Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Eylül 2022

"Birbirinizi sevmedikçe imân etmiş olamazsınız!.."-3

Sevgi kalbin azığı, ruhun gıdası, gözün nurudur. Sevgiden mahrum olan kimse ölü gibidir. Sevgi nurunu kaybedenler, karanlıklar denizinde yok olurlar. Sevgide başarılı olamayanlar, hayatlarını elem ve keder içinde geçirirler.

Bütün faziletler, sevgi ve samimiyet vasatında doğar ve bu ortamda gelişir. Sevgi ve samimiyet olmadan, dinimiz İslâm’ın hedeflediği insan-ı kâmil idealini ve erdemli toplumsal hayatı yakalamak çok zordur.

Günümüzde insanlar arasındaki samimi dostlukların azalması; öfke, hiddet, kin, düşmanlık, zulüm ve kavgaların artması, temelde insanların kalplerini birleştiren sevgi ve samimiyet eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Halbuki sevgi ve samimiyet olsa, öfkeler diner, düşmanlıklar biter ve insanlar hayatlarından zevk almaya başlarlar.

Özellikle müslümanlar sevgiyi ihya etmek ve özellikle birbirlerini sevmek zorundadırlar. Çünkü bütün dünya iyilik ve güzellikleri onlardan beklemektedir. Şayet onlar da nefis, şeytan ve kötülerin oyununa gelip birbirlerini sevmemeye başlarlarsa, artık yeryüzünün tadı kaçmış ve tuzu kokmuş demektir. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Ve seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya 107)

“Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız...” (Âl-i İmran 110)

“Muhammed (aleyhisselam) Allah’ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler.” (Fetih 29)

“Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.” (Hucurat 10)

Ferdî hayatımızın en üstün değerlerinden biri olan sevgi, cemiyet yaşantımız için de yalnız ahlakî bir erdem değil, aynı zamanda yaşamsal bir zorunluluktur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

“Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine yakınlıkta, şefkat gösterip birbirlerini koruyup kollamada bir vücut gibidirler. Vücudun herhangi bir yerinde bir rahatsızlık olduğunda; bunu, vücudun tüm uzuvları hisseder.” (Buhari)

“Sizden biriniz kendi nefsi için arzuladığı bir şeyi mümin kardeşi için de istemedikçe (kâmil) mümin olmaz.” (Buhari)

“Birbirinizle ilişkiyi kesmeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Birbirinize kin gütmeyin. Birbirinize haset edip kıskanmayın. Ey Allah’ın kulları, kardeşler olun!” (Müslim)

Efendimiz aleyhisselamın bir duası: “Allahım, senden hayırlar işlemeyi, kötülükler işlememeyi, fakirleri sevmeyi nasip etmeni dilerim. Senden sevgini, seni sevenleri sevmeyi, senin sevgine yaklaştıran ameli sevmeyi dilerim.” (Tirmizi)

Medineli Evs ve Hazreç kabileleri arasında müthiş bir düşmanlık vardı ve bunun için aralarında kanlı savaşlar bitmek bitmiyordu. Ne zaman ki İslam ile şereflendiler, aralarındaki kin ve düşmanlık sona erdi, kalpleri birbirine ısındı ve kaynaşıp kardeş oldular. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Ve kalplerinin arasını sevgi ile birleştirdi. Yoksa yeryüzünde ne varsa hepsini harcasaydın, yine onların kalplerini birleştiremezdin. Fakat Allah, onların arasını sevgi ile birleştirdi…” (Enfal 63)

“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.” (Âl-i İmran 103)

İslam dini; ırk, dil, memleket, renk ve cinsiyet ayırımı gözetmeden bütün müminlerin kardeş olduğunu ilan etmiştir. Buna göre kişinin etnik kökeni, sosyal statüsü ve malî durumu, ona yönelik takınılacak tavrın niteliğinin belirlenmesinde asla etkin değildir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

“Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.” (Buhari)

Yunus Emre hazretleri ne güzel söylemiş: “Gelin tanış olalım/Yad isek bilişelim/ Sevelim sevilelim/Dünya kimseye kalmaz,” ve “Hakkı gerçek sevenlere/Cümle âlem kardeş gelir…”

(Devamı haftaya…)