Biraz eleştiri kimseyi incitmez
Kızıyorum.
Kızgınlığımın sebeplerini ipe dizsem sabır denen çileyi çekmek için uzunca bir
tespih olurdu kuşkusuz.
Kızıyorum.
Biraz eleştirme hakkımızın dahi elimizden alınışına ve eleştirilenin eleştiri
kabul etmez tavrına kızıyorum. Eleştiri insanın sonraki adımlarını daha sağlam
atması için en güzel harç olacakken bu kuralı kabul etmeyişlerine kızıyorum.
Kızıyorum.
Nereden bakarsak bakalım, baktığımız yerde görmemiz gerekenlerin yerine
gereksizlerin gereksiz işgallerine kızıyorum.
Kızıyorum.
Sırf sayfalar doldurmak için suya atılan taş misali kendi etrafında
halkalananlardan oluşanlardan müteşekkil eserler ortaya koyanlara kızıyorum.
Bütün yazılanları okuyorum, okuyorum, okuyorum... Lakin okumaya değer üç beş
satırdan fazla bir şey bulamayışıma kızıyorum.
Bu kadar
kızgınlığımın karşı tarafta bir yansıması olur mu bilmem ama tavşanın dağa
küstüğünden dağın haberi olmasa bile ben kızmaya devam edeceğim. Çünkü kızgınlığımın
mükemmel olanı bulmak gibi bir nedeni var. Benim dünya görüşümde de hangi
eylemi yapıyorsak yapalım, onu en iyi şekilde yapmak gibi bir mecburiyetimiz
olmalı. En mükemmeli aramak için gerekli ve yeterli çabayı gösteremiyorsak o
eylemi yapıyor olmamızın ne kendimize ne de insanlığa bir faydası olmayacaktır.
O sebeple söylemden eylem yolculuğuna koyulmuşsanız o eylemin hakkını vermek
gibi bir mecburiyetimiz vardır.
***
Mevzubahis şiir
olunca insan en mükemmeli bulmak ve okumak istiyoruz. Çünkü yaşadığımız çağda
şairler çoğaldı lakin şiir azaldı. Şairlik adına güzel bir durum olan bu konu
şiirin kalitesi ve geleceği adına kaygı duyulacak bir hal aldı.
Şiir
kelimelerle yazılır, doğrudur. Ancak şiirin gizli bir öyküsü ve kurgusu olması
gerekir. İki kelimeyi yan yana getirince şiir olur diyebilirsiniz, fakat bu iki
kelime öyle yan yana gelmeli ki okuyucunun zihin ve gönül dünyasında fırtınalar
koparmalı ve koca bir kitabı okurken aldığı lezzetten daha fazlasını vermeli
okuyucuya. Aksi takdirde iki kelime yerine sayfalar dolusu şiir yazsanız bile
şair olabilirsiniz belki ama şiir yazmış olamazsınız.
Bütün
şairler en mükemmel şiiri ortaya koymak için uğraşmadığı takdirde mükemmel
şiire ulaşmamız imkânsız olur.
Nesir
ürünleri ortaya koymak belli bir birikim gerektirirken şiir bunların dışında
biraz da hissiyat gerektirir. Çok ağır bir cümle olsa da affınıza sığınıyorum,
öykü, deneme, hikâye, roman yazmak için bilgi birikimi yeterli olsa da şiir
için bunu söylemek yavan kalır. Şiir biraz Allah vergisi, biraz yaşanmışlık,
biraz bilgi birikimi, en çok da hissiyat gerektirir. Genç şairler bu durumu ‘ilham’
kavramıyla açıklar. Ancak şiir için sadece ilham kavramının arkasına sığınmak
şiiri basit bir duygu kafesine sığdırmaya çalışmaktan başka bir beyhudelik
değildir.
Bu anlamda
da içimi en çok acıtan durum ise edebi anlamda ülkemizde yayımlanan dergilerin büyük
bir çoğunluğuna baktığım zaman dergilerde yayımlanmaya layık görülen şiirler ya
adam akıllı bir eleştiri süzgecinden geçmiyor ya da gelişi güzel sırf sayfa
doldurmak kaygısıyla yayımlanıyor. Dergilerde bazen kayda değer şiirler olsa da
genel olarak baktığımda maalesef derinlikten uzak ve gizli bir öyküsü olmayan
anlam karışıklıklarıyla dolu şiirler yer alıyor. Burada işini aşkla ve
inanmışlığıyla yapanları bu kapsamın dışında tutuyor ve onlara şiir ve şairlik
adına şükranlarımı sunuyorum.
Bir şair
dostum, bir dergiyi yayınladığı şiirler konusunda eleştirdi diye onun
dediklerini anlamak yerine onu yerden yere vuruyorlarsa dergicilik anlamında
sıkıntılı bir yerde duruyoruz demektir. Eleştiriyi kabullenmek ve kendini
düzeltmek yerine hataları görmezden gelip halının altına süpürmek şiir adına
gelecekte karşımıza çıkacak sancılara ve sorunlara neden olur. Bugün sorunun
tespitini önümüze koyanlara saygı duyup sorunların çözümü için bir şeyler
yapabilirsek yarın doğacak güneşte hepimiz aydınlanırız. Aksi takdirde şairlik
ve şiir için geleceğin hezeyanlarla dolu olacağını kabullenmek gerekir.
Unutmayalım, biraz eleştiri kimseyi incitmez ve bugün eleştirilere kulak tıkayacak olursak yarın eleştirilmeye değer bir olgu kalmayacaktır. Şairlik ve şiir, eleştiri ile olgunlaşır ve yürek yangınlarımıza pansuman olur. Aksi durumda herkes kendini şair olarak görebilir ancak ortada şiir diye okunacak bir şey bulamayız.