Bir Kimlik
TÜRKİYE'de yayıncılık alanında önemli gelişmeler var. 1970'li yıllarda amatör hevesler ve iptidai usullerle yapılan neşriyat, artık profesyonel bir şekilde ve hakkı verilerek gerçekleşiyor. Yayıncılar, sektörün öneminin farkında ve şuurunda. Meslek teşkilatları bir araya gelebiliyor ve müşterek hareket edebiliyor. Artık naşirlerimiz, milletler arası arenada da söz sahibi oldu. Düne kadar sadece bir iki fuara kerhen katılan yayıncılar, bugün yurtiçindeki yüzlerce fuara iştirak ettikleri gibi dünyanın bir çok kitap merkezinde de varlıklarını hissettiriyorlar. Sadece görüntüden ibaret değil bu iştirakler. Yayıncılarımız, yabancı yayıncılarla teşrik-i mesai ediyor, kitap alışverişinde bulunuyor, tercümeler yaptırılıyor ve farklı milletler arasında kültür köprüleri kuruluyor.
Tek kişilik ordular!
Mazide bazı yayınevlerimizin sadece sahipleri olurdu. Yayınevini kuran kişi, neşriyatın hem yayın müdürü, hem musahhihi, hem muhasibi, hem paketçisi, hem dağıtıcısı hem de perakende satış elemanı olurdu. Yani özetle tek kişilik bir ordu! Şimdi bakıyorum da bazı yayınevlerinde 5, 10, hatta 40 kişi çalışıyor. Editörler ayrı, muhasebe birimi ayrı, dağıtımla ilgilenenler ayrı, satıştakiler farklı. Bir de teknik servis departmanı ve depocular var. Hakikaten ciddi bir sektöre dönüştü yayıncılık. Bir yayınevinde 100 kişinin çalıştığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Çünkü aynı yayınevini kuran kişi, 40 yıl önce tek başınaydı. Demek ki sektör, ciddi manada genişlemiş ve büyümüş görünüyor.
Kitap promosyonları
Kitabın artık hayatımızda yeri ve değeri var. Neredeyse fuarsız il ve ilçe kalmadı. Kütüphanesiz ev bulmak güç. Gazeteler yıllardan beri okuyucularına kitap armağan ediyor. Bu hediyeler okuyucu tarafından büyük ilgi görüyor. Geçmişte ansiklopedi gibi büyük kitaplar yaygın iken şimdi 'roman boyu' dediğimiz normal kitaplar alaka çekiyor. Bence gazeteler kitap promosyonlarını hiç aksatmamalı.Çünkü kitap okuyan okuyucu, gazetesine daha çok sahip çıkar, kültür hayatıyla, sanat dünyasıyla, hatta siyaset alemiyle daha ziyade ilgilenir. Gazetelerin dağıttığı her kitap aslında geri dönüşümü de sağlıyor. Zaten hem gazete, hem kitap hem de dergi, en sağlam ve köklü kültür araçları değil midir?
Yayında külliyat anlayışı
Bir güzel gelişme de artık yayıncılarımız, eski veya yaşayan yazarların kitaplarını bir bütün olarak okuyucuya arz ediyor. Külliyat anlayışı hakim. Bu diziler, yayıncılar için de okuyucu için de, yazarlar için de büyük bir kolaylık. Okuyucu, takip ettiği yazarı yayınevi yayınevi aramıyor. Tek bir adreste onunla buluşuyor ve okumaya başlıyor. Bütün eserleri neşredilen yazarlarımız arasında günümüzün seçkin kalemlerinden Üstün İnanç da bulunuyor. Yeni kurulan Mihrabad Yayınları, Cavit Ersen'den sonra Üstün İnanç'ın da bütün eserlerini kültür hayatımıza kazandırmaya başladı. Yazarın Yalnız Değilsiniz ve Ayıp Uşakları romanlarından sonra bugünlerde de Bir Kimlik Lütfen neşredildi. İyi bir romancı olmanın ötesinde sağlam düşünceleri olan bir mütefekkirdir Üstün İnanç. Ömrünü çok sevdiği aziz milletine adamıştır. Toplumun değerlerini yabancı hayranlarına karşı korumakla geçmiştir hayatı. Yazıyla, romanla, tiyatroyla, senaryoyla! Edebiyatın bütün imkanlarını kullanarak davasına hizmet etmektedir. Bundan dolayı camiada çok seviliyor ve hürmet görüyor.
Milli şahsiyetimiz
Evet, asıl mesele bir kimlik sahibi olabilmek, kendi özümüze dönebilmek ve millu00ee şahsiyetimize sahip çıkabilmektir. Esasında son yıllarda ihanet örgütlerine karşı verilen mücadele, yani istiklal ve istikbal savaşı, kimliğimizi koruma adınadır. Ufukta görülen işaretler, beliren alametler bu harbi kazanacağımızı gösteriyor inşallah. Bu medeniyet savaşında Üstün İnanç gibi akıncı beylerinin eserleri, bize yol gösteriyor, ufuk açıyor. Kimliğimizi anlamak ve sağlama almak istiyorsak yeni nesillere de Bir Kimlik Lütfen romanını okutmalıyız.