Bir Güzel Adam
Onunla ilk tanışmamız sanırım İstanbul Şirinevler'de Halk müziği sanatçımız merhum Mahmut Coşkunses'in taziyesinde olmuştu. Taziye merasiminde yaptığı heyecanlı konuşma, hatipliği ve güzel Türkçesiyle "Evet bu Mustafa Kuran ağabeyimizdir." Bu tahmini taziyeye beraber gittiğim Necati Erol Hocamız da teyit etmişti.
Taziye sonrası Necati Hocam beni Mustafa Kuran ağabeyimizle tanıştırdı. Biraz sohbet ettik. Sohbet ortamında tanıdığım Av. Mustafa Kuran; Viranşehir'de geniş arazileri olan biri, İstanbul barosunun en kıdemli avukatı (47 yıl), Tüm Hukukçular Birliği Genel Başkanı, GAP Grubu Başkanı, İbrahim Tatlıses'in kadim dostu olmasının ötesinde başta Ali Fuat Başgil olmak üzere Nurettin Topçu, Abdülkadir Karahan, Ahmet Kabaklı, Ayhan Songar, Necip Fazıl Kısakürek, Ali Coşkun gibi ülkemize yön veren sanat ve fikir adamlarıyla beraber olan onlarla yol yürüyen, onlarla birlikte gülüp ağlayan bir kişi olduğunu öğrendim. Daha ötesi onun bir fikir adamı olduğunu öğrendim.
Bu malumatlarımla birlikte sonraki yıllarda kendisiyle dostluğum pekişti. Özellikle onun Muhammet Nur Doğan ve Nevzat Yalçıntaş hocalarımızla birlikte "Yüksek Haysiyet Kurulunda" yer aldığı "Dünya Ehl-i Beyt Vakfı" çalışmalarını yakından gözlemledim. Ülkemizin aslu00ee unsuru olan Alevilerin bazı toplum mühendislerince ötekileştirme operasyonuna dur diyen bu çalışmaları takdir edilecek çalışmalarından sadece birisidir. Bunun yanında Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu üyeliği, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı Yönetim Kurulu üyeliği ve halen GAP Grubu Başkanlığı da yapmaktadır.
Bir yazar ve edip kimliğiyle tanıdığım Mustafa Kuran beyin şimdiye kadar çıkan "Bir Avukat'ın Gül Bahçesi ve Bir Avukat'ın Sevgi Dünyası" adlı iki kitabı olduğunu zikretmek istiyorum. Hukukun üstünlüğü, adil ve demokratik yargılama, yargılanma, bağımsız katılımcı baro ve hukuk camiasının problemlerine çözüm aradığı bu kitabında ayrıca genç avukatlara, genç politikacılara yol gösterici, hukuk ve adalet reformunun gerçekleşmesi için çözümler ihtiva eden makaleler ve hatıraları bulunmaktadır.
"Bir Avukat'ın Sevgi Bahçesi" kitabında ise hukukçuların vicdan ile cüzdan arasında kaldıklarında tavırlarının cüzdandan yana değil de vicdandan yana kullanmaları gerektiğini, dava alırken ve davayı savunurken mahkemede asılan levhadaki "Adalet Mülkün Temelidir" felsefesini düstur etmeleri gerektiğini anlatır. Avukat Kuran kitabında ahlak felsefesi üzerinde kitapları olan ünlü mütefekkir Nurettin Topçu'nun kitaplarını okumalarını önerir. Neden önerir, Çünkü Mustafa Kuran bu kitapları sadece okuyup anlamasının yanında Merhum Nurettin Topçu'nun Çarşıkapı'da Karaağaç iş hanının üst katında verdiği konferanslarının da müdavimidir.
"Bir Avukat'ın Gül Bahçesinde" ilgimi en çok çeken bu gün Rusya'ya bağlı Kırım ile ilgili hatırasıdır. Yaklaşık yetmiş yıl süren bir Komünizm mezalimi sonrasında Kırım Ukrayna'ya bağlı özerk bir bölge haline getirildiğinde Av. Mustafa Kuran beraberinde Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Eski bakanlardan Ali Coşkun ve merhum Yazar Ahmet Kabaklı ile birlikte Kırım'ın tarihu00ee başkenti Bahçesaray'da ilk ezanı okutan ekibin başında yer alıyordu. Bu hatıra 1989 yılında vuku buluyor. Yani bu güzel adamlar Kırım'a vardığında dile kolay tam yetmiş yıl Kırım ve Bahçesaray ezandan uzak kalmıştı. İslam'dan ve bizden uzak kalmıştı.
Mustafa Kuran ağabeyimiz bu günlerde üçüncü kitabının hazırlıklarını yapıyor. Kendisiyle yaptığım söyleşi ve kitabın içeriğine bir göz attığımda şunu söyleyebilirim. Adı "Yetmiş Beş Yaşın Şükrü" kitabında yarınlarımıza ışık tutacak tecrübelerle yoğrulmuş hatıralar ve ülkemizin doğru istikamette yol aldığının te'yiti olan çözüm süreciyle ilgili önemli mesajlar var. Kitab'ın adına bakıldığında bu mesajlarla birlikte onun ilk iki kitabında zikrini bahsetmediği merhum Ali Fuat Başgil ile hatıraları okuyacağız. Kitaptan kısaca da olsa kesb ettiğim bir hatıra var. Mustafa Kuran ağabey gidip arabasıyla merhum Ali Fuat Başgil'i alıyor. Sonra bir düğün yerine gidiyorlar. Orada kıymetli fikir adamı Kadir Mısıroğlu Hocamız evlenecektir. İşte o zamanlar genç bir avukat Kuran, hocası Ali Fuat Başgil'in paltosunu taşımakla iftihar duyduğunu anlatmakta ve büyük mütefekkirin "Gençlerle Baş Başa" kitabının canlı şahidi olduğunu vurgulamaktadır.
Yazarın son kitabında Merhum Karahan Hoca ile de hatırası var. . Mustafa Kuran, diğer hocalar ve üstatlara gösterdiği saygı ve ihtimamı merhum Abdülkadir Karahan Hocamıza hasseten göstermiştir. Karahan Hoca, Av. Mustafa Kuran'ın hemşeri olması hasebiyle de özel hukukları var. Ve hocayı İslam davasının yılmaz savunucu gördüğü, şahid olduğu konferanslar dizisine yetiştirebilmek için çoğu kez duruşmalarını ertelediğini hatıralarında zikrediyor.
Son olarak yazarın Üstad Necip Fazıl Kısakürek ile diyaloğu 27 Mayıs ihtilalinden sonra başlamış ve Büyükdoğu'da yazı yazmaya başlamıştır. Onun yazılarının çoğu ihtilalciler ile ilgili topladığı istihbaru00ee bilgilerden oluşan cesur yazılardan oluşmaktadır.
Kitap hakkında bazı bölümleri görmeme rağmen Yazar Mustafa Kuran'ın son kitabını şimdiden heyecanla beklediğimi söyleyebilirim.
