Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Ocak 2013

Bir şairin dirilişi

Geçen hafta "Şair Akif İnan" yazımızdan dolayı Memur-sen genel başkanı Sayın Ahmet Gündoğdu, beni arayıp kendilerinin sendika olarak Akif İnan'a olan vefalarını ödediklerini. Kitapların basımı ile ilgili ise de sadece bunları sendika olarak basıp bedava dağıtımı konusunda ailesinin muvafakatini aldıklarını söylemişti.

Bu bilgi üzre sendika başkanımıza; Necip Fazıl'ın kitaplarını falanca yayınevinden, Cahit Zarifoğlu'nun kitaplarını da filanca yayınevinden alıp okuyabiliyoruz. Biz istiyoruz ki Akif İnan'ın da kitapları bir yayınevinden çıksın ve bu yayınevi aracılığıyla Akif İnan'ın kitapları genç dimağlara ulaşsın. Bu isteğimize olumlu cevap alamadık. Anladım ki bu iş sadece sendikanın işi değil, şiir ve edebiyat ile uğraşan kurumların ortak işi olmalı.

Biz şiirle ilgilenen insanların veçhesi "şairlerin kitapları ve örnek hayatları gençliğe aktarılma ile olur. Bu gençlik de şuurlu bir gençlik, üniversite gençliği olmalıdır. Ölümlü hayatımızı ölümsüz kılan hiç şüphesiz ki bizim eserlerimizdir. Fuzu00fblu00ee'yi Leyla vü Mecnu00fbn'dan, Nabu00ee'yi Hayriyye'sinden, Şeyh Galib'i Hüsn ü Aşkından dolayı tanıyorsak Akif İnan'ı da "Tenha Sözler, Hicret" gibi eserlerinden dolayı tanıyalım.

Bazen iyi ki Ömer Karaoğlu "Doğ Ey Güneş" şiirini besteledi. Ve biz Doksanlı yılların gençliği olarak Beyazıt Meydanında haksızlığa karşı haykırırken bu şiiri marş şeklinde yudumlamıştık. Her eylem yeniden diriltir bizi demiştik.

Şimdi bu eserlerin hiç biri ortada yok. Kitap Fuarlarında, şiir gecelerinde, sempozyumlarda, panellerde gençlerin elinde bir sürü kitap görüyorum ama Akif İnan'ın kitapları yok. Benim şahsen görev yaptığım kütüphanede Akif İnan kitapları yok. Şahsi kütüphanemde ki kitaplar da Konya merkezli Esra Sanat yayınlarından çıkmış kitaplardı. Onları da Şair Atilla Maraş ağabeyimiz bana hediye etmişti.

Esra Sanat Yayınları, şiir serisi adı altında Akif İnan'ın Hicret'inin yanı sıra M. Atilla Maraş'ın Aney, Murat Kapkıner'in Nefs Risalesi, Zemçi Çetinkaya'nın Çelişkinin Türküsü, Cumali Ünaldı Hasannebioğlu'nun Çerağ, Mustafa Özçelik'in Dünyanın Tenhasında, Nurettin Durman'ın Uzun Beyaz Bir Çığlık, Metin Önal Mengüşoğlu'nun Ben Asyalı Bir Ozan, Ahmet Mercan'ın Kelebek Kanadında Surlar ve daha birçok değerli şairin bir çok kitabını okuyucu ile bu seride buluşturmuştu. Hatta şair Ahmet Efe, kendi şiir kitabının yanında diğer şairlerin de şiir kitaplarının kapaklarını yapmıştı. Doksanlı yılların başında yayınladığı şiir serisi ile edebiyat adına önemli bir çalışmaya imza atan bu yayınevi gibi cesur yayınevi bulamıyoruz.

Sendikamız "daha doğrusu şiire ve sanatçıya hassas varlıklardır düşüncesiyle bakan sendikalarımız "bu tür yayın evlerinin kitaplarını satın alarak sendikamızın hediyesidir diye bir kaşe vursalardı. Bir zamanlar şiir seri basan yayın evlerimiz kişisel-gelişim gibi popüler kitaplar peşinde koşmazdı.

Belki bunu şu veya bu kurumdan istemek abes olur. O zaman Akif İnan ağabeyimiz için geçen yazımız da dile getirdiğimiz gibi onun anısına "Mehmet Akif İnan Vakfı" kurar isek hem kitapları bu vakıf aracılığıyla basılır ve geniş kitlelere ulaşır hem de bu kitapları aracılığıyla vakfın bir akarı olur. Yıllar önce Recep Garip ağabeyimiz bir yazısında "Akif İnan Üniversitesi kurulmalı" sözünü şimdi "Bir vakıf kurulsun, ben her kademesinde görev almaya hazırım diyor. Biz de bu vakfın her kademesinde görev almaya hazır olduğumuzu söylüyoruz ve diğer kurumları göreve davet ediyoruz.

Bu davetimi yinelerken yıllar önce Akif İnan ağabeyimiz için yazdığım bir yazıdan iktibasla o vakfın da bahçeli bir Urfa evi olması temennisiyleu2026

"Tekrar Akif İnan ağabeye dönelim. Onun Edebiyat ve Medeniyet eserinde "Uygarlığından koparılan toplum tükenişin trajedisini yaşar." Sözü günümüz marka Müslümanları için geçerli bir söz değil midir? Müslümanların kendi evlerinde ne zaman oturacağını "Doğ Ey Güneş" şiirini okurken biz apartman dairelerinde yaşamaya çalışanlar olarak babalarımızın gölgesini özlediğimiz, bahçeli evlerde artık mukim değiliz. Biz artık ağlamalıyız."