Dolar (USD)
34.54
Euro (EUR)
35.98
Gram Altın
3005.10
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Aralık 2020

Birliği niçin kurarız?

Hayatın kolaylıkları olduğu gibi zorlukları da var. Birey olarak insan, hayatı boyunca pek çok zorlukla karşılaşır. Zorlukların çok az bir kısmı kestirilebilirse de büyük bir kısmı önceden öngörülemez.

Ortaya çıkacak her zorluğu her sorunu aşmak için tek yol; bireyi mümkün olan en iyi eğitim, öğretim aşamalarından geçirmek, aklını en verimli şekilde kullanmasını sağlamak, yüksek ahlak sahibi yani nefs terbiyesi yaptırmış olmaktır…

Bütün bunlar hayatın içinde ortaya çıkan engelleri aşmak için sahip olmanız gereken kişisel özelliklerinizdir. Bunlarda ne kadar iyi duruma gelirseniz içerisinde bulunduğunuz her yapının kalitesini arttırmış olursunuz. Karşılaştığınız her zorluğu ve sıkıntıyı aşmada başarı oranınız da aynı kalitede artmış olacaktır.

Birey ne kadar çabalarsa çabalasın, tek başına her türlü eğitim öğretim imkânını elde edemez. Bunun için bir topluma ve toplumun kurduğu kurumlara ihtiyaç duyar.

Bir bireyin kalitesini, iki unsur belirler. Birincisi, o bireyde yaratılan her türlü beden, zihin ve nefs özellikleri. İkincisi ise bu özellikleri için uygun olarak aldığı eğitim.

Bir toplumun kalitesi ise kurduğu kurumlarla ortaya çıkar.

Kurumlar, her türlü birey ve toplum ihtiyacını karşılamak üzere kurulur. Bazı kurumlar da başka kurumların ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulur.

Toplum üç kıymet üzerinde kendini geliştirebilir ve toplumsal sorunların üstesinden gelebilir. Bunlar; ahlak, akıl ve ilimdir.

Ahlak, pek çok insana göre hem çok değişken hem de oldukça soyut bir kavramdır.

Bizim görüşümüze göre ahlakın görünen yüzü; yeri, şahsı ve makamı kim/nerede olursa olsun ahlak sahibine (birey, toplum) güvenilmesidir.

Bir bireye, bir topluma ne kadar güveniliyorsa ve o/onlardan ne kadar emin olunabiliyorsa o kadar güzel ahlaki kıymetleri vardır denilebilir.

Elbette ahlakla ilgili onlarca özellik sayabiliriz. Bu makalelerdeki amacımız, birlik konusunu işlemek olduğundan ahlakın sadece bir özelliğini burada serdettik.

Akıl, sadece basit mekanizmalar kurarak sorun çözümü olarak asla ele alınmamalıdır.

Her çağın akıl ihtiyacı farklı olabilir. Şartlar neyi gerektiriyorsa o kadar çalışılmalıdır.

Bu satırların yazıldığı tarihlerde, konvansiyonel terör gündemdeydi. Bir takım polisiye tedbirler, askeri harekatlar, siyasi manevralar, kültürel çalışmalar, hukuki düzenlemeler, … terörü bitirmek için kullanılan yollardı.