Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.97
Gram Altın
2430.04
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Temmuz 2022

Bir yangından artakalan

Neye niyet, neye kısmet demiş Atalarımız. Sen bir işi yapmak için yola koyulursun, niyetin o işi yapmak olur, lakin nihayetinde başka işleri yapmak düşer payına. Kaderde yazılan ne ise onu bir şekilde yaşıyor insan. Eylemlerimiz de sonuçta irademizin bir sonucudur. Ancak bazı durumlar vardır ki, istem dışı müdahale etmek zorunda kalırsınız. Aslında bu durum, insanî olarak yapmamız gereken davranışlardır. Yoğun trafikte karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir yaşlıya yardım etmek, düşmekte olan bir nesneyi tutmak için elini uzatmak, zor durumda olan bir canlıya yardımcı olmak gibi davranışlar bu durum için bir takım örneklerdir. Rutin hayatımızın içerisinde ne kadar plan yaparsak yapalım, bu durumlar, planlarımızın üstünde yer alır.

Biz de bir yol hikâyesi umudu ile çok yıldızlı göğün altında kısa metrajlı bir tatil umuduyla ailecek düştük yollara. Yaz ayında, uzun süreli tatili fırsat bildik. Arabada çadırımız hazırda beklediği halde bir türlü kullanmak nasip olmadı. Ne diyelim, güzel dostlar biriktirmişiz şu fani hayatımızda. Allah, hayatımızdan dostlarımızı eksik etmesin ve onlardan razı olsun.

Bu dostlarımızdan biri de 25 yıllık bir mazimiz olan Hakan Bozkurt, her yaz tatili öncesi davet etse de kendisini ziyaret etmek bu yıla nasip oldu. Muğla'nın Dalaman ilçesinde ikamet eden sevgili dostumun ev sahipliğinde tatilimiz başlamıştı.

Biz tatil diye yola koyulmuştuk, lakin yetkililer tarafından trafodan çıktığı belirtilen Datça ilçesindeki yangının kederli tanıkları olduk. Dalaman ilçesinde resmî olarak Milli Eğitim Bakanlığına bağlı İmam Hatip Lisesinde yönetici olarak görev yapan Hakan Bozkurt, gönüllülük esasına dayalı İHH Arama Kurtarma Muğla Ekip Lideri olduğu için hem durum değerlendirmesi yapmak hem de olaya müdahale etmek için ivedi bir şekilde olay yerine intikal etmesi gerekiyordu. Bana, kendisine eşlik edip edemeyeceğimi sorduğunda insanî olarak sosyal sorumluluğumuz olduğu için seve seve eşlik edeceğimi belirttim ve karınca misali safımız belli olsun umuduyla gücümüz yettiğince yangına müdahale etmeye çalıştık. İki günlük mücadeleden sonra kontrol altına alınan yangın, maalesef ki geride boynu bükük bir doğa bıraktı. Sadece kendisi yanmakla kalmayıp, bizim de ciğerimizi, yüreğimizi yaktı.

Hayatımda ilk defa bir yangına bu kadar yakından tanıklık ettim. Gördüğüm manzara kelimenin tam anlamıyla dehşet vericiydi. Ağaçların yanarken çıkardıkları acı sese mi yanayım, yangından kurtulmak isteyen hayvanların kaçışmalarına mı, yangının daha fazla büyümemesi için canhıraş bir şekilde olaya müdahale etmeye çalışan ekibin çaresizliğine mi? Söndürme çalışmalarında herkesin ortak derdi bir an evvel yangının söndürülüp kontrol altına alınması, yerleşim yerlerine ulaşmaması ve daha az ağacın yanmasıydı. Bu çabayı takdir etmemek elde değil! Şahsım adına Ekip Liderimiz Hakan Bozkurt, Özkan Dilmeç, Recep Güngör ve Halis Çelik başta olmak üzere yangının söndürülmesinde emeği geçen herkese gönülden şükranlarımı sunuyorum.

Yangın kontrol altına alınıp soğutulma çalışmalarına başlandıktan sonra üzerime düşen sorumluluğu yerine getirmiş olmanın huzuruyla dönüş yoluna koyulduğumuzda geçen sene meydana gelen Marmaris ve Köyceğiz yangınlarından geriye kalan manzara yürek yakıcılığına tanıklık ettik. Doğanın akciğerleri ormanlarımızdan geriye çıplak dağlar kalmıştı. Ancak Orman Bakanlığımızın hızlı bir şekilde ağaçlandırma çalışmalarını görmüş olmak yürek yangınımıza bir nebze de olsa su serpti.

Ormanlarımız, gelecek nesillere bırakabileceğimiz en güzide miraslarımızdandır. Orman yangınlarının kuraklık ve iklim değişikliği başta olmak üzere birçok ekolojik zarara neden olur. Peki, orman yangınlarının yüzde doksan yedisinin insan eliyle çıktığını biliyor muydunuz? İhmal ve dikkatsizliğimizden kaynaklanan yangınların sonuçları içler acısıdır. Bir yangından artakalan hüzne neden olmamak için ormanlık alanlar başta olmak üzere ağaç olan her yerde tedbirli olmalıyız. Unutmayalım ki “Kıyamet kopsa bile, o zaman elinizde bir fidan bulunuyorsa ve onu dikmek için de bir engel yoksa derhal o fidanı dikin.” buyuran Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (SAV) ümmeti olarak bu duyarlılığa sahip olmak hem insanî hem de dinî olarak başlıca sorumluluğumuzdur.

Vesselam.