Bir Yüzü Esmer Şiirler ve Vildan Coşkun
“Bir Yüzü Esmer”, şair Vildan Poyraz Coşkun’un 2013 yılında çıkardığı Mor İklim isimli şiir kitabından sonra çıkardığı ikinci şiir kitabı… KDY yayınlarından çıkan bu kitapta 52 şiir bulunmakta ve kitap 94 sahifeden oluşmakta. Ayrıca kitabın sonunda Kelamıkibar diye birkaç sahifelik ayrı bir bölüm var.
Kitabın
kelamıkibar bölümündeki şiir tarifi hemen ilgimizi çekiyor.
“Şiir, kural tanımayan aynı zamanda
kıvrak zekâlı beyinlerin yaptığı egzersizlerdir. (s.86)” diyor şair. Katılmamak elde değil.
Şaire
göre kalemi onun en sadık yoldaşıdır. Bunu da yine aynı bölümdeki “İşinien iyi yapan kalemim, ben düşünür
söylerim o dinlediğini yazar” (s:93)sözlerinden anlıyoruz.
Bir
Yüzü Esmer’deki şiirlerin genelinde esmer bir hüzün hâkim desek abartmış
olmayız. Kitabın tanıtımında da belirtildiği gibi “mutluluk kırıntılı şiirlerin yanında, uzunçalar bir sızıyı yüklenen
şiirler” kitaba esmer bir hüzün rengi vermiş. Hatta tanıtım yazısında bu
durum şöyle izah edilmiş:
“Bir yüzü esmer”, şiirin hüznünü
taşıyan öteki yüzü. Adına Afrika desen de Asya desen de esmerliği yazgı,
insanlığın üveylik hâli. “Her şiir bir gün ağıta dönüşecektir.” Borges'in
dediği gibi kaçınılmaz sonun öncesi bir esmerlik.”
Kitabın
ilk şiiri olan Kayıp Yakamozbu esmer
hüznün ilk sesi gibi:“İşgale uğrayan uzun
bir gece / Ardından tan vakti” ve “sevmemek
lazımmış / ölümden başkasını / vesselam. (s:5) ”
Bu
hüzün;Yol Düşleri’nde: “sükût varsa kızgın hançeri soğutmak da var
/ gece eşkıyalığının uzağında kalmak da” (s:6),
Muamma’da:
“damla damla taşıyoruz yalnızlığı / soğuk suların arzulu kucağında” (s:9)şiirlerinde
de hâkim duygu olarak işlenmiş.
Aşka
dair de çok şey söylemiş Vildan Coşkun şiirlerinde…
İş Bu Hal’de: “Ne zaman unutsam kendimi / ay ışığı dolu
gülüşler bırakıyor yar.” (s:23),
Yasaklı Kiraz Ağacı’nda: “cemreler
düşüveriyor kalemlerden / coşuveriyor aşk / en masum hâliyle önce yürekte /
ardından mısralarda.” (s:25),
Yaşamak’ta: “payıma
düşen söz söylesin / aşk düştü bir kere sazın diline” (s:27) mısralarında
olduğu gibi.
Şair,
bir kadın olarak şiirlerinde de kadın duyarlılığını okuyucusuna hissettirmeyi
başarmış durumda. Bir anne olarak Dışarıda
Atan Kalbim’de şöyle seslenir oğlu Poyraz’a: “işte senin dünyan Poyraz’ım/ biz kalemimizle inşa ettik/ düşmeyesin
diye tüm korkulukları/ akıl savaşındasın artık/ bilesin ki ardında her daim/
anne ve baban olacak senin”. (s:45)
Şair
sadece kendi ekseninde şiir yazmaz. Kitapta sosyal duyarlılıkla yazılmış ve
hüznün en koyu esmerliği le bizleri yüzleştirecek şiirler de var. Halep’te:
“yetmiyor ağıtlara dualar / akar
belalar en irisinden” (s:30) mısraları
aslında buradaki zulmü en acı şekilde özetliyor.
Öte Kavim’de 15 Temmuz gecesi sokaklara taşan vatan
sevdasını sanırım “her bir sevdalının ay
yıldız düştü / kızgın buğulu gözlerine” (s:33) mısralarından daha güzel
anlatamazdık.
Ulucanlar’da nasıl da resmetmiş şair, zamanın ifşa
ettiği zulümleri: “geçmiş zaman/ sıradan
ama/ hınçla örülmüş duvarlar/ yaşanacakları saklasın diye/ şimdi ifşa
zamanı/…/bizlere bir işaret bırakmanın telaşıyla/ suçsuzluğunu haykırmak ister/
tırnaklarıyla duvarları kazıyanlar” (s: 58-61)
Gün Kara’da şair unutulan Soma’yı hatırlatır bize: “hüzün perde perde aralanıyor Soma’da/ ekmek
kavgasının son günü/ ağaran gün bile karanlık bugün.” (s:64) mısralarında.
Şair
sadece dünyalık şeylere söylemez şiirlerini. Onun dervişane bir üslupla, ötelere
dair söylediği şiirleri de vardır. Tutunmak
Gerek’te: “yandıkça korlanacak çileli
ömür/ hak yolunda sualsiz abid gerek/ bitmiş bir günün akşamından sabaha/
teslimiyetle eğilip secdeye varmak gaye/ Yunus’un yolundan geçip hû’ya divane”.
(s:53) mısralarında olduğu gibi.
Bir
Yüzü Esmer’deki şiirlerin genelinde “hayatın
içindeki zorlukların insan ruhunda açtığı gediklere” dikkat çekilmiş. Bu
yönüyle rahatlıkla diyebiliriz ki Vildan Poyraz Coşkun’un bu kitabının konusu
da, teması da, muhatabı da insandır.
Şairimize
bu güzel eseri edebiyatımıza kazandırdığı için çok teşekkür ediyor, bu yolda
kendisine başarılar diliyoruz.