Bir Vatan Kurtarmanın Kutsallığı
Can Azerbaycan’ın kendi toprakları olan Dağlık Karabağ’ı ele geçirip zafer kazanması büyük bir sevince dönüşürken, bu destanın aynı zamanda edebiyata ve sanata yansıması da bekleniyor.
Hepimiz bugünlerde büyük bir zaferin coşkusunu ve sevincini
yaşıyoruz. Dünyanın gözü önünde yaşanan bu savaş, Dağlık Karabağ’da verildi ve
can Azerbaycan, 30 yıldır Ermenistan tarafından işgal edilen topraklarına sahip
çıktı. Bir mağduriyet sona ererken, azgın, saldırgan, haydut devlet büyük tokat
yedi.
Büyük
zaferler ve destanlar mutlaka edebiyata ve genel olarak sanata aksetmelidir.
Şiire, romana, tiyatroya, sinemaya yansımayan bir zafer zamanla unutulur gider.
Dolayısıyla geçmişte Hocalı’da yaşanan katliamlar için nasıl ağıtlar yakılmış, mersiyeler
yazılmışsa bu zafer için de Azerbaycan Türk’ü şair ve yazarların mutlaka
kalemlerine sarılıp zaferi taçlandırması gerekiyor. Bu galibiyet, meydanlarda
gösterilen sevinç gösterilerinin hemen ardından şiirlere, türkülere, romanlara,
beyaz perdeye ve tiyatro sahnelerine taşınmalıdır.
Bir vatan kaybettiler
Bugünlerde
çok değerli bir kitap okuyorum. Bilge Ercilasun’un büyük emekler sonucunda
kaleme aldığı Bir Vatan Kaybettiler
başlıklı eserini… Balkanların Fethini ve kaybını ele alan Türk romanları
üzerinde ciddi bir inceleme… Yazar önsözde şöyle diyor: “Rumeli vatanı, Türk’ün
anavatanının önemli bir parçasıydı. İhtişamlı tarihiyle, zengin ve verimli
coğrafyasıyla, Türk sanatında işlenmiş ve sanat değeri yüksek eserlerin
oluşmasını sağlamış bir vatana toprağıydı. Bu tarih ve coğrafya etrafında
zengin bir Türk müziğinin ve edebiyatının oluştuğunu görmekteyiz. Rumeli’nin
kaybı, pek çok felaketi de beraberinde getirdi. Bitmeyen savaşlar, devletin
yıkılışı, göçler, Mübadele… Ve nesiller boyu çekilen hasret ve gurbet acıları,
yoksulluklar…”
Kitapta 136 roman incelenmiş
Yazar, Rumeli
maceramızın romanımıza yansımasını yetkin bir şekilde ele alıyor. Bölgede
1300’lerden başlayan bu serüvenin 2000’li yıllara kadar sürdüğü ifade ediliyor.
Beş bölümden meydana gelen eserin ilk kısmında Osmanlı Devleti’nin yükseliş
dönemindeki olayları ve savaşları anlatan romanlar yer alıyor. Hemen akabinde ‘Çöküş
ve Çözülüş Devri’ adı altında toplanan romanlar. Bu bölüm, 1800-1918 dönemini kapsıyor.
Daha sonra “Mütareke ve Millî Mücadele Devri”, “Lozan’dan Sonra” bölümleri
dikkat çekiyor. Dile kolay bu kitapta tam 136 roman incelenmiş. Hacimli eserin
başında “Türkiye Tarihine Bir Bakış” var. Kanaatimce bugüne kadar romanımızda
Balkanlar hakkında yapılmış en geniş araştırma.
Rumeli toprakları
Meşhur yazarların
Rumeli topraklarına dair kaleme aldıkları romanların başlıcalarını sayalım: Mev’ud Hüküm, Ateşten Gömlek (Halide
Edib Adıvar), Akşam Güneşi (Reşat
Nuri Güntekin), Hüküm Gecesi (Yakup
Kadri Karaosmanoğlu), Osmanoflar
(Kenan Hulusi Koray), Ciğerdelen
(Safiye Erol), Murtaza (Orhan Kemal),
Azap Toprakları (Emine Işınsu), Sahnenin Dışındakiler (Ahmet Hamdi
Tanpınar), Mesih Paşa İmamı (Sâmiha
Ayverdi), Balkan Acısı (Yılmaz
Gürbüz), Viran Dağlar (Necati Cumalı),
Deli Kurt (Nihal Atsız), Makedonya Gamzesi (Üstün İnanç).
