Dolar (USD)
32.54
Euro (EUR)
34.78
Gram Altın
2428.62
BIST 100
9728.66
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

09 Eylül 2021

Biraz eleştiri kimseyi incitmez

Kızıyorum. Kızgınlığımın sebeplerini ipe dizsem sabır denen çileyi çekmek için uzunca bir tespih olurdu kuşkusuz.

Kızıyorum. Biraz eleştirme hakkımızın dahi elimizden alınışına ve eleştirilenin eleştiri kabul etmez tavrına kızıyorum. Eleştiri insanın sonraki adımlarını daha sağlam atması için en güzel harç olacakken bu kuralı kabul etmeyişlerine kızıyorum.

Kızıyorum. Nereden bakarsak bakalım, baktığımız yerde görmemiz gerekenlerin yerine gereksizlerin gereksiz işgallerine kızıyorum.

Kızıyorum. Sırf sayfalar doldurmak için suya atılan taş misali kendi etrafında halkalananlardan oluşanlardan müteşekkil eserler ortaya koyanlara kızıyorum. Bütün yazılanları okuyorum, okuyorum, okuyorum... Lakin okumaya değer üç beş satırdan fazla bir şey bulamayışıma kızıyorum.

Bu kadar kızgınlığımın karşı tarafta bir yansıması olur mu bilmem ama tavşanın dağa küstüğünden dağın haberi olmasa bile ben kızmaya devam edeceğim. Çünkü kızgınlığımın mükemmel olanı bulmak gibi bir nedeni var. Benim dünya görüşümde de hangi eylemi yapıyorsak yapalım, onu en iyi şekilde yapmak gibi bir mecburiyetimiz olmalı. En mükemmeli aramak için gerekli ve yeterli çabayı gösteremiyorsak o eylemi yapıyor olmamızın ne kendimize ne de insanlığa bir faydası olmayacaktır. O sebeple söylemden eylem yolculuğuna koyulmuşsanız o eylemin hakkını vermek gibi bir mecburiyetimiz vardır.

***

Mevzubahis şiir olunca insan en mükemmeli bulmak ve okumak istiyoruz. Çünkü yaşadığımız çağda şairler çoğaldı lakin şiir azaldı. Şairlik adına güzel bir durum olan bu konu şiirin kalitesi ve geleceği adına kaygı duyulacak bir hal aldı.

Şiir kelimelerle yazılır, doğrudur. Ancak şiirin gizli bir öyküsü ve kurgusu olması gerekir. İki kelimeyi yan yana getirince şiir olur diyebilirsiniz, fakat bu iki kelime öyle yan yana gelmeli ki okuyucunun zihin ve gönül dünyasında fırtınalar koparmalı ve koca bir kitabı okurken aldığı lezzetten daha fazlasını vermeli okuyucuya. Aksi takdirde iki kelime yerine sayfalar dolusu şiir yazsanız bile şair olabilirsiniz belki ama şiir yazmış olamazsınız.

Bütün şairler en mükemmel şiiri ortaya koymak için uğraşmadığı takdirde mükemmel şiire ulaşmamız imkânsız olur.

Nesir ürünleri ortaya koymak belli bir birikim gerektirirken şiir bunların dışında biraz da hissiyat gerektirir. Çok ağır bir cümle olsa da affınıza sığınıyorum, öykü, deneme, hikâye, roman yazmak için bilgi birikimi yeterli olsa da şiir için bunu söylemek yavan kalır. Şiir biraz Allah vergisi, biraz yaşanmışlık, biraz bilgi birikimi, en çok da hissiyat gerektirir. Genç şairler bu durumu ‘ilham’ kavramıyla açıklar. Ancak şiir için sadece ilham kavramının arkasına sığınmak şiiri basit bir duygu kafesine sığdırmaya çalışmaktan başka bir beyhudelik değildir.

Bu anlamda da içimi en çok acıtan durum ise edebi anlamda ülkemizde yayımlanan dergilerin büyük bir çoğunluğuna baktığım zaman dergilerde yayımlanmaya layık görülen şiirler ya adam akıllı bir eleştiri süzgecinden geçmiyor ya da gelişi güzel sırf sayfa doldurmak kaygısıyla yayımlanıyor. Dergilerde bazen kayda değer şiirler olsa da genel olarak baktığımda maalesef derinlikten uzak ve gizli bir öyküsü olmayan anlam karışıklıklarıyla dolu şiirler yer alıyor. Burada işini aşkla ve inanmışlığıyla yapanları bu kapsamın dışında tutuyor ve onlara şiir ve şairlik adına şükranlarımı sunuyorum.

Bir şair dostum, bir dergiyi yayınladığı şiirler konusunda eleştirdi diye onun dediklerini anlamak yerine onu yerden yere vuruyorlarsa dergicilik anlamında sıkıntılı bir yerde duruyoruz demektir. Eleştiriyi kabullenmek ve kendini düzeltmek yerine hataları görmezden gelip halının altına süpürmek şiir adına gelecekte karşımıza çıkacak sancılara ve sorunlara neden olur. Bugün sorunun tespitini önümüze koyanlara saygı duyup sorunların çözümü için bir şeyler yapabilirsek yarın doğacak güneşte hepimiz aydınlanırız. Aksi takdirde şairlik ve şiir için geleceğin hezeyanlarla dolu olacağını kabullenmek gerekir.

Unutmayalım, biraz eleştiri kimseyi incitmez ve bugün eleştirilere kulak tıkayacak olursak yarın eleştirilmeye değer bir olgu kalmayacaktır. Şairlik ve şiir, eleştiri ile olgunlaşır ve yürek yangınlarımıza pansuman olur. Aksi durumda herkes kendini şair olarak görebilir ancak ortada şiir diye okunacak bir şey bulamayız.