Bir yaşlılar yurdu nasıl yönetilir?
Bugün siyasi yorumlarımıza ara verip size Osmanlı’nın örnek kurumlarından Darülaceze’yi ve onun hayata geçireceği yeni Sosyal Hizmet Şehri’ni anlatmak istiyorum. Darülaceze, eskiden bayramdan bayrama haberlere konu olan bir kurumdu. Şimdi planlı aktiviteleri ile neredeyse her gün basına haber konuları çıkaran, yemyeşil, çevreye ve insana duyarlı bir mekâna dönüştürüldü.
Bir yönetici çok şeyi değiştirebiliyor. Son dört yıldır Darülaceze’yi yöneten Hamza Cebeci yüksek mimar. Yardımcısı ve Özel Kalem Müdiresi de mimar…Yöneticilerinin çoğunluğu kültürlü ve bilinçli insanlar olunca Darülaceze’nin çehresi bir hayli değişti. Sonradan yapılan ekler ve gecekondumsu ilaveler temizlendi. Sakinlerin bakım kalitesi yükselmeye, meşguliyetleri artmaya, kuruma gelip gönüllü hizmet verenlerin sayısı çoğalmaya başladı. Son gönüllü Prof. Dr. Nevzat Tarhan.
Yöneticiler, mevcut Darülaceze’yi düzenlemekle yetinmediler. Yeni bir Darülaceze inşa etmek için de kolları sıvayıp devasa bir proje başlattılar. Bu yeni projeye verdikleri isim “Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri” Arnavutköy’ün Yassıören beldesinde 150 bin metrekare alana yatay mimariyle yapılacak. Mevcut Darülaceze’nin altı katı büyüklüğünde…
***
93 Harbi diye tarihimize geçen Osmanlı – Rus savaşı ülkeyi çok yormuş, Balkanlar’dan 400 bin kişinin gelmesi ile İstanbul, nüfusunun yarısı kadar göç almıştı. Sultan II. Abdulhamid Han, Darülaceze’nin kurulması için talimat verdi. İlk bağışı da 10 bin altınla kendisi yaptı. 7 bin altın değerindeki özel eşyasını da satılması için bağışladı. Kurum, hayırseverlerin bağışları ile üç yılda yapılıp 1895’te hizmete açıldı. Bugün 125 yaşında.
Şimdi bir devlet bakanlığına bağlı olduğu halde devletten para almadan, bağışlar ve kira gelirleri ile ayakta duruyor. Bağış yapanların yüzde 85’ini de zengin olmayan orta gelir grubundaki insanlar oluşturuyor.
Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci’nin bir hassasiyeti var. Öğle yemeklerini bile kurumda değil, dışarda yiyor. Kurumun bütçesinden hiçbir özel harcamaları yok. Tüm iyileştirmeler ve aktiviteler bağış ve sponsorlarla yapılıyor. Bankalar ve bazı kurumlar toplantılarını burada yaparken kurum sakinlerinin o günkü yemek ihtiyacını da karşılıyor.
Yaşayanı ve çalışanları ile Dürülaceze bin kişilik bir aile. Çalışanlar, sakinlerin hem çocuğu, hem kardeşi, hem anne babası, hem torunu… Her dilden, her dinden, her renk ve ırktan insan yaşıyor. Museviler için havra, Hıristiyanlar için kilise, Müslümanlar için camisi var.
***
Almanya’da devlet bir yaşlının bakımı için 3.500 Euro harcıyor. Darülaceze’de bir kişinin aylık bakım maliyeti ise 6 bin TL civarında. Darülaceze 11 doktoru, 32 hemşire ve sağlık memuru, 200’ü aşkın hasta bakıcısı ile aslında küçük bir hastane… Toplam 450 kişi çalışıyor. Yatağa bağlı 150 civarında sakini var. Üç vardiya bakımları yapılıyor.
Darülaceze, Türk toplumunun şefkat ve merhamet duygularının somutlaşmış ifadesi gibi… Türkiye’de veya dünyada bir yaşlılar yurdu nasıl sağlıklı şekilde yönetilir merak eden varsa, lütfen burayı ziyaret etsin. Zaten şu anda her ay en az 10 bin kişi ziyaret ediyor.
Yeşil şehir sertifikalı olan yeni Darülaceze ise çok daha büyük bir aileye dönüşecek. Bünyesinde elektrikli araçlar hizmet verecek. Osmanlı mimarisinin dört farklı döneminin izlerini taşıyan proje, sakinlerine cumbalı evleri ve kuş sesleri arasında huzur içinde bir yaşlılık dönemi vadediyor.
Darülaceze’de hayat yeniden başlıyor. Bu şefkat yuvasının sakinleri kendi çaplarında üretim yapıyor, yaptıkları da satışa sunuluyor. Ancak bu aktiviteler, gelir getirmekten çok fizik tedavi ve rehabilitasyon amacı güdüyor. Tamamen bağışlarla yapılacak yeni Sosyal Hizmet Şehri’nin ise güçlü bir desteğe ihtiyacı var.