Bir Kültür Elçisi: Yakup Ömeroğlu
Geçtiğimiz hafta, Türk Dünyası’nın kültür elçilerinden
merhum Dr. Yakup Ömeroğlu’nu TÜRKSOY’un Ankara’daki merkezinde düzenlenen bir
törenle anma fırsatımız oldu. Türk kültürüne adanmış bir ömrü anmak, sadece bir
dostu değil, Türk dünyasının kültürel birleştiricisini yad etmek anlamına
geliyordu. Türk Dünyasında ilk iş birliği kuruluşu olan TÜRKSOY, 1993’te
kurulduğunda, Avrasya Yazarlar Birliği gibi kurumlar da bu birlikteliğe
kültürel katkılar sundu. 2006 yılında Ankara’da kurulan Avrasya Yazarlar
Birliği, ülkeler arasında kültürel bağları güçlendirmek, Türkçenin tüm
lehçelerinde kaleme alınan eserleri tanıtmak gibi değerli hedefler edindi ve
Ömeroğlu’nun çabalarıyla uluslararası bir kültür köprüsü inşa edildi.
Törende, TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, Ömeroğlu’nun
yirmi yıllık dava arkadaşlığını, “Yakup’un gayretleriyle beş yüzden fazla
eser Türkçeye kazandırıldı” sözleriyle vurguladı. Kendi eserlerinin de onun
çabalarıyla Türkçeye çevrildiğini ifade eden Raev, “Yakup kardeşim, bu
dünyadan güzellikler ve dostluklar bırakarak göç etti” diyerek konuşmasını
tamamladı.
Anma töreninde Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Ufuk Tuzman,
Ömeroğlu ile birlikte yürüttükleri projelerden bahsederken, yakın dostu şair
Ali Akbaş da çocuklar için yazdığı mitolojik kahramanlardan örneklerle
Ömeroğlu’nun Türk dünyasına katkılarına dikkat çekti. Araştırmacı yazar Ömer
Kayır ise onun kültüre yaptığı katkıların önümüzdeki dönemde daha çok gün
yüzüne çıkacağını ifade ederken hanımı Havva Ömeroğlu’nun anlamlı konuşması ile
sona erdi.
Törende, kendisiyle yaşadığımız anılar, birlikte çıkılan
yollar gözümde yeniden canlanırken onun kültüre ve edebiyata adanmış hayatını
bir kez daha düşündüm. Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı olarak, Ömeroğlu sadece
Türkiye’de değil, tüm Türk Dünyası’nda iz bırakmış bir değerdi. Programın en
etkileyici bölümü ise Ömeroğlu’nun hayatından kesitlerin yer aldığı sinevizyon
gösterimiydi.
Ölümünün ardından dahi kültür elçiliğini sürdüren Yakup
Ömeroğlu, bu dünyadan bir yazar, bir bilge ve bir dost olarak ayrılması dile
getirilirken bıraktığı mirasın süreceğini söyleyebiliriz. Yakup Ömeroğlu ile Kırım’da
Türkçenin Uluslararası Şiir Şöleni’nde birlikte geçirdiğimiz vakitler ve
Ankara’da eda ettiğimiz Cumalarımızı ‘köp rahmet’ diyerek bir gün
yaşadım.
Kültüre ve edebiyata adanmış hayatı ile hizmetini vefatına
kadar sürdüren kardeşimizi anma vesilesiyle fakülteden arkadaşım, hikâye ve
roman yazarı Osman Çeviksoy, Çaylak Mizah Dergisi’nde karikatür çizdiğimiz,
şimdilerde Türk Yurdu dergisinde çizgileriyle sanatını icra eden Prof. Dr.
Serdar Sağlam, mahallemin çocuğu TRT Avaz
Koordinatörü Sedat Sağırkaya ve yazar Osman Oktay gibi dostlarımla
buluşmuş olduk.
Kısa ömründe Türk Dünyası’nın her köşesinde iz bırakan Yakup
Ömeroğlu’nu özel bir sayısıyla yâd eden Kardeş Kalemler dergisinde
dostlarımızın yazdıklarını okurken onun bıraktığı miras TÜRKSOY çatısı altında
yankılanmıştı o gün.