'Bir şey yap, güzel olsun'
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kötülük ve şiddette büyük artış var.
Şu soruyla devam edelim.
Şiddetin psikolojik altyapısında neler var ve sebepleri nelerdir?
Hiç kimse yalnız başına yaşamıyor. Toplum içinde bir yaşamı, rolleri ve ilişkileri var. Yani etkiliyor ve etkileniyor. Evrende her şey birbiri ile bağlantılı bir düzende işliyor. Tıpkı insan vücudu örneğinde olduğu gibi evrende bir uyum ve kurulu bir düzen var. Bu düzeni ve uyumu insan bozuyor.
Geçen günlerde okumuştum. Psikiyatrist Nevzat Tarhan ‘kadına şiddet’ olaylarının ele alındığı bir toplantıda, ‘İyi bir toplum için tevhit inancının rolü nedir sorusuna gerçek bir örnekle cevap veriyor.
“ABD’de bir grup Budist rahip bir deney yapıyor. Washington DC’nin emniyet müdürlerine gidiyorlar. Diyorlar ki; “Biz Budist Rahipler olarak dua edeceğiz. Suç oranlarının yüzde 25 oranında düşeceğine inanıyoruz.” Emniyet müdürü gülüyor ve diyor ki; “İstatistiklerde yüzde 25 azalan hiç bir dönem yoktur. Yazın 40-50 cm kar yağarsa sizin bu dediğiniz olur. Nasıl olsa bu olmayacak düşüncesiyle yapın diyor. Budist rahipler bir ay boyunca dua ediyor ve bir ay sonra suç oranlarında yüzde 25 düşme olduğu görülüyor. Beklenmedik bu sonuçtan sonra İlahiyatçı, psikiyatrist ve kuantum fizikçiden oluşan bir ekip aralarında tartışıyorlar. Ne sonuca varıyorlar biliyor musunuz?
“İyi dilekler, dualar ve iyilik evrensel enerjiye yansıyor. Kişide saldırganlık duygusu ve şiddet azalıyor.”
Küçük bir kıvılcımın büyük yangınlara dönüşmesi gibi kötülükler de evrensel enerjiye yansıyor. İnsanda şiddet, kötülük ve saldırganlık duygusunu artırıp bireyi ve toplumu olumsuz etkiliyor. Yani kötülük sadece o kişiyi etkilemiyor örgütlü hale gelince dünyayı etkiliyor. Dünyanın temizlenmeye çok ihtiyacı var. Bunu yapacak olan da Müslümanlardır.
Birçok meseleye Şems-i Tebriz’inin gözüyle bakıyorum: "Bir şey yap, güzel olsun. Çok mu zor? O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor? Güzel bir şey gör veya güzel bir şey yap. Beceremez misin? Öyleyse güzel bir şeye başla. Ama hep güzel şeyler olsun."
Bir kez daha hatırlayalım, ateş yakıcı, su ferahlatıcı ve temizleyicidir. İyilik çok günahı temizler. Ayrıca güven verici ve gönül alıcıdır. Ne oluyorsa kişinin kafasında ve yüreğinde oluyor. Kalp güzel ise onda pişen şey de karın ağrıtmıyor. İyi kalbin kötülüğe hevesi olmaz.
Dinimiz iyiliği emretmiş ve mükâfatlandırmıştır. Kötülük ise yasaklanmış ve günah sayılmıştır. Biliriz ki iyilikle kötülük bir olmaz, sen iyilikte bulun. Buna güç yetiremiyorsan kötülük yapma. Bil ki insan düzelirse dünya düzelir. Bizim tercihimiz iyilikten yanadır.
Şu da gerçek iyilik ile kötülük bir olmaz ve uzlaşamazlar. Aynı bünyede de bulunmazlar. Biri aktif ise diğeri pasiftir, birinin hâkim olduğu yerde diğerinin sesi kısıktır. Biri su ise diğeri ateştir. İyilik yapıcı, kötülük yıkıcıdır. İyilik yaşatır, kötülük ocak söndürür. İyilik, hayır ve hasenat arttıkça toplumun huzuru artar.
Kötülük kötüdür, iyilik iyidir. Hınç, intikam, öfke ve şiddet bir tür haz almaya dönüşmüşse vay halimize! Dünya bu nedenle iyi değil. Bizde bir söz var: İyiliği yalnız iyiler anlar, kötülüğü ise herkes. Bu nedenle kötülüğün önü alınamıyor.
Ne zamana kadar?
Davası iyilik olanların zincirlerini kırana kadar...
Nurettin Topçu, menfaati, ayağımızdaki zincirlere benzetir ve onlarla cennete gidilemeyeceğini söyler. Bir de şunu: ‘Menfaat yaşamak, ahlak ise yaşatmak ister. Bir arada barınamazlar.’ Davası ahlak, iyilik ve hak olanlar yaşatmak istiyor.
Senin görevin yaşamak mı, yaşatmak mı?
