"Birbirinizi sevmedikçe imân etmiş olamazsınız!.."-4
Yüce dinimiz İslam, sevgi ve muhabbeti emrettiği gibi; kin, nefret ve kırgınlıkları da yasaklamıştır. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:
“Bir de
onlardan sonra gelenler: ‘Rabbimiz, bizi ve bizden önce imân etmiş olan
kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde imân edenlere karşı bir kin bırakma.
Rabbimiz, gerçekten Sen, çok şefkatlisin, çok merhametlisin,’ derler.” (Haşr
10)
“Muhammed (aleyhisselam,)
Allah’ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da; kâfirlere karşı çetin, kendi
aralarında merhametlidirler.” (Fetih 29)
“Onlar (takvâ sahipleri)
bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler,
insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.” (Al-i İmran 134)
“Kullarıma söyle; sözün en güzelini
söylesinler.” (İsra 53)
“Kötülüğü; iyiliğin en güzeli ile
karşılık vererek, defet. Böylece bakarsın ki, aranızda düşmanlık bulunan kimse,
candan bir dost oluvermiştir.” (Fussilet 34)
Hadis-i şeriflerde de
şöyle buyurulmaktadır:
“Amellerin en
üstünü Allah için sevmek, Allah için buğz etmektir.” (Ebu Davud)
“Bir müslümanın,
din kardeşini üç gün üç geceden fazla terkedip küs durması helâl değildir: İki müslüman
karşılaşırlar; biri bir tarafa öteki öbür tarafa döner. Halbuki o ikisinin en
iyisi, önce selâm verendir.” (Buhari)
“Mümin, başkasıyla
hoş geçinen ve kendisiyle hoş geçinilen kişidir. İnsanlarla güzel geçinmeyen ve
kendisiyle güzel geçinilmeyen kimsede hayır yoktur.” (İ. Ahmed)
“Kardeşini güler
yüzle karşılamak şeklinde bile olsa, hiçbir iyiliği küçük görme!” (Buhari)
“Sizden biri,
kendisi için istediğini (müslüman)
kardeşi için de istemedikçe (gerçek mânâda) iman etmiş olamaz.”
(Buhari)
“Sizin en
hayırlınız, hayrı umulan ve şerrinden emin olunan kimsedir. En şerliniz ise;
hayrı umulmayan ve şerrinden emin olunmayan kimsedir.” (Tirmizi)
“(Allahü
Teâlâ kıyamet gününde şöyle buyuracak:) “Benim için birbirlerini sevenler
nerede? Onları gölgemden başka gölge bulunmayan bu günde Arş’ın gölgesinde
gölgelendireceğim,” buyurur. (Müslim)
Abdullah bin Ömer
radıyallahü anh buyurdu ki: “Allah için sev, Allah için buğzet, Allah için
dost ol ve yine O’nun için düşman ol. Çünkü Allah’ın dostluğuna ancak bu
şekilde erişilir.” (Hayatu’s-Sahabe)
Sevgi, insanların kaynaşmasını
sağlayan ve günlük hayatı kolaylaştıran çok önemli bir unsurdur. Ancak sevginin
bu fonksiyonunu icra edebilmesi için doğru olması gerekir. Doğru sevginin iki alameti vardır, şöyle ki:
a) Sevgi, rıza-i Bârî için olmalıdır. Buna “hubb-i
fillâh ve buğd-i fillâh,” denir. Yani kişi, sevdiğini Allah rızası için sevecek,
buğzettiğine de Allah rızası için buğzedecektir. Dolayısiyle kişi; Allah’ı
sevdiğini iddia ediyor, ancak O’na isyan
edenlerle dost oluyorsa, bu kişinin “ben, Allah’ı seviyorum,” iddiası gerçek
dışı ve yalandır. Çünkü doğru insan, sevdiğinin sevdiği insanları sever,
sevmediklerini de sevmez. İşte sevgide doğruluk ve samimiyetin ölçüsü budur.
Yani “hubb-i fillâh ve buğd-i fillâh,”tır.
b) Sevgide itaat. İnsan, sevdiğine itaat eder. “Allah’ı
seviyorum,” diyen kimse, sözünde samimiyse, Allah’a itaat etmesi lazımdır. Yanı
Sırat-ı müstekimde yürümesi gerekir. Mesela içki içen, haram yiyen, namaz
kılmayan, oruç tutmayan, zekât vermeyen, hacca gitmeyen, küçüklerimize sevgi,
büyüklerimize saygı göstermeyen ve her türlü günahı çekinmeden işleyen
kimsenin; “ben, Allah’ı seviyorum” demesinin hiçbir kıymeti ve hiçbir mânâsı yoktur.
Demek sevgi ve muhabbetin hakikisi
olduğu gibi sahtesi de vardır. Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “(Rasûlüm) de
ki; eğer siz Allah’ı seviyorsanız hemen bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve
günahlarınızı bağışlasın.” (Al-i İmran 31) Bu âyet-i kerime ile; Allah
sevgisine, ancak O’nun emirlerine uymak ve Peygamberi’nin yolundan gitmekle
ulaşılabileceği net bir şekilde ihtar ediliyor.
Hadis-i şerifte
buyuruldu ki: “Kişi sevdiği ile beraberdir.”
(Buhari) Tabiîn-i izâmın en büyüklerinden
âlim, zâhid, sâlih ve önder bir zat olan Hasan-ı Basrî hazretleri buyurdu ki: “Kişi
sevdiğiyle beraberdir,” hadis-i şerifi seni yanıltmasın! Çünkü sen,
iyilere, ancak onların iyi amellerini yapmakla kavuşabilirsin.”
(Devamı haftaya…)