Bir kölelik yolu olarak oktarizm çetesi
Adnan Oktar ve grubuna yönelik yapılan geniş çaplı operasyon, kamuoyunda kapsamlı tartışmaların yapılmasına neden olmaktadır. Operasyon sonrası ortaya çıkan bilgiler ışığında söylenebilecek en önemli şey, Oktar ve grubunun bir cemaat değil, bir çete olduğu gerçeğidir. İkinci olarak Oktar grubu, cemaat kavramıyla nitelenemeyeceği gibi, bu yapının dini sıfatıyla da bir araya getirilmemesi gerekmektedir. Oktar ve grubunun doğru ve sağlıklı tanımlanması ve konumlandırılması, dini cemaat olarak değil, suç çetesi şeklinde olmalıdır. Sözde dini cemaat, özde suç çetesi olan Oktarizm kültü, mensuplarını maddi, manevi, sosyal, psikolojik ve duygusal köleliğe mahkum eden hezeyanlardan oluşan söylemleri, saplantıları ve hurafeleri kullanmaktadır.
Ülkemizde gerçek anlamda sosyal ve sivil nitelikte dini cemaatlerin var olması sorun değildir. Sorun, bazı karanlık ve kirli yapıların, dini cemaat maskesi adı altında çok yönlü ve yüzlü suç çeteleri oluşturmalarıdır. Başka bir ifade ile ülkemizde bir dini cemaatler değil, bir dini çeteler sorunu vardır. Toplumsal hayatımız başta olmak üzere siyaset, medya, eğitim, ekonomi, ticaret, yayıncılık, üniversite ve dış politika alanlarını düzenlemeye kalkan ve farklı yollarla güç devşirmeye kalkan FETÖ ve Oktarizm gibi çeteler, hayatın her alanını kuşatmış durumdadırlar. Kamuoyunun marjinal bir grup olarak bildiği Oktarizm çetesinin, ülke genelinde 100 bine yakın mensubunun olduğunun tahmin edilmesi, din maskeli çetelerin çok ciddi bir sosyal tehdit olduğunu ortaya koymaktadır. FETÖ ve Oktarizm kültleri, güvenlik sorunu oldukları kadar, bu suç çetelerini özgürlüğümüze yönelik çok ciddi tehditler olarak anlamakta yarar vardır. FETÖ ve Oktarizm kültleri, insanları kendilerine kul eden ve bağımlı kılan tehlikeli köleleştirme yolları ve yapılarıdır.
Oktarizm ve FETÖ kültlerinin ortak özelliği, cehaleti iman ve din haline getirmeleridir. Oktarizm ve FETÖİZM, insanların gerçeklikle ve akılla bağını kopararak onların bir hayaller dünyasında yaşamasını sağlamaktadırlar. Gizemcilik ve Mehdicilik, her iki çetenin bir yanılsamalar dünyası oluşturmak için kullandığı hurafelerdir. Dinin sırlardan, Mehdi'yi beklemekten ve Mehdi'ye hizmet etmekten ibaret olduğunu insanlara empoze etmek suretiyle zihinleri iğfal eden FETÖİZM ve Oktarizm, kendileri etrafında bir köleler ordusu oluşturmuşlardır. Adnan Oktar, kendisini Küresel Mehdi nizamının lideri, yani Mehdi olarak görmektedir. Çete üyeleri, Adnan Oktar'a herhangi bir insan olarak değil, olağanüstü ilahi yetenekleri olan kainat lideri, yani Mehdi ve Mesih olarak bakmaktadırlar. Mehdilik ve Mesihlik gibi, akıl, gerçeklik, İslam ve insanlık dışı bir hurafenin her çağda istismar edildiği görülmektedir. İslam, insanlığı, Mehdi ve Mesih dahil hiç bir insani otoriteye, kişiye ve yapıya bağımlı kılamamaktadır. İslam'ın ve Kur'an'ın insanlığa bir Mehdi vaadi de yoktur. İslam, aklı muhatap alan ve hidayet kaynağı olan Kur'an'ın insanlığa yol göstericiliğini ve Rahmet Peygamberi modelinden ilham alınmasını insanlığa öğretmektedir.
