Dolar (USD)
34.61
Euro (EUR)
36.34
Gram Altın
2929.84
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Aralık 2021

Bir koyu muhalif diyor ki: "Muhalefet hâlâ vık, vık, vık!"

Televizyonlardaki “tartışma programları” na ilgimi kaybetmiş durumdayım.

Bazı kanallarda “belirlenmiş” iktidar ve muhalefet “görevlilerini” karşı karşıya oturtup, “tartıştırıyorlar.”

Sonra da sosyal medyada bambaşka muhabbetler.

Bir taraf iktidar ne yaparsa yansın “kötüdür“ demekle, öbür taraf ise “iyidir” demekle görevlendirilmiş.

Birileri rollerini oynuyor.

“Doğruya doğru, yanlışa yanlış” diyebilen bağımsız kalemler ise bu ortamlara uygun düşmüyor…

Böyle bir oyun işte!

Bunları birkaç kez izlemeye çalıştım, sıkıldım kanal değiştirdim.

Bu kanal değiştirmeler esnasında, “MasterChef” gibi “acayip” programlara da, “Halk TV” gibi “marjinal” kanallardaki radikal muhabbetlere de rastlıyorum.

Geçtiğimiz günlerde böyle bir durum oldu.

“Tek tip” yorumcuların dizildiği programda, “Recep Tayyip Erdoğan’ı indirme” meselesi ele alınıyordu.

İfadeleri not almadım, tutup “tekrarını izleyecek” kadar da vakit ayırmak istemiyorum.

Aklımda kalanları paylaşayım:

Konuşmacılar ekonomideki mevcut tabloyu değerlendiriyor, doların bir türlü tutulamadığından, marketlerde fiyatların dakika başı yükseldiğinden, her şeye zam üstüne zam geldiğinden bahsediyorlardı.

Ekonomi yönetiminin “başarısız olduğu” tespitine yaslandırılan konuşmalarda…

“Cumhur İttifakı”nın hâlâ yüzde 40’ın epeyce üzerinde olduğuna,

Sayın Erdoğan’ın oy oranının (her şeye rağmen) yüzde 35’i çok aştığına vurgular dikkat çekiyor…

Bu durumun sebepleri üzerinde duruluyordu.

Öyle ya, bir başka Lider, böyle bir durumda nelerle karşılaşırdı?

Oy oranı nerelere inerdi?

Katılımcılardan biri, “Aslında yüzde 2’lere düşmeleri lâzım ama niçin böyle oluyor?” yollu cümlelerle konuyu biraz açmaya çalıştı…

Bir başkası, “Biat Kültürü”nün etrafında dolaşan “tespitler”de bulundu.

“Duygusal bağ”dan bahsetti.

Recep Tayyip Erdoğan ile “kitlesi” arasındaki duygusal bağın ne kadar kuvvetli olduğuna vurgu yaptı.

Bir başkası…

“İntikamcı, rövanşist söylemlerin” Ak Parti’deki erimeyi geciktirdiğini söyledi.

“Bu toplumda her siyasi hareket hata yapmıştır, aldatılmıştır. Onun için geçmişle uğraşmak yerine, geleceğe bakmak ve kesimleri birbirlerine yaklaştıracak bir ortak üslup kullanmak lâzım.”a benzer bir şeyler söyledi.

Araya giren ya da girmeyen bir “yorumcu”, “Bu iktidar gidecek. Vatandaş, bu süreçte yapılan zamların etkisini birkaç ay içinde daha fazla hissettiğinde, AK Parti seçmenindeki çözülme daha da artacak.” cümleleriyle zihnime yerleşen lâflar etti.

Bir ara “Nagehan Alçı”dan bahsedildi.

“Türk Siyasetinde AK Parti Diye Bir Parti Var mı?” diye mi sormuş ne?

Bir vakitler AK Parti’ye tam destek veren Nagehan Alçı, şimdilerde bunları diyor!” yollu lâflar duydum.

Yani, “Teker teker gemiyi terk ediyorlar!” anlamında sözler.

*

Birçok şey söylendi.

Kafaların bir yerlerinde “Erdoğan bu zor durumdan da kurtulabilir mi?” sorusunun yer ettiğini gösteren ifadeler kullanıldı.

“Yok, yok… Gidiciler, gidici!” muhtevalı cümleler duydum.

Sonra…

Ya da önce, sırası mühim değil…

Anavatan Partisi eski genel başkanlarından, günümüzün en koyu muhaliflerinden Nesrin Nas da konuştu.

