Bir Mursi ölür, bin Mursi dirilir!
Mısır’ın seçilmiş devlet başkanı Muhammed Mursi evvelki gün darbeci kadrolar tarafından ağır işkencelere tabi tutulmak suretiyle şehid edildi. Allah şehadetini makbul buyursun. Çok ağır şartlar altında hücrede tutulan, sağlık sorunlarının tedavisi yapılmayan ve adeta ölüme terk edilen Mursi apar topar, sabahın beşinde Kahire yakınlarındaki bir mezarlığa defnedildi. Darbeci cunta Mursi’nin cesedinden dahi korkmuş olmalı ki ülkede olağanüstü hal ilan edildi, bütün asker ve polisin izinleri iptal edildi. Mursi’nin vefatı üzerine insanların galeyana gelerek bu duruma isyan edeceğinden korkuyorlar.
Biliyorsunuz gayri meşru şekilde iktidara gelen yönetimler halklarından çok korkarlar. Çünkü normal olmayan yollardan iktidar sahibi oldukları için normal olmayan yollardan da gönderilecekleri korkusu vardır. Korksunlar, tabi ki korkacaklar, bir gün onların da sonu gelecek, bir gün onlar da layık oldukları şekilde karşılık görecekler. Hangi zalimin sonu iyi olmuş ki bunların ki iyi olacak? Boyunlarına tasma geçiren Siyonist ve Batılı efendileri, işleri bittiğinde, kullanım süreleri dolduğunda aynı tasma ile onları boğacaklar ve bir gün onların her birinin yerlerde süründüğünü göreceksiniz. “Zulm ile abad olanın sonu berbad olur.”
İslam ülkelerinin başına ne zaman halkıyla barışık, yerli ve milli zihniyette yönetimler gelse, bu durum birilerini fena halde rahatsız ediyor. Kendi kuklalarını oynatamadıkları için kendi emellerine hizmet edecek uşak bulamamanın sıkıntısını çekiyorlar. Fena halde dertleniyorlar. Aradan çok zaman geçmeden bakıyorsunuz işlerine gelmeyen bir lider demokratik yollarla işbaşı yapmışsa, hemen onu alaşağı ederek yerine kendi kuklalarını, kendi maymunlarını ikame ediyorlar. Tabi bu süreçte kaç insan ölmüş, kaç kişinin canı yanmış, kaç ocağa ateş düşmüş umurlarında değil.
Muhammed Mursi, Mısır’ın meşru, seçilmiş lideri idi. Mısır’da neredeyse bir asra yakın siyasi tecrübesi olan bir hareketin yani Müslüman Kardeşler - İhvan-ı Müslimin hareketinin adayı olarak devlet başkanlığı koltuğuna oturmuştu. Sonrasında malum sebeplerle bir askeri darbe ile, halka rağmen, sandıkları hiçe sayarak Siyonist destekli bir darbe yapıldı ve milletin adamı Mursi hapse atıldı. Yerine ABD-İsrail maşası Sisi devlet başkanı olarak koltuğa oturtuldu. Peki nerde demokrasi, nerede sandık, nerede halkın iradesi? Ortalarda yok, tatile çıktı! Niye? Çünkü, batılı efendilerin emirlerini dinlemeyecek birisi iş başına gelmişti. Hele hele de bu lider bölgede Tayyip Erdoğan gibi benzer formatta bir başka liderle işbirliğine filan giderse Ortadoğu’da dengeler bozulur, İsrail’in güvenliği dahi tehlikeye girerdi.
Oysa Sisi daha kullanışlı bir maşa idi. Elinde silah vardı, astığı astık, kestiği kestikti. Ne derlerse yapabilecek bir tıynete sahipti. Ha unutmadan bir umreye hacca filan da gider “aha işte ben de Müslümanım ne olmuş yani” der iç kamuoyuna mesajlar verir, halka kendisini şirin gösterirdi! Hakikaten de geçenlerde umrede gördük kendisini! Yeter ki “siyasal İslam” bertaraf edilsin de Sisi hacca bile giderdi! Bütün dert buydu. Öyle de oldu. Siyasal İslam bertaraf edildi, yerine batı çıpasında hareket eden uysal bir uşak getirildi. Geçmiş zamanlarda Türkiye’de de benzer şeyler olmadı mı? Halen de olmuyor mu? Biraz millete yakın duran, milletin iradesiyle sandıktan çıkmış, daha bir bizden duran adamlar çeşitli yollarla saf dışı edilmediler mi? Mesela Erbakan? Sahi Erbakan da siyasal İslamcıydı değil mi? Vur yaftayı, geç kenara…. İstediğin adamı getir işbaşına kukla gibi oynat, oh ne ala memleket.
Peki bölgede bu kirli oyunu kim bozdu? Tabii ki Erdoğan bozdu. Dik duruşu, samimiyeti, itirazları, dünya beşten büyüktür gibi aforizmalarıyla sisi gibi adamların tasmasını elinde tutan adamlara başkaldırdı. Şimdi içeride bir azgın azınlık, bir çirkin koro şunu dillendirmeye başladı: “Ah bizimkinin de akibeti Mursi gibi olsa!” Bunu dile getirebilecek kadar aşağılık hale gelmiş, hain ve vatan düşmanı, fütursuz, nefret merkezleri şimdi koro halinde bunu terennüm ediyorlar. Yazıklar olsun size, siz bu memleketin evladı değilsiniz, olamazsınız! Ama unutmayın her şey sizin dilediğiniz gibi olmayacak! Bekleyin görürsünüz.