Biri kalkışma mı dedi?
Değerli okurlarım, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin, Can Atalay'ın serbest kalması yönünde oy kullanan Anayasa mahkemesi Üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı, gündeme bomba gibi düştü.
Elbette 2 Yüksek Mahkeme arasındaki çatışma görüntüsü hoş olmadı. Ancak kıt hukuk bilgileriyle, konuya dahil olarak, Yüksek Mahkemelerden birini tutmak da hoş olmadı.
Hani Hakimlerimiz, kararlarını verirken özgür olacaklardı. Anayasa Mahkemesi Üyeleri işlerini yaparken özgürler; Yargıtay Üyeleri değiller. Öyle mi?
Bu, işinize gelince deve, işinize gelmeyince cüce demektir. Asıl böyle yapılırsa, ortada Adalet diye birşey kalmaz.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, kararını açıkladığı andan itibaren, yapılan açıklamaları takip etmeye çalışıyorum.
Hemen şunu söyleyeyim: CHP'nin Yeni Genel Başkanı, Yargıtayın kararına verdiği tepkiyle beni şaşırtmadı. Kendisi bunu, bir"darbe", bir "kalkışma" olarak gördü.
aslında bu beyefendiye sormak lazım... Asıl kalkışma: Sokakları provoke ederek, seçilmiş İktidara görevini yaptırmamaya çalışmak mıdır? Yoksa, bu suçu işleyenlerin cezalarını almaları için uğraşmak mıdır?
Efendim bu son olayda da görüldü ki, darbecilerin ülkemize biçtiği Anayasa elbisesi dar gelmeye başladı. Mutlaka bunun Sivil bir Anayasayla değiştirilmesi gerekiyor.
Galiba 2. Yüzyılın ilk hayırlı işi de bu olacak. Buradan söylemiş olayım. Kimler bundan kaçarsa, Tarih onları iyi anmaz.
Elbette 2 Yüksek Mahkeme arasındaki çatışma görüntüsü hoş olmadı. Ancak kıt hukuk bilgileriyle, konuya dahil olarak, Yüksek Mahkemelerden birini tutmak da hoş olmadı.
Hani Hakimlerimiz, kararlarını verirken özgür olacaklardı. Anayasa Mahkemesi Üyeleri işlerini yaparken özgürler; Yargıtay Üyeleri değiller. Öyle mi?
Bu, işinize gelince deve, işinize gelmeyince cüce demektir. Asıl böyle yapılırsa, ortada Adalet diye birşey kalmaz.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, kararını açıkladığı andan itibaren, yapılan açıklamaları takip etmeye çalışıyorum.
Hemen şunu söyleyeyim: CHP'nin Yeni Genel Başkanı, Yargıtayın kararına verdiği tepkiyle beni şaşırtmadı. Kendisi bunu, bir"darbe", bir "kalkışma" olarak gördü.
aslında bu beyefendiye sormak lazım... Asıl kalkışma: Sokakları provoke ederek, seçilmiş İktidara görevini yaptırmamaya çalışmak mıdır? Yoksa, bu suçu işleyenlerin cezalarını almaları için uğraşmak mıdır?
Efendim bu son olayda da görüldü ki, darbecilerin ülkemize biçtiği Anayasa elbisesi dar gelmeye başladı. Mutlaka bunun Sivil bir Anayasayla değiştirilmesi gerekiyor.
Galiba 2. Yüzyılın ilk hayırlı işi de bu olacak. Buradan söylemiş olayım. Kimler bundan kaçarsa, Tarih onları iyi anmaz.