Sözleri oldukça dikkat çekiciydi.

Kendisine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Sandık gelsin dolar düşer!” cümlesiyle dile getirdiği müthiş “çözüm” (!) formülü hatırlatıldı.

Patronlar Kulübü TÜSİAD’ın siyasi iktidara “ikazları”nın altı çizildi, filan…

Nesrin Nas, konuşmasının başında, ekonominin geldiği durumu kendince ele aldı.

Ardında, muhalefet partilerindeki “dağınıklığa” dikkat çekti:

Muhalefet partilerinin ivedilikle bir araya gelerek, ekonomideki sıkıntıları nasıl çözeceklerine dair bir çalışma yapmaları ve çözüm tekliflerini vatandaşa sunmaları gerektiğini söyledi.

“Muhalefet partilerinin kendi aralarında bir mutabakat sağlamaları ve topluma güven vermeleri gerekiyor!” dedi.

Sonrasında da…

Şöyle bile dedi:

“O şikayetçi bu şikayetçi demek yetmiyor!..

Siyasi partilere bakıyoruz, hâlâ ‘vık, vık, vık’ ediyorlar!...”

*

Bu sözleriyle “lâkırdıdan, vık vıktan öteye geçemeyen muhalefet” tablosunu ortaya koyan

Anavatan Eski Genel Başkanı, Koyu Muhalif Nesrin Nas’ın şu cümleleri de bir “endişe”nin ifadesi olarak kalmış zihnimde:

“Nasılsa zaman iktidarın aleyhine çalışıyor diye bakılırsa…

Muhalefetin kazanacağını düşündüğü seçimi kaybetmesi ihtimali masada!”

****

CANLI YAYINDA TOKAT OLAYI!

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in katıldığı Habertürk TV canlı yayınında yaşananları izlemişsinizdir.

Kanal yöneticilerinden Muharrem Sarıkaya, Ahmet Demir adlı gariban medya emekçisini, izleyicilerin ve Sayın Başkan’ın gözleri önünde “tokatladı!”

“Olayın kamuoyuna yansımasından dolayı özür dileyen!” Muharrem Sarıkaya’nın yaptığı son derece çirkin!..

Onun için denmesi gerekenleri sosyal medya hesabımızda dedik.

Bir de, Sayın Başkan’ın bu çirkin hadiseye sessiz kalarak, programa devam etmesini eleştirdik.

Neresinden bakarsanız bakın, “kötü” bir tablo.

Dün gece, Sayın Başkan aramış.

Telefonu sessize alıp, başka odada bırakmıştım.

Sabah baktım, bir açıklaması var.

Onu buraya alayım…

Cevap hakkına saygı da ihmal edilmemiş olsun:

"Habertürk TV'de konuk olduğum bir canlı yayında maalesef son derece nahoş bir durum yaşandı. Yayının başından itibaren yaşanan teknik aksaklıklar Muharrem Sarıkaya'nın çalışan tekniker arkadaşa asla kabul edilemez bir müdahalesiyle devam etti. Kargaşanın daha da büyümemesi için büyük bir gayretle yayına devam etmeye çalıştım. İlk kez böyle bir olayla karşılaştım ve üzüntümü şu an da tarif etmeme imkân yok.
Ahmet Demir kardeşimizin mağduriyetini ve üzüntüsünü o andan beri yüreğimde hissediyorum. Zaten hemen sonrasında Muharrem Sarıkaya ile konuyu konuştuk. O da Ahmet Demir arkadaşımızdan özür diledi.
Şunu belirtmek isterim ki, olay anında tepki verememiş olmam tepki duymadığım anlamına gelmiyor. Ancak canlı yayın ortamını bozmak, orada o yayın için emek veren tüm çalışanlara karşı bir saygısızlık olacağından yayına devam etmek için büyük çaba gösterdim. Çaba gösterdim diyorum, çünkü daha önce hiç şahit olmadığım böyle bir durumda tek düşüncem yayının sürmesini sağlamaktı.
Dilerim bugün karşı karşıya kaldığımız bu nahoş olay, bundan sonrasında tüm emekçilerin sosyal ortamlarının ve çalışma koşullarının iyileşmesi konusunda bir farkındalık oluşmasına vesile olur.
Tüm kamuoyuna ve özellikle de basın emekçilerine en derin üzüntülerimi ifade etmek isterim."

(Fatma Şahin Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı)