Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve eski köy bakkalı
Sevgili gençler ve de sadece geçmişin hakikatlerine Alzheimer olanlar: Hatırlatmakta fayda var; dış politikamız, iç siyasetimiz ve hükümetlerimiz adeta köy bakkalıydı… Eskiden köy bakkalından her şey alınamazdı, yumurta verip sakız vs. yağ karşılığında ise çay şeker alınırdı. Çoktan grosmarket olmamız gerekirken, geçmişimiz de zaten öyleydik ama Türkiye olarak bize eski köy bakkallığı layık görülmüştü. Bizlere biçilen eski köy bakkallığı göreviyle BM Genel Kurulları’na katılırdık ve bizi hiç kimse de ciddiye de almazdı. Sadece BM Genel Kurulunda mı? Hayır, başta Amerika olmak üzere batılı ülkelere yani grosmarketlere yolumuz düşünce hep ezik dönerdik. Bizde mevcut olan; plastik leğenimiz, laiklik elden gidiyor düdüğümüz, ağızlara sokulan gerici yobaz Kenger Sakızımız. Demokrasi, inanç özgürlüğü ise sadece İslam düşmanlarına verilmişti…
Osmanlıyı
yıktırıp, cumhuriyeti kurduran emperyalist güçler, başımıza fötr şapkayı
geçirip, ses tellerimize ayar çekip, şecaatimize ve kaslarımıza da
sakinleştirici yapıp, sessiz sedasız, uyuşuk eski bir köy bakkalı olmamızı
layık görmüşlerdi… Ola ki grosmarketlere – Batılı ülkelere yolumuz
düşer ise oradakilere heveslenmeden, arzu etmeden, haddimizi bilerek geri
dönmemizi köy bakkalı ile idare etmemizi hatırlatırlar, uyuşukluğa sebep olan
iğneleri – hakir görmeleri yenilerdiler... Hayallerimiz
grosmarket, hakikatler ise yolları çamur, köy bakkalıydı. Ufak tefek, üstelik
raflarındakiler ise en işe yaramaz olanlardı…
Şimdi onlar eski köy bakkalı oldular. Çiğnedikleri
sakız demokrasi, özgürlük ama merhametsizliği, duyarsızlığı, mazlumların
hakkını hukukunu satıyorlar; bakkalları ağzına kadar hainlik, zulüm, hırsızlık
ve algı dolu… Afrikalının birçok şeyini
alıp, plastik leğen verdiler… Iraktan birçok şey alıp; namus, can, mal,
tonlarca altın ve karşılığında plastik düdük verdiler, şimdi Şii – Sünni diye
çaldırıyorlar, Suriye’yi de aynı oyuna sahne ettiler. Afganistan, Filistin
kısaca; Müslüman ve mazlum olan yerlerde envai çeşit zulüm yapıp, canlarını
mallarını alıp, birkaç dandik mandalla kandırdılar ve kandırmaya devam
ediyorlar. Allah, bu gözü açık ve
hainlikte doktora yapmış Batı’lı alçaklardan, Amerika’nın ve Siyonizm’in
menfaatine çalışan BM’den, Müslümanların içine sızmış hainlerden ve de eski
tarz köy bakkallarından korusun. Biz yirmi senede eski köy bakkallığından
ancak ve boğuşarak, çok zorluklar atlatarak kurtulduk. Üstelik defalarca
darbelendik…
Grosmarketimizin anlında “Dünya Beşten Büyüktür” yazıyor.
İçerisinde hiç ayrım yapmadan tüm mazlumlara uzanan el, ekmek – aş ve kocaman
bir kalp ki boynu büküklere barınak… Dev marketimiz raflarca merhamet dolu,
insanlık dolu, şefkat dolu… Üstelik
mazlumların mallarına göz dikip, plastik leğenle kandırmıyoruz. Petrollerine
konup, denizler dolusu kan akıtmıyoruz, sadece gönülleri fethediyoruz… Grosmarketimizin
baş yöneticisi Erdoğan daima “veren elin” hayrını tercih ediyor ve bu
merhametinin, anlayışının karşılığını da sevgi olarak geri alıyor. En son, Central
Park’ta her milletten insanların sevgi seliyle karşılaşmış olması da içimizde
ki naylon insanları çok rahatsız etmiştir. O naylon ve fonlu ciğersizler,
devletimizin geldiği noktaları hazmedemiyorlar. Hazımsızlıkları da onları iyice
saldırgan hale getirdi…
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş
Milletler Genel Kurul Salonu'nda BM'nin 77. Genel Kurulu görüşmelerinde
katılımcılara hitap ederken, Grosmarketimizin sağlıklı ürünleri; adaleti,
merhameti sundu... Yunanistan’ın mültecilere hainlik yaparak nasıl çocuk katili
olduğunu BM’nin gözlerine soktu. Suriye’de kalıcı çözümün önemine vurgu yaptı.
Ukrayna tahılının, kaypak olmayan Türkiye’nin vesilesiyle insanlığa
ulaştırıldığını hatırlattı vs. vs. Malum olduğunuz şeyleri en net bir şekilde
“Dünya beşten büyüktür” sözünü yenileyerek haykırmıştır. Grosmarket Türkiye’den
eski köy bakkalı haline dönmüş batılı ülkelere ve BM’ye naylon olmayan
hakikatleri sunmuş ve BM yine bir süreliğine hakikatleri ilan eden yer
olmuştur. Şu temelsiz eksi mollaoğlu gibilerin ne çok Amerika’ya gidiyor demelerine
inat, mazlumların ve toplama kamplarında ki insanların, tüm terör örgütlerinin
imalatçısı durumundaki Amerika’da yani BM’de dokuz aylık asım bebek ve dört
yaşında ki Abdülvehap’ın aileleri ile birlikte alçak Yunan tarafında katledilmesini
suratlarına haykırması bile yeter. Grosmarket olmamızı hazmedemeyenleri oralara
göndermek lazım! Selamlar…