Tarih adına değerli bir eser
Kitapta
romanların yanı sıra Balkanlar’dan bahseden hatıra, seyahat, mektup ve
röportajlar üzerinde de duruluyor. Rumeli’nin fethinden başlayarak elimizden
çıkış yıllarına kadar yaşanmış olan sevinçlerden ve hicranlardan söz eden bütün
romanları ve diğer kitapları toplu olarak bir eserde bulmak büyük önem arz
ediyor. Akademik bir ciddiyet ve hassasiyetle hazırlanan Ötüken Neşriyat imzalı
eser, akıcı bir üslûp ve sürükleyici bir dile sahip. Dünkü vatan coğrafyamızın
önemini daha iyi kavramak ve elden çıktıktan sonra yaşanan derin acıları
hissedebilmek için bu eserin okunması gerekiyor. Tablolar, bibliyografya,
indeks ile tamamlanan eser, roman tarihimiz adına değerli bir kazanç. Aynı
zamanda bizim Balkanlardaki tarihimiz ve acıklı hikâyemiz… Keşke sinemacılarımız,
bu birikimden daha çok faydalansa ve beyazperdeye aktarılması gereken filmlerin
konusunu bu eserdeki romanlardan seçse.
Amanvermez Avni
Polisiye
edebiyata toplumda ilgi doğarken bu alanda yeni yazarlar yetişiyor; bazı
yayıncılarımız ise eskileri arayıp buluyor ve unutulmuş müellifleri günümüze
kazandırıyorlar. Bu sahada önemli bir hizmeti, Beyan Yayınları gerçekleştirdi.
Türkler’in Sherlock Holmes’i olarak kabul edilen Amanvermez Avni’nin on kitabını birden meraklı okuyuculara
ulaştırdı. Ebu’s-Süreyya Sami’nin kaleme aldığı kitapları hazırlayan Yaşar
Güçlü. Yayınevi çok güzel bir hizmeti de gerçekleştiriyor bu kitaplarda.
Eserlerin ilk basılmış hâlini Osmanlı Türkçesi harfleriyle verirken öbür
sayfada da Latinize edilmiş şeklini okura sunuyor. Böylece eski/mez kitapları
orijinalinden okumak isteyenlere bir imkân tanınıyor. Eski yazısını pekiştirmek
ve geliştirmek isteyenler için iyi bir fırsat. Yaşar Güçlü, önsözde kitapların
hazırlanış şekli, takip edilen metot ve yazar hakkında bilgi veriyor. Kitap
isimleri şöyle: Yanmış Adam, Kamelya’nın Ölümü, Kanatlı Araba, Kara Katil,
Kör Ebe, Mavi Göz, Sessiz Tabanca,
Boyacı, Ölü, İskeletler Arasında.
Polisiye meraklılarına Amanvermez Avni
serisini tavsiye ediyorum. Yönetmenlerimiz, sinema diline yakın olan, bilhassa
dizi yapılmaya müsait olan kitaplardan inanıyorum ki faydalanmak
isteyeceklerdir.
Folklor ve Sinema
Ahmet
Özgür Güvenç, edebiyat, tiyatro ve sinema alanında çalışmaları bulunan bir
akademisyen. Folklor ve Sinema,
yazarın folklora ve sinemaya derinlikli ve incelikli bakışını gösteriyor. Ahmet
Özgür Güvenç, bize halkbilimi açısından filmlere nasıl bakılabileceğini anlatıyor.
