Birey olmak, insan olmak
Kişinin kendisini kendi ihtiyaçlarına, arzularına ve ideallerine uygun olarak biyolojik, psikolojik ve sosyal açılardan geliştirmesi ve olgunlaştırması süreçlerinin ve çabalarının hepsi birey olma kapsamında değerlendirilebilir. Birey olmak için sarf edilecek bütün çabalar, insan için olumlu, yapıcı ve yaratıcı olmalıdır. Birey olma süreci, özgürleşme sürecidir. Kendini tanımaya, bulmaya ve kendine göre yaşamaya çalışan kişi, aslında özgür olmanın arayışındadır ve çabasındadır. Özgür birey, kendini tanıyan, bulan, kendi ideallerine uygun yaşayan, sadece kendi olmaya çalışan kişidir. Birey kavramı, hiçbir şekilde bencillikle, köşesine çekilmeyle, duygusuzlukla, merhametsizlikle, acımasızlıkla biraraya getirilemez. Özgür bireyin yaşam haritasını akıl, ahlak ve adalet belirlemektedir. Akıllı, ahlaklı ve adil insanlar, özgür birey olabilirler. Akılları ve vicdanları körelmiş, ahlaksızlığı karakter, kişilik ve inanç haline getirmiş insanların özgür ve olgun birey olmaları mümkün değildir.
Özgür birey, kendinden sorumludur. Özgür birey, hiçbir
şekilde hiçkimseyi kendi başına kayyum ve çoban olarak atamaz ve
konumlandırmaz. Bu hayatta hiçkimse, kimsenin çobanı değildir. Kendini bir
grubun, topluluğun veya çobanı olarak gören ataerkil ve otoriter anlayışlar,
aslında insanlara akılsız ve aptal bir sürü gözü ile bakmaktadırlar. Özgür
birey, koyun olmayı reddettiği gibi, kendi başına bir çobanın atanmasını da
reddetmektedir. Özgür ve akıllı birey, kendinden sorumlu olmayı, yaşadıklarının
her şeyiyle kendisine ait olmasını, kendi ayakları üzerinde durarak yaşamayı ve
sürekli olarak yaşama kapasitesini geliştirmeyi seçen kişidir.
Özgür bir birey olmanın en büyük düşmanı, bağımlılıktır. En
yüce, en güçlü, en ulu, en hatasız görülen kişilere, kimliklere, kaynaklara ve
gruplara bağımlı olmak, aslında özgürlükten, onurdan, birey olmaktan ve insan
olmaktan vazgeçmek demektir. Kişiyi birtakım yapılara ve otoritelere bağımlı hale
getirmek için ilim, hikmet, hidayet,
hakikat, inanç adına her türlü yalan söylenmekte, fantezi üretilmekte ve
yanılgı gerçek olarak dayatılmaktadır. Gerçeklikle ve akılla bağı kopan
insanlar, kolaylıkla her şeye ve
herkese bağımlı hale gelebilirler. Bağımlı nesnelere dönüşmemek için
akıl ve gerçekçilikten hiçbir şekilde kopmamak lazımdır. Başka kişilere
maddi, manevi sosyal, kültürel, zihinsel ve duygusal açılardan bağımlı olan
kişiler, hiçbir şekilde özgür bireyler ve insanlar değildirler. Bağımlı
nesnelerden öteye geçmeyen kişiler, yüzbinlerden oluşan kalabalıklar halinde
bağımlısı oldukları kişinin ölüsüne ve dirisine sürekli olarak bağımlılıklarını
kutsal ritüeller şeklinde icra ederler. Özgür birey, kendi doğrularını ve
yanlışlarını özgürce tecrübe tecrübe eden, tecrübeleri sonucu kendini otonom
bir özne hale getiren ve sürekli olarak özgür ve özgün bir hayat yaşamak için
çaba gösteren kişidir. Özgür birey, hiçbir şekilde hiçkimseye bağımlılıkla
kendini, hayatını ve insanlığını israf etmez.
Özgür birey, yaratıcı, özgün ve farklı olmayı
gerçekleştirmek için aklını kullanan, emek harcayan, sürekli olarak öğrenen,
düşünen ve davranan insandır. Özgür birey, üretken, yaratıcı, farklı ve
cesurdur. Özgür, yaratıcı, farklı ve cesur insanlar, bilim, sanat ve felsefe
alanlarında yaratıcı eserler ortaya koyabilirler. İnsanı hep sahte yüce
kurgulara bağımlı hale getiren, insanın bireysel kapasitesini ve yeteneklerini
köreltmekten başka bir işlevi olmayan
ilkel ve medeniyet dışı anlayışların en belirgin özelliği, bilimi, felsefeyi, hukuku, özgürlüğü, barışı
dışlamaları ve reddetmeleridir.Özgür birey olmayı esas alan hür ve açık toplumlar için
demokrasi hava ve su kadar acil bir
ihtiyaçtır.Özgür birey olmanın bütün imkanlarının ortadan kaldırıldığı, aklın, bilimin, sanatın
ve felsefenin sahte yücelikler adına reddedildiği ilkel kültürlerde ve
sistemlerde üretilen tek şey, despotizmdir. Aklı, hukuku, hürriyeti ve barışı
reddeden despotizm, insanın bireyselliğini, onurunu ve özgürlüğünü bir bütün
olarak reddetmektedir.