Birincilik Ve Beşiktaş
HEPİMİZ ve her canlı mücadele etmek zorundadır. Çocuk büyümek, genç yeni bir hayat, ihtiyar ise ölmemek için çabalar. Bu çabalar bize doğuştan gelen bir içgüdür. Öğrenilmiş davranışlarla bu içgüdüler ıslah edilmiş şekle bürünür. Vahşi ve kaba toplumlarda yarış hak ettiği yeri bulamaz.
Gelişmiş ve çağdaş toplumlarda kurumlar ve kişiler yarışmayı düşmanlığa dönüştürmezler. Yarışmayı tatlı bir duruma sokmak hedeftir. Bu hedefleri gerçekleştirmek için en önemli araçlardan birisi de spordur. Spor bedensel ve zihinsel bir faaliyettir. Sporun sosyopsikolojik yönleri de mevcuttur. Günümüzde birçok alanı ilgilendiren bir etkinliktir.
Sporun bireysel mücadeleyi ilgilendiren dalları vardır. Aslında insanın yaradılışına uygun olanı Uzakdoğu sporları, güreş, yüzme, tenis, yürüyüş gibi idmanlardır. Ancak bu gibi idman dalları değişik sebeplerle tabana yayılmamıştır. Atasporlarımız, birçok iyileşmelere rağmen, hala üvey evlat muamelesi görüyor. Spor olma vasfını yitiren futbol ise egemenliğini ilan etmiştir.
Bize göre futbol sportif özelliğini yitirmiştir. Daha çok gösteri özelliği ön plana çıkmıştır. Futbol maçları ile toplumları oyalamak, meşgul etmek mümkündür. Bu özelliği bilinen futbol yöneticilerin de ağırlık verdiği bir alandır. Bu yolu bilen bazı muhterisler, anlamadığı ve bilmediği futbol alanında, kendilerini göstermeyi arzu ederler. Bunun için de varını yoğunu futbol alanına dökerler.
Yine de futbolu göz ardı edemiyoruz. Futbolun özgül ağırlığı toplumda çok fazladır. Toplumda futbolun bir karşılığı var. Bunu kulüplerden ve toplumun çoğunluğunun futbola ilgisinden anlıyoruz. Üstelik futbol bir propaganda aracı, bir tanıtım ilacıdır. Mali, psikolojik bir reklam aracı olan futbol ulusal ve uluslararası bir güç odağı durumuna gelmiştir.
Kurumsallaşmış kulüplerden birisi de Beşiktaş'tır. Beşiktaş'ın kuruluşu da, geçirdiği seyir de parlaktır. Kafkas Kartalı Şeyh Şamil'in amblemini Beşiktaş kendisine sembol olarak seçmiştir. Şeyh Şamil'in torunları Beşiktaş'ı kurmuşlar ve Türk spor tarihindeki seçkin yerini almasını sağlamışlardır. Sağlam felsefesi olan Beşiktaş kulübü tarihteki yerini de şampiyonlukları ile almıştır.
Beşiktaş'ın 2016-2017 yılı şampiyonu olmasının çeşitli yönleri vardır. Beşiktaş birinci olunca ülkemizin her yanında sevinç gösterileri yapıldı, İstiklal Marşımız söylendi, bayrağımız göndere çekildi. Doğudan batıya, kuzeyden güneye her yöreden vatandaşlarımız halay çektiler, oyun oynadılar. Kardeşlik sözden fiile dönüştü. Yapay ayrımlar ortadan kalktı. Yurttaşlarımız arasındaki manevi bağın kuvvetlendiğine tanık olduk Türk bayrakları ile Beşiktaş flamaları her yeri kapladı.
Beşiktaş'ın birinci olmasında çok çeşitli etkenler vardır. Kulüp başkanı Fikret Orman stadı yapmış, sözünü tutmuştur. Sokaktaki Beşiktaş taraftarları göğüslerini gererek gezmektedirler. Ahmet Nur Çebi'nin de katkılarını göz ardı edemeyiz. Birinciliğin esas mimarı bize göre Şenol Güneş'tir. Eğer Beşiktaş birinci olmasaydı suçlanacak ve kapı önüne konacak kişi Şenol Güneş olacaktı. Ancak külfeti Şenol Güneş üstlendiğine göre nimet de, onur da, saadet de, onun olmalıdır. Şenol Güneş daha çok onore edilmeyi hak ediyor.
Şenol Güneş Trabzon'dan yola çıkmış dünyayı gezmiştir. Görevlerinde başarılı olmuş, Türk Futbol Tarihi'ne muazzam ve muazzez başarılar, şampiyonluklar hediye etmiştir. Dünya Kupası üçüncülüğü göz ardı edilecek bir hediye değildir. Beşiktaş'a üst üste hediye edilen şampiyonluk mevsimlik bir hediye değildir. Şenol Güneş üstelik kibar, beyefendi, nazik bir insandır. Tertemiz bir sicili vardır. Bize göre Şenol Güneş'in hayatı ile ilgili tez hazırlanmalıdır.
Beşiktaş'ın şampiyonluğunu kutladık. Bu meyanda toplumsal bazı problemlerimizi dile getirelim. Bunlar arasında:
- Giresun-Bulanacak-İnece Köyü ve ülkemizin diğer yörelerinde 2-B ile ilgili tarım arazileri gündeme alınmalıdır. Çok sayıda mağdur insan yöneticilerimizden yardım beklemektedir. Özellikle Giresun milletvekili avukat Sabri Öztürk'ü gözlerimiz aramaktadır.
- İstanbul Bahçelievler'deki otobüs ve hat sayısı arttırılmalıdır.
- Dolmuş, taksi, kamyon ve otobüs sürücülerine beden-ruh sağlığı ile ilgili koruyucu eğitim verilmelidir.
Sonuç: "Şenol Güneş'in hayat tarzı, olaylara bakışı ve çalışma şekli akademik anlamda incelenmelidir. Ve gençlere belletilmelidir."