Folklor ile çağımızın sanatı kabul edilen sinema arasındaki münasebetleri
uzmanından görmek, okumak ve anlamak isteyenler, bu kitaba yönelmeli. Kültür
dünyamıza önemli bir katkı olduğunu düşündüğüm eseri, bilhassa sinemacı
dostlara öneriyorum. (Ötüken)
Ali Ayçil’in denemeleri
Ali
Ayçil, Usta Konuşmak İstiyor isimli
yeni deneme kitabında bizi kâh şehirde, kâh kırlarda dolaştırıyor. Baktığımız
ama göremediğimiz dolaştığımız ama fark edemediğimiz, duyduğumuz ancak
hissedemediğimiz inceliklerden bizi haberdar ediyor. Bizi hem dikkate, hem de
rikkate çağırıyor. Edebî tadı yüksek denemelerde aynı zamanda düşündüren ve
çoğu zaman da hüzünlendiren yönler var. “Denizlerde boğulan göçmen çocuklara”
adadığı “Leylekler Çocukları Yıldızlara Alıştırıp Öyle Gelecek”, vicdanları
kanatan sorgulayıcı bir metin. Hasbi ve samimi deneme severler, Ayçil’in
kitabını okumalı. (Dergâh)
Hatırlayışlar
Elazığ’da
yıllardan beri Bizim Külliye
dergisini hazırlayan Nazım Payam kıymetli kitaplarıyla dostlarını sevindiriyor.
Hatırlatmak Uzatıyor Ömrü, şiirle
kolkola girdiği ve okuruna nazım-nesir ziyafetini cömertçe çektiği bir deneme
kitabı. (Ötüken). Payam, edebiyatımızın seçkin şairlerini mihmandar kılarak
onların yolculuğuna eşlik ediyor. Şiirlerini kendisine yoldaş, mısralarını
nefes ediyor. Şiirin esasında bizim dünyamızda ne kadar değerli yer işgal
ettiğini kitabı okuyunca daha iyi anlıyoruz. Süzülmüş dil, sürükleyici üslûp ve
değerlerin seslendirildiği mana ve hikmet kitabı. Deneme hak ettiği yeri
buluyor.
Hikâyeler Romanlar
Adnan
İslamoğlulları’nın Kuyu (Ötüken) ve
Osman Kibar’ın Ürkünç Fırça Darbesi
(Aksa) adlı romanları bize iki aydının geniş bakış açılarını ve toplumda
yaşanan temel meselelere yaklaşımlarını gösteriyor. İslamoğulları 12 Eylül
öncesi Türkiye’de yaşanan olayları eksen aldığı romanda, şehadete yürümüş vatanperver
aydınları ve gençleri rahmetle ve şükranla selamlıyor. Kibar ise romanında
anlaşılmamış ünsüz bir ressamın ilginç hikâyesini anlatıyor. Recep Kayalı Kamburuma Üç Sebep kitabındaki (Bilge
Kültür Sanat) sekiz hikâyesinde, ele alınmamış tenha konulara uzanıyor, iç
sızılarımızı dile getiriyor. Hikâyede bizi ümitvar kılan bir kalem Kayalı. Ümidim
odur ki yarına kalacak ve hikâyemizi kanatlandıracaktır. Hızırname İsmail Orhan Sönmez’in deneme kitabı. (Ötüken).
Dergâh’tan çıkan diğer hikâye kitapları şöyle: Bitemeyen: (Aysun Elidokuzoğlu), Mısır Tarlasında Bir Eksik (Şenler Yıldız).
Tercümede Büyük Titizlik
Batıdan
ve Doğu’dan neşrettiği tercüme kitaplarıyla öne çıkan Dergâh, önemli isimlerin
kitaplarını titiz mütercimlere hazırlatıyor. Yayınevinden son olarak şu tercüme
kitaplar çıktı: Bedenin Kaldırılması
Üzerine Deneme: Jean-Luc Nancy (Murat Erşen), Atilla’nın Atını Çalan Çocuk: Ivân Repila (Öznur Karakaş), Görgü Tanığı: Ernst Welss (Sibel Arslan
Yeşilay), Karbon Demokrasi: Tımothy
Mıtchell (Fırat Berksun), Durkheım ve
Modern Eğitim: Geoffrey Walford-W.S.F.Pickering (Özlem Sakin-Burak Aydın), Parmenıdes ve Sokrates Öncesi Felsefe:
John Palmer (Eser Yavuz), Yunan Diyarında
Kurban Mutfağı: Marcel Detienne Jean-Pierre Vernant (Özgüç Orhan)