Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Ağustos 2016

Bir şehit cenazesinin düşündürdükleri

Aslında iki yazıdır Almanya'nın Türkiye'deki darbe girişimlerine verdiği desteğin KOD'larından olan yılan hikayesine dönen Berlin Uluslar arası Havaalanı ve İstanbul'da ki 3. Havaalanı üzerine kalem oynatmayı planlamıştım. Fakat o niyetle oturduğum yazılar başka mecralara kaydı. Bugün için yazarım dedim. Perşembe günü memleketten bir dostun annesinin vefat haberi geldi. Oraya gitmeye niyetlenince aynı gün Bitlis'te ki saldırıda Sındırgı ilçemizin Dedeler köyünden Uzman Onbaşı Mesut Demir'in şahadeti bilgisi ulaştı.

İkisine de katılma niyetiyle Cuma sabahı Ankara'dan yola çıktım. Defnedilecek köyler bir birine yakın. Cuma sonrası önce Derecikören'de dostun annesinin cenaze namazına katıldık. Derecikören bir dönemin ilim irfan yuvası, onlarca alimin yetiştiği, yüzlerce hafızın nefes bulduğu yer. Bir dönemin efsane vekillerinden Mevlit Yılmaz'ın memleketi. İzmir Milletvekili Hamza Dağ'ın köyü. Zaten cenaze Dağ'ın da çok yakını. Birlikte kıldık. Cenaze namazı sonrası dostlarla halleştikten sonra Bitlis'te şehit düşen Uzman Onbaşı Mesut Demir'in cenaze namazı için Dedeler köyüne Düğüncüler Muhtarı Sadık Oruç ile birlikte geçtik. İkindi namazı sonrası kaldırılacağı bildirildi. İkindi öncesi vardık köye. Fakat nedenini tam öğrenemedim. İkindi namazı beklenmeden şehidin cenazesi helallik için baba ocağına götürülüp 15-20 dakika sonrası Mezarlık ta hazırlanan alana getirildi. İkindi ezanı bile beklemeden cenaze namazına başlandı. Bu acelecilik neydi anlayamadım. Hatta protokolün dışındaki cemaatin saf tutup tutmadığına bile dikkat edilmedi. Oysa orada binlerce insan vardı. Garibime gitti. Saf olup olmadığımıza fırsat bulmadan cenaze namazına başladığımızda ikindi ezanları ancak okunmaya başladı. Cenaze namazını kıldıran kimdi bilmiyorum. Protokol düzeninden başka dikkat ettiği bir şey yoktu. Özellikle şehitlerin cenaze namazlarını bu işi meslek edinenlerden uzak tutun ne olur.

Şehit Mesut Demir daha 24'ünde Mart ayında uzman olmuş. Lise mezunu ve evin tek evladı. Anne ve babasının ayakta duracak, konuşacak halleri kalmamış. O nedenle oğulları hakkında konuşma imkanı bulamadık. Fakat şehidi köyde yaşayanlar da gurbette duranlar da yakından tanıyor. Sevdirmiş kendini. Hani halk arasında erken vefat edenler için 'Allah iyileri erken alır' diye bir söz varya. Şehidimiz içinde öyle diyorlar.

Cenaze namazı sonrası vatandaşla epey bir hasbıhal ettik. Vatandaş darbe girişimi sonrası doğuda terör saldırılarının bir anda kesilmesine dikkat çekip son zamanlarda tekrar artmasını farklı yorumluyor. Aydın geçinenlerden, Ankara'daki bürokrat ve siyasilerden daha net görüyor perde arkasını. Darbe girişimi sonrası FETÖ'nün devlette temizlenmesini yakından takip ediyor. Hatta televizyonlardaki yorumculardan hiç hoşlanmıyorlar. Özellikle de ortada dolaşan itirafçılardan. Aslında kimin doğru kimin yanıltıcı olduğunun farkındalar.

Tehlikenin sadece FETÖ'nün bitirilmesi ile geçmeyeceğine üzerinde vurgulayarak ikaz ediyorlar. Hatta yeni tanıştığım bir dostumun tam ifadesi ile 'Şimdi bunlar hepsi birden ittifak olup daha büyük darbeye girişirler' düşüncesi hakim. Aynı zamanda terör olaylarının da darbe girişiminin de aynı eller vasıtası ile yürütüldüğünde hem fikir artık vatandaş. Öyle algıladım ki bundan sonra yaşanacak darbe girişimine karşı vatandaşın elindeki bütün imkanları kullanarak karşı koyacak. Son girişimde vatandaş sadece kendini atmıştı ortaya. Şimdi kazma kürek dahil. Şehit haberleri artıkça millet hınçlaşıyor.

Kalın sağlıcaklau2026.