Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Eylül 2022

Birbirinizi seviniz

“Birbirinizi sevmedikçe imân etmiş olamazsınız!..”-

Gönül huzurunun anahtarı sevgidir. Sevgisiz gönül çorak bir toprak gibidir. Birçok zorluğa katlanılarak ulaşılan sevgi, sonsuz mutlulukların yaşanma sebebidir. Sevgi hissi, çok değerlidir ve bu his olmadan hiçbir fedakârlık yapılamaz.

Müminlerin en büyük özelliklerinden bir tanesi de; gönüllerinin hep sevgi dolu olması ve her zaman iyi işler yapmak için çırpınmalarıdır. Çünkü müminlerin kalbi kin tutmaz, kendilerine bir kötülük dahi yapılsa affedici ve hoşgörülü olurlar. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki: “Affı, kolaylaştırmayı prensip edin, iyi olanı emret ve câhillere aldırış etme!” (Araf 199) “Eğer affeder, hoş görür, bağışlarsanız, muhakkak ki Allah da çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Tegabün 14 )

Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri, oğlu Sultan Veled’e şöyle nasihatta bulunuyor: “Bahaeddin, eğer daima cennette olmak istersen, herkesle dost ol, hiç kimsenin kinini yüreğinde tutma. Senin düşmanının da seni sevmesini istersen, kırk gün onun hayrını ve iyiliğini söyle, o düşmanın senin dostun olur. Çünkü gönülden dile yol olduğu gibi, dilden de gönüle yol vardır.” Dolayısıyla gerçek ve ihlaslı bir sevgi, insanların olgunlaşmaları ve kemale ermeleri bakımından çok mühimdir.

İslam sevgiye en fazla önem veren dindir. Bundan dolayı İslam medeniyeti sevgi medeniyetidir; müslüman toplum da sevgi toplumudur. Çünkü İslam, sevgi olmadan imanı kabul etmez. Hadis-i şerifte buyruldu ki: “Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız!” (Müslim)

Müslüman kişi, bütün kâinata ve varlık âlemine sevgi penceresinden bakar. Âyet-i Kerimede buyuruldu ki: “Ve Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya 107) Fert ve toplum seviyesinde sevginin en güzel tezahürü Asr-ı saadette yaşanmıştır. Daha sonraki dönemler ise, bu altın çağa yakınlıkları nispetinde sevgiyi yansıtmışlardır. Madde düşkünlüğü ve bencilliğin hâkim olduğu günümüz dünyasında da müslümanlardan beklenen şey, fert ve toplum olarak sevgiyi en mükemmel şekliyle yeniden dünya âleme göstermektir.

Allahü Teâlâ, müminlerin birbirleriyle ilişkilerini kardeşlik, uhuvvet ve sevgi ilişkisi olarak tanımlamıştır. Müminler kardeştir ve aralarında kardeşliğin icaplarına riayet etmeleri gerekir. Kardeşliğin kaynağı ise, Rabbimizin iradesidir. Onları kan bağıyla kardeş yapan Rabbimiz, itikad ve inanç bağıyla da kardeş yaptığını beyan buyurmaktadır: “Müminler ancak kardeştirler, öyleyse iki kardeşinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız.” (Hucurat 10)

Kardeşlik ve uhuvvet, sevginin zirvesidir. Bir müslüman, bütün mahlukata ve insanlığa sevgiyle bağlıdır; fakat dindaşlarına olan sevgisi diğerlerine olan sevgisinden çok daha fazladır. Çünkü kardeşlik, bunu gerektirir. Aynı zamanda bu asil sevgi, somut davranışlar halinde de kendini gösterir. Zira İslam, fiiliyata yansımayan ve pratize olmayan soyut bir sevgiyi makbul görmez. Nitekim yukardaki, müminleri kardeş ilan eden ayet-i kerimenin devamında, kardeşlerin kadın olsun erkek olsun birbirlerine saygılı olmaları ve birbirlerini rahatsız etmemeleri gerektiği belirtilmektedir, şöyle ki:

“Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin; zira onlar, kendilerinden daha iyi olabilirler. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler; çünkü alay edilenler, edenlerden daha iyi olabilirler. Biriniz diğerinizi aşağılamayın, birbirinize kötü ad takmayın. İman ettikten sonra fâsıklıkla anılmak ne kötüdür! Günahlarına tövbe etmeyenler yok mu, işte zâlimler onlardır.” (Hucurat 11)

Allahü Teâlâ; insanları farklı olarak yaratmış; ancak üstünlüğün tek kaynağının takvâ olduğunu bildirmiştir: “Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız, en takvâlı olanınızdır (O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır.) Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.” (Hucurat 13)Buna göre; cins, ırk ve dil farklılıkları, kardeşliğe engel değildir, tam tersine kardeşlik sayesinde farklılıkların ayrımcılığa yol açması önlenmiştir…

(Devamı haftaya…)