Dolar (USD)
35.15
Euro (EUR)
36.75
Gram Altın
2964.63
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
29 Ağustos 2015

Bir yudum yaşamak

Dert büyük. "Nereden başlayıp nasıl anlatmalı" dediğimiz zamanların bütününü kapsayacak kadaru2026

Türlü vesilelerle eline geçen birkaç kuruşu biriktirdikten sonra kitaplara bağlayan bir nesil, önüne kitap bırakıldığı halde okumaya tenezzül etmeyen bir nesle dönüşmüş durumda. Nasıl oldu?

Nasıl oldu da zorluk zamanlarında bir takvim yaprağını dahi israf etmeyen kalabalıklar yerini, kapısı ardına dek açık kütüphanelerden yüz çeviren, kitaplardaki bilginin ağırlığını taşımakla değil de sosyal ağlarda gezinen ve büyüklerimize isnat edilen yalan yanlış kelime yığınlarının e karta dönüşmüş şeklini paylaşmakla övünen bir gençliğe bıraktı? Yüzünde alımlı bir maskeyle dolanarak her gün daha renkli bir esvaba bürünen bu tehlikeli ısrarı durdurması beklenen olgun bilinç de onun cazibesini kucakladıu2026

Okumak yalnızca bir eylem yahut meziyet değil, ruhun ihtiyacı aynı zamanda. Hayatın sesli sözlerinden yorulan bir kalbin, dingin sözlere sığınma molası. İçimizi yatıştıran, içimize uzak zamanlardan kopmuş bir teselli bırakan ve tebessüm ettirirken de, ağlatırken de hatırlatan; mütemadiyen anlatan dost sıcaklığı okumak. Okumak; su içmek, yürümek, okumak; konuşmak, dinlenmek, hasbihal eylemeku2026 Anlatılamamış olan ne varsa "işte buydu" dedirtmeku2026 Onu iki ruh arasındaki aşıkane bir mülakata benzetiyor Cemil Meriç ve ekliyor; "Her yabancı intiba vuslatın büyüsünü bozar. İster güneş ışıldasın gök kubbede, ister duvarda bir petrol lambası yansın. Pencerede şakıyan kuşlardan bize ne? Reel olan tabiat değil, kitaplarda görülen rüyadır. Meçhule açılan bir kapıdır kitap. Meçhule; yani masala, esrara, sonsuzau2026"

Dokuz ay anne karnında gelişimini tamamladıktan sonra dünyaya gözlerini açan bir çocuk cümle kazanımlarına ebeveynlerini taklitle ulaşıyor. Hal böyle olunca anne ve babasını sıklıkla kitap başında gören bir çocuğun, kitaplardan uzak bir hayatı benimsemesi ihtimal dahilinde görünmüyor. İşte tam da bu sebepten, evladının kitap okumamasından yakınan bir fert, kendine uzak düşmüş bir dünya gibi duruyor. Bir iddia değil, ısrar buu2026 Gözlerini ekranlara, cep telefonlarına, bilgisayarlara saatlerce kilitleyen anne ve babaların, gözlerini kendisine kilitleyen yavrusunu görememesi; sonra da bu sisli yürüyüşte dönüp ona "okumak güzeldir; sen okumalısın!, neden okumuyorsun?" demesiu2026

Büyük bir çabayla kitaplara tutunan ve onların varlığı vesilesiyle maneviyatını ayakta tutmaya çalışan küçük bir grup kaldı; toplumca okumayı kaybediyoruz. İç çekerek eski bayramlara, kandillere, özetle zamanlara bakan ve onlara duyduğu özlemi her fırsatta dile getirdiği halde yaşatmak için en ufak bir çaba göstermeyen bizlerin, bir gün "eski okumalar" ifadesini de bu listeye eklemesinden endişe ediyorum.

Ne yapmalı?

Hayatımızın her alanını istila eden ve artık fikirleri basit bir ısrarla empoze etmek amacına hizmetten öteye gidemeyen sanal dünyanın cazibesinden çıkabilmek için zaman zaman yüreğimize bir iğne batırmalı. Hiç değilse günde, elli-altmış sayfa okumaya başlayarak yola koyulmalıu2026 Okumuş olduğumuz kitapların kalplerimizdeki tesirini yakınlarımıza anlatmalı; geri almak ve bir başkasının da faydalanmasına imkan tanımak üzere kitaplarımızı onlarla paylaşmalıu2026

Artık yaşamın kaçınılmaz bir parçası haline gelen sosyal medyayı okumayı teşvik için kullanmalı fakat bu teşvik, e kart sınırlarına hapsedilmeden, hazırcılığa imkan vermeden yapılmalıu2026 Mümkünse paylaşılan bilginin, kitaptaki sayfa sayısına kadar not bırakılmalı.

Kitaplar vesilesiyle gözlerimize dizilen uzak kentleri, muhtelif serüvenleri, ıstırabını gönüllerimize bırakarak gidenleri, unutulan değerleri sıcacık bir minnetle sinemize bastırmalı; okumanın bunca yabancılık içinde bir avuç yaşamak bıraktığını duymalıu2026