Bir zamanlar namazgahlar vardı şimdi park oldu
Geçtiğimiz günlerde Üsküdar’da bir çocuk parkına oturdum biraz dinlenelim diye, aa bir baktım burası meğer namazgahmış. Namazgah olduğuna dair de taş var. Daha sonra kısa bir araştırma yaptık öğrenci kardeşlerimizle ve İstanbul’da namazgah olup şu anda kaybolan var ve namazgah olup yerine bina dikilen yerler de olduğunu öğrendik. Siz değerli okurlarımızın da namazgah konusunda bilgilenmeleri için kısa bazı bilgiler paylaşalım istedik. İşte detaylar:
ACIK HAVA CAMİSİ
Farsça namazgâh ve Arapça karşılığı olan musallâ kelimeleri genelde namaz kılınan her yeri ifade eder. Fıkıh terimi olarak yerleşim merkezlerinin dışında bayram, yağmur duası (istiskā) ve cenaze namazlarının kılındığı belirli yerler için kullanılır. Arapça’da buna ayrıca cebbâne (sahra), Farsça’da ıydgâh da (bayram yeri) denir.
Birer açık hava camisi durumundaki namazgâhlar genellikle abdest almak için bir çeşme veya kuyu ile birlikte yapılırdı. Seyahat esnasında yolcuların dinlenme ve ibadet ihtiyaçlarını karşılamak için menzillerde inşa edilen namazgâhlar asıl zeminden bir ya da birkaç basamak seki ile belirtilir, bu alan bazen sütre görevi yapan bir duvar veya benzeri bir yardımcıyla çevrelenir, kıble yönüne de bir mihrap taşı ilâve edilirdi. Çoğunlukla mihrap taşı üzerine, “Küllemâ dehale aleyhâ Zekeriyye’l-mihrâb” yahut “el-mihrâb”, bazan da “Sâhibü’l-hayrât ... rûhu için Fâtiha” ibaresi yazılır, bazen da vakfiye yazısı eklenirdi.
İSTANBUL’DA BİR ZAMANLAR 153 NAMAZGAH BULUNUYORDU
Mustafa Özdamar, “Namazgâhlar” isimli makalesinde (Mustafa Özdamar, Namazgâhlar, Vakıflar Dergisi, XX. s.221-248) Hayrat-ı Şerif uzmanlarının bir zamanlar İstanbul’da 153 adet namazgâhı tespit ettiklerini bildiriyor. Bu çalışmada vaktiyle hizmet gören ve günümüze ulaşan namazgâhlar hakkında tafsilatlı bilgiler yer alıyor. Günümüzde varlığına dair bir emare bulunmayan namazgâhların ise birçoğunun ada-parsel numarası verilmiş. Bugün bir kısmı hâlâ ayakta olan, bir kısmı tamamen yok olan namazgâhların 6’sı Fatih, 9’u Eyüp, 11’i Zeytinburnu, 1’i Bakırköy, 5’i Eminönü, 5’i Şişli, 7’si Beşiktaş, 10’u Beyoğlu, 3’ü Sarıyer, 1’i Kartal, 28’i Kadıköy, 49’u Üsküdar, 18’i ise Beykoz’da bulunuyormuş.
Kaynak1: https://islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=320360
Kaynak2: https://www.dunyabizim.com/gezi-mekan/istanbulda-bir-zamanlar-153-namazgah-vardi-h17445.html
Namazgalar Çeşitli şekillerde olabilmektedirler
-Mihraplı-minberli namazgâhlar. ...
-Çeşmeli namazgâhlar. ...
-Bir çeşme yanına inşa edilen namazgâh alanları ve kıble (mihrap) taşları. ...
-Musallâ taşlı namazgâhlar.
Çeşmeli Namazgahlar: Bir yüzü mihraplı, bir yüzü çeşmeli örneklerle bilhassa menzillerde karşılaşılmaktadır. Mihraplı yüzün önünde bir ya da birkaç kişinin namaz kılabileceği yükseltilmiş bir seki vardır. Bazen çok belirgin olmayan bir sütre ile de çevrelenmiştir. Asıl hüviyeti çeşme değil namazgâh olan bu tipin en güzel örneği İstanbul Edirnekapı’daki Vezir Mehmed Paşa Namazgâhı’dır.
Fevkanî namazgâhlar: Genellikle meydan çeşmeleri şeklinde düzenlenmiştir. Çeşmenin su haznesinin üzerine ya da yanına taş bir merdivenle çıkılır. Kıble yönünü belirten bir namazgâh taşı ve çeşmenin etrafını saran kısa bir sütreden ibarettir. Birkaç kişinin namaz kılabileceği büyüklükte inşa edilenleri olduğu gibi otuz kırk kişinin bir arada bulunacağı ölçekte olanları da vardır. Bu tipe Eyüp Mehmed Paşa Namazgâh Çeşmesi (1026/1617), Üsküdar Ali Ağa Namazgâhı (1064/1654), Eyüp Mustafa Efendi Namazgâh Çeşmesi (1105/1694), Üsküdar Ahmed Ağa Namazgâh Çeşmesi (1133/1721), Piyâle Paşa Kadınlar Çeşmesi Namazgâhı (1190/1776) ve Kadırga Limanı’nda Esmâ Sultan Namazgâhı (1193/1779) örnek olarak gösterilebilir.
Bir Çeşme Yanına İnşa Edilen Namazgâh Alanları ve Kıble (Mihrap) Taşları Çeşmenin hemen yanına bir kıble taşı ilâvesiyle namazgâh alanı oluşturulmuştur. Bu alan bir veya birkaç kişinin namaz kılabileceği kadar genişlikte olup taş ya da tuğla döşeme ile zemini belirginleştirilmiştir. Genelde bu namazgâh alanı bir sütre ile de çevrelenmiştir. Kıble yönünü belirten namazgâh taşının üstüne bazen bir kandil motifi işlenmiştir. Çok defa bu taşın üzerinde “elmihrâb” ibaresi ya da mihrap ayeti yazılmıştır. +Çeşme ile birlikte inşa edilenlerin yanı sıra çeşmelerden sonra kıble taşının konulduğu örnekler de vardır. İstanbul’da sayıca bunlar çoğunluktadır.
Bu tipin önemli örnekleri olarak Bulgurlu Namazgâhı (1064/1654), Beykoz İshak Ağa Namazgâh Çeşmesi (1162/1749), Üsküdar Ayşe Hanım Namazgâhı (1181/1767), Zeytinburnu Mustafa Efendi Namazgâhı (1795), Bezmiâlem Vâlide Sultan Çeşmesi Namazgâhı (1831), Bostancı Abdullah Ağa Namazgâhı (1831), Üsküdar Bekârderesi Sokağı Namazgâhı (1860) ve Alemdağ Namazgâhı (1898) sayılabilir. Musallâ Taşlı Namazgâhlar Musallâ taşının hemen yanında bir mihrap taşından ibarettir. Cenaze namazlarının kılındığı alanlarda bazen dinî bir yapı, bir hazîre girişi ya da mezarlık girişinde yer almaktadır. Musallâ namazgâhların bir bölümü mihraplı, minberli olarak inşa edildiğinden birinci gruba dâhil edilmektedir