Birinci Bayram İftar
Sahurla başlayan Ramazan orucu, iftarla bayrama erişir. Bu iftar ki, kendisine ulaşıldığı zaman sevinç yaşanır. Bedenin zikri olan orucun ikinci sevinci, Rabb’ine kavuştuğu zaman ilâhî mükâfat olarak gerçekleşecektir.
Günün sıkıntı ve yoğunluğunu beden ve zihin paylaşırlar. Ramazan günlerinde yaşanan zorluklar, iftarın ferahlatıcı bereketiyle kolaylaşır. Ferahlık ve mutluluk, hanelerin üzerine iftarla şemsiyesini açar. Bu öyle bir açılıştır ki, adeta cennet kapılarından üfürülen nefesin gücüyle bereketin zirvesine çıkar.
İftar, oruç tutan ve tutmayan herkes için refah getirici bir andır. Fakir, fukara, garip, guraba, zengin, zâlim ve mazlum, güçlü ve zayıfa, hâsılı herkese ruh taşır iftar. Bu sadece ağzın açılması ve bedenin gıdalanması değildir. Nefe(i)sler, bedenler, ruhlar, zihinler ve akıllar, iftarla var oluşu yaşarlar. İnananın da inanmayanın da, dindar olanın da, dindar olmayanın da, iftarla yüzü güler, kalbi genişler, yüreği rahatlar.
İftar, bir anlamda gözün ve gönlün açılmasıdır. Mühürlü göz, gönül ve kalp, iftarla hayata ve varlığa açılır.
Kalplerin yufka gibi inceldiği iftar anları, kulu dünyadan uzaklaştırır, adeta öte dünyanın sakinine dönüştürür. Açlık, susuzluk ve diğer bütün ihtiyaçlar/zevkler, iftara kadar iradenin yörüngesindedir. Bu kutlu irade ki, insanı, melekî ruh sahibi yapar. Hayvanî lezzetler, oruç ve iftarın manevî zevki karşısında yok olur. Tevhid, iftarla bedeni Yaratan’ın kulluğuna davet eder. Bu ilahî çağrı, helalin ve meşrunun davetidir.
Paylaştıkça çoğalan iftar sofraları, Hz. İbrahim’in (a.s.) gönül sofralarına dönüşür. Musa’yla Tih çölünde yer sofralarını hatırlatır iftar. Nuh’un gemisindeki aşure lezzeti, iftarla tadılır. Yusuf’un hapishanesindeki sofralardır iftar. Aynı zamanda onun sarayında yenilen helal tevhid lokmalarıdır.
İftar, Hıra mağarasında Hz. Peygamber’le tefekkür etmektir. Sevr’de iki aziz kişiden üçüncüsü olup onlarla ilahî sofradan lezzetlenmektir.
Firavun, Nemrud ve Karun’un zengin dünyevî sofralarının doyuramadığı nefisler, iftarla lezzetlerin en büyük zevkine ulaşır. Zâlimlerin sofraları karşısında, Hz. Nebi’nin (s) mütevazı hanelerindeki basit, sade sofraların tadı, iftarların ideal ziyafet görüntüleridir.
İftar eden de iftarı veren de karlıdır. Oruçluya iftar ettiren ecrin ve sevabın bereketiyle nurlanır. Hazreti Rezzâk’ın lütfuyla şeref kazanır. Servet ve kesesi ziyadeleşir. Malı ve mülkü öyle artar ki, kendisi de bunun hikmetini fehmedemez. Huzur ve mutluluk hanesinde ve ev halkında tecessüm eder.
Acele etmek gerekir orucu açmak için. Sevgili Rasul’ün emri, iftarı geciktirmemek üzere mukayyettir. Vaktinin girmesiyle yapılan iftar, acele edildiğinde hayrın sübut bulması için bir vesiledir.
İftar, kardeşliktir, vermektir. Üstün olanların verdiği gibi, iftar meclislerinin sahipleri de fazilet ehlindendir. Vermek, almaktan daima üstündür. Karşılık beklemeden, riya ve gösterişten uzak olarak infak etmek, iftarlarda daha bir güzeldir. İftar, aşların huşuyla yenilmesine imkân verir. Huşu, hayâ ve tefekkürle iftarların süsü haline gelir.
İftar bir anlamda cennet lezzetlerinden tatmaktır. Doyumsuz tatlar, iftarla cennete yolculuğu başlatır. Yaratan’ın verdiği nimetler, bahşettiği lütuflar, iftarla dünyevî hediyelere dönüşür. İftar, kardeşi namazı heyecanla bekler. Dua ise, iftara yarenlik yaparak bereket, af ve mağfiret sözcüklerini dilden gönüllere taşır.
İftar öncesi, kalp, gönül ve zihin toktur; tüm özelliklerini son sınırlarına kadar tebarüz ettirirler. Gönül kapıları, bedenlerini Allah için ruhlarına teslim edenlere açılır. Ruhu hapseden beden, iftara kadar zincirlidir. İftar, hükümdar olan ruhun, kölesi haline getirdiği bedene itaat ettirmesidir. Beden bir başka iftara kadar, isyan edemez, taşkınlık yapamaz. Ruh, onu öyle bir terbiye etmiştir ki, Âlemlerin Rabb’inden aldığı feyz ve nurla Nurlar Nuru’nun aşkını iftara taşır.
Hurma ve su, iftarın güzelleridir. İftar onlarla, nebevî seslenişe muhatap olur. Hurmanın tadı, Hz. Peygamber’i ve hikmetli sohbetlerini hatırlatır. Dolayısıyla iftar sofraları, peygamberle yapılan ziyafetlerdir. Tevhid’in Resulü, iftar sofralarının başköşesinde tezekkür ve tesbihlerin işaretini verir. İftar tekbir ve tesbihtir. Şükürdür, aftır, mağfirettir.
Hâsılı, birinci bayram iftar, ikinci ve büyük bayrama/iftara hazırlıktır, başlangıçtır.