Bir Gönül Coğrafyası Aşığı: Yusuf Dursun
Şair Yusuf Nabu00ee, biraz sıkkın ve biraz da bıkkın bir şekilde zamane şairine seslenir. Ve der ki : "Nabi ile ol afetin ahvalini naklet/ Efsane-i Mecnun ile Leyla'dan usandık" Biz de bu hafta gönül coğrafyamıza seslenen şair-Yazar dostumuz Yusuf Dursun beyin şiirinden, hikayesinden, hayatından ve poetikasından bahsetmek istiyoruz.
Yusuf Dursun ağabeyimizin 30. Sanat yıl dönümü yapılacakmış. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğünün ev sahipliğinde program gerçekleşecek. Program sorumluğunu Fazlı Karaman bey üstlenmiş. İnşallah bu güzel yıl dönümünden Yusuf Dursun beyin yanında bulunuruz. Demek ki Yusuf Ağabeyimiz otuz yıldır gönül coğrafyamıza sesleniyor. Daha önce dergilerde şiirine, hikayelerine rastladığım bu ağabeyimizle yakın tanışmamız geçtiğimiz yılın sonlarına doğru oldu. O da İstanbul'da değil Urfa'da gerçekleşmişti.
Kütüphanemiz, şehrin en mümtaz yerinde bulunuyor ve önünde geçenleri içeriye davet eden bir görüntü arz ediyor. Yine bu günlerde İstanbul'dan Urfa'nın otantik diyarlarını keşfe çıkan gönül şairi ve gönül fatihi Yusuf Dursun tevafuk bu ya kütüphanenin önünden geçiyor. Kütüphanenin ismi "Prof. Dr. Abdülkadir Karahan Kütüphanesi"u2026 Aynı zamanda Türk Dili ve Edebiyatı mezunu olan Yusuf Dursun Bey, merhum hocamıza olan aşinalığından olsa gerek bir anda kendini içeride buluverir.
Kütüphane personeline "ben şair-yazar Yusuf Dursun, İstanbul'dan geliyorum" deyince arkadaşlarımız da doğrudan hocamızı yanımıza davet ediyor. Hocanın sesini duymuş olmamla birlikte kapı önüne çıkıyor ve hocayı karşılıyorum. Eşiyle beraber gelmişlerdi. Çay- kahve sohbetinden sonra akşamleyin TYB Urfa şubesine davetimizi kırmadılar. Yusuf Dursun Hocamız, bizim şiir ve yazı işleriyle uğraştığımızı öğrenince çok sevinir.
Akşam, Yazar arkadaşımız Gül San'ın rehberliğinde Yazarlar Birliğine gelen Yusuf Dursun ve eşini ağırladık. Programın sunumunu yaptık. O günkü program misafirimiz ses sanatçısı Cuma Sezer'di. Okuduğu güzel nağmelerle gecemize renk katmıştı.
Önce Yusuf Bey'in biyografisini okuduk.
1949 Yozgat- Musabeyli doğumlu olan yazar, 1968'de Yozgat Öğretmen Okulunu, 1971'de Erzurum Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, 1991'de Anadolu Üniversitesi Lisans Tamamlama Programını bitirdi.
1996'da Elazığ Mehmet Akif Ersoy Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliğinden emekli olan Yusuf Dursun, halen İstanbul'da bir özel öğretim kurumunda öğretmenlik yapmaktadır. Evli ve dört çocuk babasıdır.
Şiir dalında birçok ödülü bulunan Yusuf Dursun'un, başta "Yetim Kız" olmak üzere bazı şiirleri de bestelenmiştir. 2009 Eskader (Edebiyat Sanat Kültür Araştırmaları Derneği) Çocuk Edebiyatı Ödülü sahibi Yusuf Dursun'un şiir, hikaye ve masalları 1984 yılından itibaren çeşitli edebiyat ve kültür-sanat dergilerinde yayınlanmaktadır.
Yayınlanmış eserleri arasında "Zaman Perdesinde Değirmen Taşım, Gönül Coğrafyası, Bir Goncadır Peygamberi, Gür Seda-İstiklal Marşı, Yarınlarla Gel, Masal Okulu, Kuş Topu Minik Serçe, Çocukluğum Sobe" gibi otuza yakın esere imza atmış edebiyatçımızın sanat patikasını şöyle ifade ediyor: "Bir sanatçı olarak insanu00ee ve İslamu00ee olandan yanayım, bunun gayrısı nazarımda kıymetsizdir." O, eserlerini, İslam ve insan için kaleme alır. Halka bir şey vermek için sanatla uğraşır. Bunun yanında sanat, sanat için diyenlerin de beğeneceği bir incelikle sözleri örmeye çalışır. Bu işçiliğini bir mücevher ustası rikkatiyle işler.
Şairimiz, Hayat felsefesini şu dörtlüğünde tanımlıyor:
Aşk İsterse /"Ne aşk bitsin ne ümit /Ne de vuslat arzusu /Uçur beni nur-bilit
Yeter gaflet uykusu"
Şiirinde Yahya Kemal ve Ahmet Haşim iklimini teneffüs eden Yusuf Dursun'un çocuk edebiyatı alanında da ise kendine münhasır bir yolu seçtiğini söyleyebiliriz. Özellikle çocuklar için yazdığı "Çocukluğum Sobe" adlı romanında anlatılanların tamamı kendi yaşamından alınmıştır. Romanda "Simitçi Çocuk" epigrafıçocukluğunda simit satan bir çocuğun parayı nasıl alın teriyle kazandığını çocuksu edayla anlatıyor. Bu yönüyle de edebiyatçımız çocuklara rol-model bir yaşam örneği sunmaktadır.
Şair-Yazar Yusuf Dursun'un lügatinde sıkça geçen kelimeleri derlediğimizde "Gönül, Fatih, Gül, Sevda, Aşk, Çocuk, Peygamber, Anadolu" kelimeleriyle karşılaşırız. Onun Gönül Coğrafyasında yıllarca gezdiği ve öğretmenlik yaptığı memleketlere adadığı şiirler vardır. Urfa ile ilgili olan şiirini Rızvaniye medresesinde şu mısralarla dile getirmişti:
u2026Dualarla hareket
Yön verir güneye balam!
Urfa'nın bağrı yanık,
Peygamber ocağı susuz olur mu?
Yetiş can Fırat'ım,
Hayatım Yetiş;
u2026"
Değerli hocamıza sanat ve edebiyat hayatında başarılar dilerken ona nice velut eser verecek bereketli ömürler diliyorum.