Oktarizm kültü tarzı karanlık bir çete, dinle beraber cinselliği istismar etmektedir. Adnan Oktar, kadın ve erkek cinselliğini her an kullanılabilen, sunulabilen, ulaşılabilen ve kontrol edilebilen bir kaynak olarak görmektedir. Kendisini Mehdi olarak görme yanılsaması içinde bulunan Adnan Oktar, kendisine köle haline getirdiği kadın ve erkeklere cinselliklerini nasıl kullanacaklarının direktiflerini vermektedir. Adnan Oktar ve çetesinde dört kölelik biçiminin birbiriyle kopmaz bir şekilde oluşturulduğunu söyleyebiliriz. Oktarizm, tuzağa düşürdüğü insanların dini, maddi, sosyal ve cinsel açılardan köleleşmesi için her türlü yolu kullanan kirli bir ilişkiler ağı oluşturmuştur.
Adnan Oktar ve Fetullah Gülen gibi tipler, bu dünyaya Allah tarafından kendilerine verilen ilahi görevi yapmak üzere gönderildiklerine saplantı düzeyinde inanan sapkın kişiliklerdir. Bu kişilerin aslında hiçbir özelliği yoktur. Oktar ve Gülen gibi kişiliklerin sapkınlıkları, karizma, Mehdi, Kainat imamı, hoca gibi sıfatlarla yüceltilmekte ve kutsanmaktadır. Karizma diye insanın sahip olduğu doğal bir özelliği yoktur. Karizma denilen şey, aslında, bir başkasını zihnimizde gerçeklikten ve akıldan kopuk bir şekilde vehmetmemizdir. Adnan Oktar'ın Mehdi şeklinde her türlü çekiciliğe ve yüceliğe sahip olduğuna dair kurgulanan vehim, Oktarizm kültünün kölelerinin beyinlerine, ruhlarına ve hayatlarına işlenmektedir. Oktarizm ve Fetöizm gibi kültlerde, merkeze oturtulan kurgusal kişilerin etrafında oluşturulan vehimlerden ve efsanelerden uyanmak, içinde bulunulan yanılsamalar dünyasının farkına varmak, kölelikten çıkış için çok önemli bir adım niteliğindedir.
Oktar ve Gülen gibi şarlatan tiplerin, tek sermayesi cehaletlerini iyi örtmelerini sağlayan şov yetenekleridir. Gülen, yıllarca ağlama şovlarıyla toplumu kandırdı. Oktar, kedicikleriyle yaptığı eğlenceli şovlarla gündem oluşturdu. İkisinin de hiçbir entelektüel birikimi ve derinliği bulunmamaktadır. İkisi de ilimden, okumadan, öğrenmeden, araştırmadan ve düşünmeden nasiplenmeyen patolojik vakalardır. Gülen ve Oktar adına ciltlerce kitap ve yazı, kült içinde oluşturulan gruplar tarafından yazılmakta ve içerikleri belirli bir konsept çerçevesinde oluşturulmaktadır. Gülen ve Oktar adına piyasaya sürülenlerin, entelektüel, teolojik, felsefi ve akademik dünyaya hiçbir katkısı bulunmamaktadır. Gülen ve Oktar adına piyasaya sürülenler, cehaletin sıradanlaştırılması diyebileceğimiz kavram çerçevesinde düşünceyi, dini, aklı, bilimi ve öğrenmeyi dondurmayı ve körleştirmeyi amaçlamaktadır.
FETÖİZM çetesi gibi Oktarizm kültü de, cehaleti iman, din, bilim, hizmet ve masumiyet olarak sunmak suretiyle istismar etmektedir. Genç insanları ailelerinden ve toplumdan koparmak suretiyle tuzağına düşüren ve köleleştiren Oktarizm tarzı sapkın cereyanlara karşı, gençlerimizin ve toplumumuzun işlevsel anlamda aklı, özgürlüğü, düşünceyi, bilgiyi ve öğrenmeyi harekete geçirmesi gerekmektedir. Her şeyin başı ilim olduğu takdirde, Oktarizm ve FETÖİZM gibi kölelik yollarına karşı kendimizi koruyabiliriz. Her şeyin başına cehalet konulmaya devam ettiği sürece FETÖ ve Oktarizm gibi sapkın kültler ve çeteler, insanlarımızı çalmaya ve toplumumuzu körleştirmeye devam edeceklerdir.