Bir Militarist Rüya: Öğrenci Andı
Yeniden büyük Türkiye yolunda atılan adımlar, yapılan reformlar toplumsal uzlaşıyı kalıcı hale getirirken, özgürlüklerin daha da genişletilmesi yönünde talepler ve çalışmalar devam ederken; Danıştay'ın öğrenci andını kaldıran yönetmelik hükmünü iptal etmesi tepkileri beraberinde getirdi. Karar toplumsal kutuplaşmayı ve ayrışmayı körüklemekle beraber vesayetçi zihniyeti de bir anda umutlandırdı. Can çekişen vesayetin halen vazgeçmediğini, militarist rüyaların sona ermediğini kararı destekleyenlerin ırkçı söylemleriyle görmüş olduk. Kimsenin toplumsal uzlaşıyı bozma hakkı yok. Millet ile yapılan sözleşmeleri yok saymaya da kimsenin yetkisi yok.
Bir kere karar yargının görev sınırını ihlal ediyor, yürütme organının takdir yetkisini yok sayıyor.. Ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler de yok sayılıyor. Oysa sözleşmelerde hüküm altına alınan çocuğun; düşünce dil, din, ırk, vicdan, eğitim hakkı gibi hiçbir ayrım gözetilmeden her türlü haklarına erişiminin sağlanması devletin olduğu kadar hepimizin de görevidir. Öğrenci andı, yani tekçi metin aksi bir görevi üstlenmektedir, çocuklarımıza militarizmi dayatmaktadır; Danıştay 5 yıl gibi uzun bir süre sonra karar verip toplumu gereksiz tartışmaların içine çekmektedir. Danıştay gerekçe olarak ise eski Türkiye’nin ezberlerini önümüze koyuyor, hukukun evrensel ilkelerini gözardı ediyor.
Neden kabul edelim?
Neden eleştirmeyelim?
Neden değişimin önünde duran engelleri deşifre etmeliyim?
Neden zulüm üreten eski sistemin kalıntılarından beslenmeye çalışanların toplum mühendisliğine izin verelim?
Kabul etmiyoruz, eleştiriyoruz, deşifre ediyoruz, toplum mühendisliğine de izin vermeyeceğiz.
Dayatmacı, ayrımcı, dışlayıcı, Türkiye'nin taraf olduğu başta Çocuk Hakları Sözleşmesi olmak üzere birçok uluslararası sözleşmeyi hiçe sayarak, çocuklarımızın içtimaya dizilmesine, ırkçı sloganlar ezberletilmesine sessiz mi kalalım? Dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde bu var? Yasakçı, dayatmacı, ideolojik devlet algısını küçücük çocuklara dayatan tek tipçi ve ırkçı bir metni de kararı da kabul etmiyoruz. Karar ile de Öğrenci andı geri getirilemez. İptal de kesinleşmiş değil. Hukuki süreç devam edecektir, ve biz sürecin en yakın takipçisi olacağız. Öğrenci andının kaldırılması demokratikleşme ve sivilleşme en önemlisi de normalleşme adına elde edilen önemli bir kazanımdır. Hukuk devleti olmanın gereğidir. Kazanımlardan geriye dönüş olmaz. Kazanımları daha da ileri götürecek olan toplumsal mutabakat sağlanmışken normalleşmeden ödün vermek, millet iradesini hiçe saymak anlamına gelir. Eski Türkiye’nin yaklaşımlarına fırsat vermek, tektipleştirmeye kapı aralamak; ülkemizin hedef ve yol haritasına uymaz. Hukukun evrensel ilkelerini göz ardı edenler, milletin gerçeğini halen anlayamıyor, özgürlükleri benimsemek ve içselleştirmek yerine aksi tutum içerisine giriyorsa bize düşen görev, bu anlayışla hukuk önünde mücadele etmek ve aksaklıklara neden olan engelleri ortadan kaldırmaktır. Kimse merak etmesin öyle de olacaktır.
Farklılıkları yok sayan hatta zor kullanarak değiştirenlere bu ülke de bir daha fırsat verilmeyecektir. Farklılıklarımız zenginliğimizdir. Farklılıklar bir gerginlik ve ayrıştırma sebebi değil, bir kültür zenginliği ve karşılıklı yardımlaşma, bir ilerleme aracıdır. Bunun teminatı da siyasi iradedir.