Bir nedamete bakar bin diriliş
Güzel izler bırakmak için bize sunulan bu hayat ikramını değerlendirmeliyiz.
Ömrün hızla akıp geçtiği bu
sürgünlük hayata dair bir gaye gütmeliyiz. Sonsuz yaşama arzusunda olan insanın
bu sınırlı yaşamda kalamayacağını, elbette tüm niyetlerinin bir gün
gerçekleşebileceğini fark ettiriyor hayat. Öyleyse bu hayat ikramından neler
devşirmeliyiz. Öyleyse bir ufukla haytamıza bakmalı ve hayatımızı öyle
yeşertmeliyiz. Nasıl bir ufukla, nasıl bir yöntemle, bunun şifresi varsa nedir.
Bunu ifşa edebilir miyiz?
Son asır, son dem insana çok
garip tecrübeler yaşatıyor. Gırtlağına kadar acı dolu olan insan nasıl da
sahici rollere bürünebiliyor. Kalbi inim inim inleyen insanın yanaklarına
gülücükler boyaması esrarengiz bir ruh halinin belirtisidir. Duyguların bu
kadar alaşağı edildiği, samimiyet duygusunun bu biçim perişan edildiği bir
başka zaman yaşanmış mıdır? Menfaati için, menfaatine mürit olan insanların
trendi hiç bu kadar yükselmiş miydi? Tuhaf zamanlar yaşıyoruz, zamanı
tuhaflaştıran, zamanın kahramanı olan insanın garip bir ruh halinde oluşudur. Ne
oldu. Nasıl oldu, niçin oldu. …
Güzel izler bırakmamız gereken bu
hayatı, bu doğayı, bu ömrü, bu fırsatı hunharca harcıyoruz. Bir çocuğun
hayallerini gerçekleştirmek, fidan dikmeyi emel edinmek, sanatla insana hizmet
etmek, bir annenin yükünü hafifleştirmek, tekâmüle hizmet edecek gayelerle ömrü
süslemek ne güzel bir davadır. Hayalleri gerçekleştirmeye, duygulara hizmet
etmeye, anlam kaygısında olmayı kendisine şiar edinmiş bir ruh halinde olmak,
hayata güzel izler bırakmak için sağlam bir amaçtır.
Bu maddeleşmiş çağın gerçekleri
olduğunu da kabul ediyorum. Ekmek kaygısı ve kavgasının yaşandığı bu gerçekliği
pas geçmiyorum. Elbette çocuklar ekmek bekler, soğuk ve uzun kış gecelerinde
üşümemek ister. Başka başka zaruretler bu hayatın doğasıdır. Hayatın kavgası ve
kaygısı, ışıltılı bir ruha sahip olmamıza engel değildir. Göğün sanatı, doğanın
süsü, varlığın nazı, varoluş sanatı ve kalbe yakışan o aşk saltanatı kutlu bir isyandır
çağın çığırtkanlığına. Bir yol, başka bir yol bulmalıyız gönül denen ilahi dergâhı
gıdalamaya. Bambaşka bir yol bulmalıyız kabin kılcal bilgeliğine ulaşmaya,
kalbin merkezine kavuşmaya yeni bir güç ile azmetmeliyiz.
Esareti kader sayan bu çağa mağlup olmamak bir
şiirle başlar. Bir gülümsemeye gebedir bütün tükenişler. Bir selamlaşmadır yeni
başarıların ilk adımı. Yeniden başlamak için kalpteki aşk çınarına bir damla su
vermek kâfidir. Bize sunulan ömür sermayesinden bir tek günü bile mana ile
aşılamak tarifsiz bir iksirdir, sevdanın ve gönül rahatlığının reçetesi.
Yeni bir yıl, yeni bir yoldur,
yeni bir ikram, yeni bir fırsattır bize sunulan.
Hayat fırsatını kalbimize yatırım
yaparak lehimize döndürebiliriz. Kalbin ihmal edilmişliğindendir bütün imhalar,
ihlal edilmiş bir kalbin sükûtundadır çağ.
Ne çok daraldık, ne çok bunaldık
kendi ömrümüzün mahpushanesinde, yine tam da orda doğrulmak elimizde. Bir
nedamete bakar bin diriliş.