kirli oyunları bozmaktır. Güvenliğimizi, özgürlüğümüzü ve refahımızı korumak için, bu kirli oyuna karşı barış ve birliğin yanında olmak bütün toplumun sorumluluğudur.
Toplum, 1 Kasım seçimlerinde barışın, refahın ve demokrasinin kökleşerek devam etmesi için güçlü bir iktidar tablosu çıkması yönünde tercihini kullandı. Ancak yaşanan iç ve dış gelişmeler, ülkemizin istikrarını hedeflemekte, toplumsal ve siyasal kaosun çıkması hedeflenmektedir. Toplumun ve hükümetin önünde barışı ve istikrarı birlikte koruma sorumluluğu vardır. Birliğimizi ve dirliğimizi korumak için ahlakı, özgürlüğü, barışı, hukuku ve çoğulculuğu içselleştirmeyi öğrenmeli ve bu değerler doğrultusunda olgunlaşmalıyız.