Biri, Birisini Anlatırken
Bugünlerde birisi biri için “Peygamber soyundan geliyor, umrede şırıl şırıl ağlamış” diyerek birinin yaptıklarını anlatarak gündem olmak istiyor.
Konuyla alakalı olarak
onların ifadesiyle “ibadette gizli, kabahatte
gizli” diyeceğiz ama dijital devirde yaşadığımızdan hiçbir şey gizli
kalmıyor. Bazen mobeseler, bazen iyi saatte olsunlar vasıtasıyla atılan
adımlar, gidilen yerler, konuştuğunuz yer ve tarih hatta hangi konuda ne
söylediğimize varıncaya kadar kayıt altına alınıyor. O sebeple biz de lafı
evelemeden gevelemeden söyleyelim.
Birisi birinin ne
kadar dindar olduğunu söyleyerek sözüm ona muhafazakâr ve dindarlardan oy
devşirmek istiyor. Bahsettiğim birisini tanımasanız bile onun anlattığı birini çok
iyi tanıyorsunuz. Uzun yıllar bir kurumun genel müdürlüğü görevini deruhte
ettikten sonra milletvekili olan daha sonra düzmece kaset yoluyla partisinin başkanlığını
ele geçiren şahıstan söz ediyorum.
Aynı güneşte çamaşır
kurutanların kardeş olduğunu söyleyen bazılarının kolaylıkla “Seyyid soyundanım” veya “Peygamber soyundanım” sözlerine İslâmî
anlayış ve düşüncede soyun, sopun çok önemli olmadığını asıl önemli olanın
Müslüman olarak ‘takva’ elbisesinde
olduğunun altını kalın çizgilerle çizer “Ben
de peygamber soyundanım, hem de ilk peygamberin soyundanım” derdim.
Gerçekten de
yaşadığımız dünyada önemli olan dinin gerektirdiği vazifeleri bihakkın yerine
getirmeye gayret etmek olmalı düşüncesini taşıyorum. Cahilî düşüncelerden
arınmış bir kafayla hayatımıza yön vermeye çalıştığımız çizgimizde saptırmadan
emaneti teslim edebilirsek kendimizi kazançlı sayacağız.
Şu soydanım, bu
meşreptenim, falan cemaattenim, filanca klikten veya feşmekanca gruptanım gibi
hamasî söylemlerle değil Necip Fazıl’ın “Müjdecim,
kurtarıcım, sana uymayan ölçü hayat olsa teperim” dediği gibi Allah’a kul,
habibine ümmet olma şuuruyla hayat sürmek asli görevimizdir.
Soy, sop ve diğer
bağlarla övünmek cahili düşüncenin ürünüdür. Müslümanların pazarında bu ürüne
rağbet olmadığını birini överken anlatan birisi bilmeyebilir bunu. Çünkü o
birisi hayatının çoğunu radikal sol çevrelerde tüketmiş, son yıllarda ise
aşırılıktan bıkmış veya bir şey elde edememiş olacak ki ılımlı sola yaslanıp,
muhafazakâr oylara göz dikmiş.
Yemezler. Başka kapıya
birisi başka yere tezgâh aç.
O söylediği biri Seyyid soyundan gelebilir, olabilir
itirazım yok. Hz. Nuh’un ve diğer peygamberlerin
çoğunun çocukları ve aileleriyle ilgili o çok eleştirdiğiniz Diyanet İşleri Başkanlığı’nın meal ve
tefsir kitaplarında anlatılanlara bir göz atsaydın görürdün soyun sopun işe
yaramadığını.
Gelelim umre işine.
Merhum Oğuzhan Asiltürk’ten nakil
ettiğiniz mevzuyu bizzat umre yolunda karşılaştığımızda havaalanında birinin
umreye gittiğini onu götüren isimden duyduğumda hayret içerisinde kalmıştım.
Şırıl şırıl ağlaması onun günahlarından inşallah arınmasına sebeptir. O günden
sonra aleni olarak işlediği günahlarına aleni tövbe etmesi gerekmektedir.
Bize inanmıyorsa Cüppeli Ahmet Hoca’yla görüşebilir.