Bir Haçlı saldırısı daha püskürtüldü
Haçlı seferleri devam ediyor...
Başta, ABD olmak üzere Avrupa bu saldırıların planlayıcısıdır.
3 Temmuz'da bu köşede " Üst Aklın Darbe Arayışı" başlıklı yazıda darbe şartlarının oluşturulması ve malum çevrelerin zinde güçleri darbeye teşvik edici tutum ve davranışlarına dikkat çekilmişti. Bu kadar darbe teşvikinin sonucu ise millet, kendi silahıyla, kendi askeriyle katledildi.
3 Temmuz 2013'te Mısır'da uygulanan planın aynısı sahneye kondu. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı Muhammed Mursi gibi devirmek istediler. Milletin evlatlarını, tankların paletleri altında ezdiler, uçaklardan, helikopterlerden atılan bombalarla parçaladılar, kurşunladılar. Şimdi kuklalarını, teröristlerini vermemek için ipe un serip "delil" istiyorlar. Delil: bombalanan kurumlar, kuruluşlar, caddeler, sokaklar, binlerce yaralı, yüzlerce şehit...
ABD ve yancılar, işgal teşebbüsünde suçüstü hali oldular. Önceki darbelerde istedikleri sonuca ulaşıyorlardı. Bu sefer hiç beklemedikleri şekilde milletin direnişini görünce şaşırdılar. Bundan dolayı meydanlardaki demokrasi nöbetinden rahatsızlar. Bu nöbet onların melun planlarını bozuyor, sulandırmalarına, tezvirat yapmalarına fırsat vermiyor.
Millet nöbette, vatan emniyette...
Haçlı zihniyetinde hiçbir değişiklik yok. Tapınakçı FETÖ, 15 Temmuz'da hain planları devreye soktu, milletin istiklaline, canına suikast düzenledi, bu aziz millete kabus yaşattı.
Darbeler tarihi içinde 15 Temmuz darbe girişimi apayrı bir şerefsizliği temsil ediyor. Bu darbe girişiminin içinde her türden katil, her milletten terörist var. Darbenin oluşması için yerel ve küresel bütün güçler birlikte hareket ettiler. Toplumu, Cumhurbaşkanı'na ve hükümete karşı nefretle doldurdular. Her türlü iftirayı attılar. Gezi'yi , 17-25 Aralık'ı organize ettiler. Bundan bir ay kadar önce liseli gençleri sokağa, kanlı bir boğuşmaya çağırdılar. Ülkemize sığınmış olan mazlum Suriyelileri hedef alan nefret kampanyasını başlattılar. "Sahipsiz Başkent" manşetleriyle topluma korku ve güvensizlik pompaladılar. En son olarak da 15Temmuz'da milleti bombaladılar.
Türkiye, 15 Temmuz'da yok olmanın eşiğinden döndü. Türkiye'yi üzerine benzin döküp yakarak Suriye, Mısır, Irak gibi kanlı bir kaosa sürüklemek istediler.
PKK, caddeleri, sokakları bombalarla tuzakladı. Millet, onları o kazdıkları çukurlarında etkisiz hale getirdi. Bölücü terörün beli kırılınca kandan nemalanan baronlar paniklediler, intikam almak için FETÖ'yü devreye soktular. Şimdi bölücü terörle FETÖ'nün ilişkisi ortada. Bundan dolayı FETÖ çözüldükçe PKK da çözülüyor. FETÖ'nün kökü kazındığında PKK'nın da kökü kazınmış olacak.
FETÖ, Haçlıların Müslüman görünümlü Tapınakçıları.
Tarihin bundan önce hiç şahit olmadığı nevişahsına münhasır bu melun yapı, milletin ve ümmetin üzerine çullanmak için hamle yaptı. Fakat bu milletin sinesinden çıkmış, cesur Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "meydanlara inin" emriyle vatan savunmasına koşanlar bu Haçlı güruhunu püskürttü.
Milletin feraseti, cesareti güçlü lideriyle, güçlü iktidarıyla bütünleşince şer güçler, emellerine ulaşamadılar.
15 Temmuz şanlı bir direniştir, zaferdir. Haçlılar, FETÖ eliyle katliam yaptılar. Bunun hesabı devlet geleneğimiz,ve hukukumuzun emrettiği şekilde sorulacak. Bundan kuşku yok.
Ancak bu melanet yapının kökünün kazınması, demokrasinin yaşaması, gelişmesi, kökleşmesi için :
-Eğitim- öğretim müfredatı demokratik bir içeriğe kavuşturulmalı.( Bunun için çalıştaylarda alınan kararlar var.)
-Özel okulların, yurtların bünyesinde mutlaka MEB kadrosundan öğretmen ve yöneticiler görevlendirilmeli.
- Müfredata "15 Temmuz Demokrasi Zaferi" adıyla yeni bir ders konulmalı, şehitlerin isimleri tek tek yazılmalı, dersin materyalleri olarak direniş görüntülerine, hikayelerine yer verilmeli.
-FETÖ'nün MEB'e geçen okullarına 15 Temmuz şehit ve gazilerimizin adları verilmelidir.
15 Temmuz, Haç- Hilal mücadelesidir.
Bu işgale karşı duranların her biri Selahaddin Eyyubi'dir, Kılıç Arslan'dır.