Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Aralık 2020

Bir Selamlık Saltanat…

Bazen bir yazı ortaya çıkmadan, kelimeler cümle vücudu giymeden önce başlık olarak bir tohum gibi akla düşer ve öylece kalır. Arada bir başını uzatır, kendini hatırlatır; ne zaman beni yazacaksın sorgulaması yapar... Kelimelerin dizgini elimizde değil ki kervanı dizesin... Gedâlık kelimeleri bir araya getirmekte de var... İnsan bir sinekten bile daha acizken, hükmü kelimelere geçer mi?

İşte ‘Bir selamlık saltanat’ başlığı da aklıma sadece tohum olarak düşmüştü. Arada bir başlık olarak ispat-ı vücut yapıyordu… Ben vücudunu görüyordum ama katar yola çıkmadıktan sonra kalem de kuru kalıyor, dil de kuru kalıyor... İnsan ancak geldiği vakit kelimelerin çobanlığını yapabilir başını gözünü yarmaz ise. Dil Allah’ın, kelimeler Allah’ın düşünce ve konuşma elektriği de Allah’ın... Gönülden dile ve kaleme elektrik tesisatı döşenince ve akım başlayınca kelimeler muson yağmurları gibi dökülür, dilde mevsimler değişir… Yine de bütün diller voltajı-nuru çok yüksek olan Hz. Peygamberimizin dili yanında öyle sönük kalıyor ki... O dile, direk İlah-i Nur geliyor...

Yine ‘Bir selamlık saltanat’ başlığı düşüncelerimde ispat-ı vücut yapmıştı ve gayri ihtiyari mırıldanmıştım: “Bir selamlık saltanat” diye... Yoksa bana ders mi vermek istiyordu bu başlık? Önce dile samimiyet abdesti mi aldırmak gerekiyordu ki her selamdan sonra muhabbet tohumları tutsun ve filiz versin. Ya da şahit olan melaikeye, ruhaniyete selamın gıda olacağını düşünüp; yürekten gelen bir tonlama mı yapmak gerekiyordu? Belki de selam bir başlangıç olduğu için; kurdele keser gibi heyecanlı olmalıydı.

Bizler; 'Selamün Aleyküm' derken, acaba: Allah seni korku ve zarar görmekten selamette ve emin kılsın manasını tam olarak yaşamıyor muyuz ve yaşatmıyor muyuz? Sınırlardan önce gönülleri emin ve güvenilir hale getirebildik mi? Kendimiz emin olunacak hale geldik mi? Karşılık verirken, manasındaki hakikati acaba canı gönülden isteyebiliyor muyuz? ‘Ve Aleyküm selam’ “Allah seni de selamet üzere eylesin” dilimize gerçekten kök salabiliyor mu?” Özellikle Allah yolunda yapılan hizmetlerde bunun önemine dikkat edebiliyor ve manasını canı gönülden karşılıklı yaşayabiliyor muyuz? Allah’tan selamet dileyen insanın her hali elbette selamet hatırlatıcısı ve emin olunacak olması lazım…

Geçmişte kalan selam saltanatını geri getirip, yeniden kurmalı! Hz. Cebrâil ile Efendimiz (sav) aralarındaki selam gibi… Hz. Ömer’in ve Hz. Ali’nin Veysel Karanî’ye verdiği selam gibi… Güneşin buluta, bulutun yağmura, tohumun filize verdiği selam gibi… Kâinattan Hâlıkını soran Bediüzzaman’ın zerreye, ağaca, kuşa, çiçeğe, sineğe, yıldıza verdiği selam gibi… Mevlâna'nın Şems’e, Yunus’un Tapduk Emre’ye verdiği selam gibi… Bozkırın Tezenesi; Neşet Ertaş’ın sazına verdiği selam gibi; selam saltanatı kurmak lazım… Karşılıklı güven ve dünya metâı ile hiç sarsılmayacak, muhabbet yaşatan bir selam saltanatı kurmak lazım…

‘Bir selamlık saltanat’ Belki de çokça selamlar içinde samimi selama, yaşayan selama hasret kalmışız, ya da selamın içindeki hakikati bütün zerreleriyle hisseden bir dosta hasretiz… Evet, hormonsuz, samimi ve Allah rızası için muhabbetle dolu selamları canımız çekmiş... Pırıl pırıl, mis gibi, daldaki meyve gibi tebessümle dile asılı... Kopar ve iştahla ye: ‘Ve aleyküm selam’, senin selamette olman bilesin ki; beni nasıl mutlu eder... Sen daima selamette kal ve başın hiç dara düşmesin… Ne güzel sanki hediye verir gibi…

Saltanat kurmak lazım; gönüllere, sıcacık yüreklere… Belki de bizim samimi ve manasıyla taçlanmış selamlarımız yürekleri ısıtacaktır, kutup soğuğuna hapsolmuş bakışları buharlaştıracaktır… 'Selamün Aleyküm' Korkmayın; dilimin cephaneliği olan yüreğimde size karşı haset yok, aldatmak yok, istemezlik yok, muhabbet ise; işte İnşallah o çoktur...

Ne sultanlar, ne saltanatlar yok olup gittiler… Yıkılmayan tek saltanat; bir selamlık saltanattır… Canı gönülden bir: 'Selamün Aleyküm' demek benden sana zarar gelmez. Dünyâda ve âhirette selâmette ol demek ve karşılığında aynı şeyleri senin içinde diliyorum manasında; Allah senide selamette daim kılsın demek, işte o an bir saltanatın kurulması demektir... Yüreklerde-dillerde selam saltanatını yeniden inşa etmek; Farz ile Sünneti yaşatmaktır! Bazılarında selamın kendisi var ama saltanatı hiç yok… Saltanatımız çok olsun İnşallah… Es Selamu Aleyküm…