Bir kelimenin sergüzeşiti
Urfa'da "Nebo" ismi şimdilerde
pek kullanılmıyor.Yaşı yetmiş üstü insanların isimlerinde rastlanmaktadır. Bu
ismin bende ilk önce şöyle bir çağrışımı
olmuştu. Şair Nâbî (Nabi) den mülhemle çocuklara isim olarak verildiğini
düşünmüştüm. Sonra Bedüzzaman Mezarlığında medfun on sekizinci asır Nakşi
şeyhlerinden- Urfa evliyasından Nebih efendinin ismini hatırladıydım.
Bu tahattürümde haklılık payım da vardı
doğrusu. Urfa'da bir çok kadın, Cuma akşamları Nebih efendinin türbesine gider,
dua ederdi. Hatta çocuğu olmayan kadınlar burada dua ettikten sonra çocukları
doğarlarsa Nebih ya da Nebihe ismini
verirlerdi. Bu hususta daha önce de dile getirmiştim. İlahiyatçı-yazar Mahmut
Karakaş hocanızın da bir hatırası vardı. Annesi, Nebih ismini verecekken Mahmut
ismi zorla verilmişti. Daha sonra şiirlerinde "Nebih" mahlasını almış
ve diyet borcunu ödemişti.
Urfa'da Nebo'nun "nebi" isminden
de geldiğine dair rivayetler vardı. Fakat bu isimler kendi imlasıyla zaten
kullanılmaktadır. Urfa'da Nabi ismi anlamı gereği kimse çocuklarına vermiyor.
Farsça iki yok anlamında olduğunu eski Urfalılar bilirlerdi.
Antik Dönemde Urfa Paganizmi kitabında
Şinasi Gündüz Urfa'da Nebo ve Bel terimlerinin Urfa şahıs isimlerinde
kullanıldığını zikreder ki Nebo isminin bugün Urfalılara arasında yaygın olmasa
da yaşlılar arasında bu isim vardır. Yazarın bahsettiği "Bel" ismi
ise "Baranabis, Barnaba, Belbana, Belşu, Zalbel ve Beli gibi şahıs
isimlerinin kitabelerde yazıldığını aktarır. (Prof. Dr. Şinasi Gündüz,
Anadolu'da Panteizm, Ankara Okulu, s.94)
Yukarıda da dile getirdiğimiz ve Şinasi
Gündüz'ün iddiasıyla örtüşen Nebo ismine Urfada rastlanmaktadır. Bel ismini
duymadığımızı söylemek isteriz. Yazarın araştırmasında öne çıkan bulgulara
kısaca değinmek isteriz. Urfa panteonuyla ilgili bilgi veren Hristiyan
kaynaklarda (Addai'nin Öğretisi, Suruçlu Yakup ve Şerbel'in işlerinde) paganist
Urfalıların inandıkları tanrısal varlıklar, arasında Nabu (Nebo)ve Bel ikilisi
hep ön plana çıkarılmıştır.
Addai'nin öğretisinde Nebo ve Bel
kültlerinden şöyle bahsedilir. "Bu şehrin başrahipleri Şavida ve Danaku'ya
gelince onlar, onu yaptığı işaretleri gördüklerinde acele ettiler. Ve tanrıları
Nebo ve Bel'e kurban sunulan yüksek yerleri kırıp parçaladılar. Yalnızca şehrin
ortasında bulunan yüksek yer hariç....Yine ay güneş kültünden, Bel ve Nebo'dan
ve aslında tanrı olmasalar da tanrı olarak adlandırıldıkları diğerlerinden
sakın.
Bu görüşü şair, teolog ve episkopos
olan Suruçlu Yakub, da (Ö. M.512)
destekler. "Şeytan Urfa'ya diğer birçokları gibi Nebo ve Bel'i
yerleştirdi," demekte, Şarbel'in işleri ise Nisan'ın sekizindeki büyük
festivalde şehir merkezindeki büyük altara diğer tanrılarla birlikte Nebo ve
Bel'in süslenerek getirildiklerini anlatmaktadır."
Nebo ve Bel, Edessa tanrılar panteosunda
yer aldığı gibi gerek Asur-Babil gerekse Kuzey Mezopotamya ve Suriye bölgesi
dinî geleneklerinin de önemli tarısal varlıklarıydı. Babil'de
"Bel-Nanai-Nebo" şeklinde oluşan tanrısal teslisin yüce varlığı idiler.
Özellikle Babilde Borsippa şehrinin yüce tanrısı olan Nebo için meşhur tapınak
"Ezida" inşa edilmişti. Tanrı Bel'in oğlu olduğu düşünülen Nebo,
Babil'in hikmet ve kader tanrısıdır. Aynı zamanda Nebo, yazının mucidi ve yüce
tanrı ile insanlar arasında aracılık yapan tanrısal bir varlık olduğuna da
inanılırdı. Hatta onun hayat veren bir tanrı olduğuna, ölüleri diriltebildiğine
ve bolluk-bereket getirdiğine de inanılırdı.
Diğer taraftan tanrı Bel işe gezegenlerin ve yıldızların rabbi/sahibi ve
efendisi olan, dünyayı yöneten ve ona verimlilik sağlayan yüce tanrısal güç
olarak kabul edilirdi. Onun, kozmostaki ve toplumdaki düzeni temsil ettiği
düşünülürdü. Onun kültü sıklıkla astrolojik törenler içerirdi; zira
astrolojinin ilahi yaratıcının planlarını ve kılavuzluğunu ortaya çıkardığına
inanılırdı. Nisan ayı başlarında bu tanrı için "Yeni Yıl"
festivalleri düzenlenirdi. Babil kral ve yöneticileri, bu iki tanrısal varlığa
özel ilgi gösterirdi.
Çeşitli kaynaklarda Bel tanrısının Jüpiter,
Nebo tanrısının ise Merkür gezegeniyle özdeşleştirilmiştir. Bundan başka Nebo
Helen geleneğinde Hermes'le özdeşleştirilmiş. Ayrıca bu ikili Urfa'da müziğin
öncüsü kabul edilen, ilahiler söyleyen Orpheus ile özdeşleştirilmiştir. Nitekim
paganist Urfalılar, Nebo için düzenlediği festivallerde kurban törenlerinin
yanı sıra çalgılar çalıp şarkılar-ilahiler söylediği bilinmektedir.