Birleşemezseniz bitersiniz!
İsrail, bütün dünyanın gözü önünde masum sivilleri, evleri, hastahaneleri, ambulansları, okulları, camileri, kiliseleri, mülteci kamplarını, kısacası her şeye saldırmaktadır. 7 Ekim’den bu yana bir yıl geçmesine rağmen, barbarlığın sona ereceğine dair hiçbir ihtimal ne yazık ki gözükmemektedir.
Gazze'de
işlenen vahşet durmadığı gibi, aynı zamanda Lübnan, Yemen, Suriye ve İran dâhil
olmak üzere, vahşeti, tüm bölgeye yaymaya çalışmaktadır. İran’ın İsrail
saldırganlığına karşılık vermesinden sonra, bölge geri dönüşü olmayan bir
noktaya doğru gitmektedir.
Ancak
sürekli İsrail barbarlığının üzerinde duruyoruz ama asıl üzerinde durulması
gereken husus, Filistin halkının inanmışlığı ve metanettidir. Zira şu ana kadar
bombalamalardan doğrudan etkilenen 41.000'den fazla insan, şehit oldu. Dolaylı şehit,
üç-dört kat daha fazla olmasına rağmen, Filistin halkından en ufak bir isyan
belirtisi yok..
Bu nasıl
bir inanmışlık ve metanettir ki, üzerlerine bombalar yağıyor, aç bırakılıyor, hastalıklarla
boğuşuyor ve ikinci bir kış geldiği hâlde, yine de teslim olmuyor-olmuyorlar...Tarihte
bu denli bir acıya başka bir millet veya nesil muhatap oldu mu? bilmiyorum. İsrail,
Hamas’ı yenemedi bu çok net, şimdi Hizbullah’ı yenebilecek mi? göreceğiz.
Ancak herkesin
zihninde geçen soru, İsrail barbarlığı daha ne zamana kadar devam edecektir? Bence
bu soruya doğru cevap verebilmek için, önce İsrail’in tasmasını elinde tutan Amerika
ve İngiltere’nin asıl amaçlarını görmek gerekir.
Zira İsrail,
taşeron bir terör örgütü gibi hareket etmektedir. Amerika ve İngiltere’nin askeri,
ekonomik ve siyasi desteği olmadan İsrail, bu kadar pervasızca hareket etmeye
cesaret edemez.
Bu
bağlamda İngiltere ve Amerika ikilisinin amaçlarına baktığımızda, bölgedeki güç
dengelerini İsrail’in lehine kalıcı olarak değiştirmek istediklerini görüyoruz.
Demek ki İsrail, tüm bölge ülkelerini Gazze’ye çevirene kadar vahşeti, devam ettirmeye
çalışacaktır.
Peki, bunu başarabilecek mi?
Bu sorunun
cevabı bölge ülkelerinin tutumuna bağlıdır. Bu nedenle üzerinde ısrarla
durduğumuz konulardan birini, burada tekrar etmek istiyorum: Kimse herhangi bir
batı ülkesinden İsrail’i durdurmasını beklemesin!
Bölge
ülkeleri, tehlikenin büyüklüğünü görerek bir an önce ortak bir tavır ortaya
koymaları gerekir. İsrail’in haydutluğuna karşı ya birlikte hareket ederek var
olacaklar, ya da tek tek bitecekler!
Mevcut
uluslararası sistemde adalet yok! Hukuk, sadece güçlünün çıkarlarına hizmet etmektedir.
Ancak kötü işleyen mevcut uluslararası sistem, ürettiği tehditler kadar,
fırsatlarda sunmaktadır. Zira devam eden çatışmalar, savaşlar, göç, açlık, haksızlık
gibi sorunlar, herkes tarafından
görülmektedir.
Onun
için bölge ülkeleri, birlikte hareket edecek bir zemin yaratabilirlerse, haksızlığa
uğrayan diğer ülkeleri de etkileyebilirler. İşte o zaman, kötü işleyen
uluslararası sistemi, revize etme imkânı doğabilir.
Toparlayacak olursak: Mevcut uluslararası sistem, bölge
ülkelerine şu mesajı net bir şekilde vermektedir: Birleşemezseniz bitersiniz!