"Bir gözden geçir" molası
Namazımız olmasa sorunlarımızı kime bildirecek, ruhi rahatlık anlamıyla tevekkülü nasıl başaracağız?! Namaz bu yanıyla; sorunların bir sakinlik zemininde bir parça unutularak dinlendirilebildiği, yeniden daha sağlıklı ele alınabileceği hakkında ruhani güç elde edilen bir aralık gibi... Bir anlamda acil kişisel çözüm masası gibi… Hayat bütün yüküyle bir kenardan akmakta iken ona dışardan bakabilmeyi sağlamıyor mu sizce de?!
En çok ta yukarıdan...
Herhangi bir meseleye vicdani
derinlikler içinde ve değerler kıyasında bakmayı kesinlikle akla ve hayata
getiren bir eylem. Tek başına ve kasıntısız. Olduğumuz gibi ve çok samimiyetle
yerine getirebildiğimiz bir eylem...
Öyle inanıyorum ki yerine getirmezsek
bizi yerle bir eden yükümlülükler için çaba göstermek bizden, bu çabaların
sonunda ihtiyacımız olan güven de Allah’tan. İnsan üzerine düşenler konusunda
elinden geleni yapıp, elinden gelmeyen her şeyi gönül rahatlığıyla büyük Güç’e
bırakarak tevekkül edebilir. Namaz da bu anlamda tam bir tevekkül aracı,
araçlarından biri…
İnananlar Kur’an’da (Bakara 3, 43, 83,
110, 277); “Namazlarında dikkatli ve devamlı olanlar” şeklinde tanımlanıyor.
Yani bir mümin (inanan insan) için namaz, hayatının önemli konularından biri,
hatta en önemlisi... Nasıl maddi sorumluluklar, söz gelimi geçimi sağlama
sorumluluğu hayatımıza yön veren temel bir sorumluluksa, namaz da manevi yaşamımızı
ayakta tutacak en temel direği karşılıyor. Namaz manen ayakta kalmanın adı. Ki
kıyam (namaz içindeki ayakta duruş) bunun açık sembolü. İnsan rükû yani bir anlamda inancının kurallarını kabul
temsili ve secde yani onları yaşama ile kıyamda yani ayakta durur diyebiliriz. Bu nedenlerle namaz, bir Müslüman’ın özenle
yaptığı, yapmaktan, güzelce eda etmekten mutluluk duyduğu bir eylem olmalı…
Ne var ki bu konuda hepimizde yerleşen
bir ihmal dolanıyor hayatlarımızda. Bu ihmalin genel ve özel pek çok sebebi var
muhakkak. Fakat bu özel zamanlar biraz da manevi eksikleri telafi zamanları…
Dağıldınız, hadi kendinizi biraz toparlayın zamanları. İlahi jestler. Düşmeye
devam ediyorken birden ellerimizden tutulduğunu ve yozlaşmışlıklarımıza
kapanmazdan evvel tutup kaldırıldığımızı hissedebildiğimiz bir ay, bir sene
aralığı…
Namazın devamlı olması bir günün,
zamanın, hayatın akışı içerisinde namaz için zamanın durması gerektiğini
düşündürüyor. Yani bence vakti gelince insan için geçmeyi bırakıp namaza
durmalıdır zaman, bir süreliğine akmamalıdır. Durdurulmalıdır. Namazla birlikte
zamanın durması, daha sonra daha ahenkli bir zaman akışı için ruhsal bir
dinginlik, ayrıca bedensel bir rahatlıktır inanan insanlar için... Bir diğer
ifadeyle hayatın akışıyla gelen hiç bir olağanüstülük ya da durağanlık bu
ibadeti yok etmemelidir, kesintiye uğratmamalıdır mesajını alıyorum her gün
olmasından. Namazın ihmali hayatı düşüne düşüne, anlamlı yaşamanın ihmali
anlamına gelir.
Namazın ihmali basit bir ihmal değil,
hep koşuyor veya yürüyorken biraz durmanın, soluklanmanın, “ben ne yapıyorum”un,
“böyle iyi miyim?”, “sahi nasılım?” gibi soruların ihmali...
Ve hepimiz bu ihmalleri düzeltmek için
bir zaman ve imkan kazanmış durumdayız. Henüz hayattayız.
Namaz bir “gözden geçir” molasıdır. Bir
kasis yaşamın hızında biraz yavaşlayıp durmak ve düşünmek için kısa aralıklar…
Sadece kendin olduğun, kendin kalabildiğin anlar. Haklı ya da haksız çabalar,
didinmeler cehennemine dönüşen hayatta görüşmeyi unuttuğun, kaybettiğin kendini
yakalama ihtimalin yüksek olan tatlı kaçışlar… Namaz güçlü bir mola ve yola
dahil!