Bir tür intihar bu…
Bugün çoğu kimse
yaşadığı hayattan hiç de memnun değil. Karşı koyma direncini yitirdiğinden olsa
gerek kötülüğe karşı koymuyor.
Toplumda bir
huzursuzluktur yaşanıyor. Ne ana baba evladından ne de evlat ana babasından
memnun değil. Yani o eski özlediğimiz sıcak ilişkiler yok gibi. Zaten kolu
komşuluk çoktan bitti. İlişkiler daha zincirin ilk halkasından kopuyor.
Kişi kalben kendine
benzeyenlerde ve dostlarıyla huzur buluyor. Bugünse çıkarı yoksa kardeş kardeşe
iyi gelmiyor kırk yabancı gibi davranıyor. Toplumda bir tür av ve avcı ilişkisi
yaşanıyor. Kim av, kim avcı kendini belli etmiyor. Tuzağa düşünce öğreniyorsun.
Gün geliyor tuzak kuran da kendi kurduğu kapana yakalanıyor. Tek çaremiz
Allah’tır ancak sen O’na gitmezsen dertlerine çare bulamazsın.
Bir başka konu ‘edep’ meselesi…
Hz. Mevlana der ki, “Ademoğlunda edep bulunmazsa; o adem
değildir.” Bu cümlenin özeti, insanı hayvanlardan ayıran hayâ ve ar
damarıdır. Ar damarın çatlamış ise hayvandan daha aşağı oluyorsun! Özetle,
kişiye ruh veren hayâsı ve edebidir. Edepsizlik hayvanidir, edep ise imanın
gereğidir ve yokluğunda insan olma vasfını yitiriyorsun.
Toplumun hal-i pürmelali
ortada. Edep ve hayâ bitmiş! Cadde ve sokaklar üryan görüntülerden geçilmiyor. Sevmeler
ve sevişmeler uluorta yapılıyor. Kesin, bir toplumun başına gelen bela ve
musibetler edep ve hayâsını kaybedince başlıyor. Nerdeyse kıyamet koptu
kopacak!
Allah Resulü (sav)
buyurdular: “İlk peygamberlerden
itibaren halkın hatırında kalan bir söz vardır: Utanmadıktan sonra dilediğini
yap!” (Buhârî, Enbiyâ 54, Edeb 78.) Bunun anlamı hayâ duygusundan
yoksun kişi her fenalığı yapar. Bu yüzden dünya kasıp kavruluyor. Bu
nedenle toplumsal buhranlarda artış var. Her yangının az çok çaresi var ancak
bozulan kalbin tamiri zor ve uzun zaman alıyor.
Bozuk para gibi
harcanan bir başka değer aşk…
Ne yazık ki nikâhsız
yaşam ve sapık ilişkiler özendirilip masumlaştırıldı. Kurulan tezgâhlarla namuslar
kirletiliyor ve birçok kadın kendi elleriyle hayatına son veriyor, doğurmak
zorunda kalanlar ise şehvetli elleriyle öldürüyorlar bebeklerini! Geçen
günlerde ekranlarda çöp kutusuna atılan bebeğin görüntülerini izlerken insanlığımdan
utandım. Oscar Wilde’nin tespiti çok
doğru:
“Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimi yaşlıyken.
Şehvetli ellerle boğar kimi
Kimi altından ellerle
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.”
İslam’ın kesin
emridir; her türlü nikâhsız yaşamı ve ilişkiyi zina olarak kabul etmiştir. Rüzgâr
ekince fırtına biçiyorsun. Fırtına her yeri kasıp kavuruyor ancak umutsuz
değiliz. Bir şartla tabi, terbiye ilk önce ana kucağında ve ailede başlıyor;
ahlaklı ve edepli nesiller yetiştirmekle her şey düzelecektir.
Dünyanın merhametten,
nezaket ve edepten nasibini almış güzel insanlara çok ihtiyacı var.
Lokman Yıldırım