Dolar (USD)
35.37
Euro (EUR)
36.40
Gram Altın
3039.31
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
31 Ağustos 2020

Bir elinde Zülfikar olmalı…

Bu yıl, muharrem ve zafer ayı ağustos birlikte…

Âşık Mahzunî Şerif, “Bugün Ben Şahımı Gördüm.” türküsünde:

“Bugün ben şahımı gördüm

Bir elinde Zülfikar var

Dane dane dökülüyor

Dillerinde kehribar var” diyor.

Zülfikar ve kehribar…

Kılıç ve ilim…

Madde ve mana…

Savaş ve barış…

Cihat ve hayat…

Kehribar: Gönül ehli, merhamet ve adalet…

Zülfikar ve kehribar, birbirine zıt değil, birbirini tamamlayan iki unsur…

Kılıç olmadan hürriyet, hürriyet olmadan şerefli bir hayat olamaz, Müslüman olmanın şartlarından ilki hür olmaktır. Bundan dolayı “ Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl.” Bunun için işgal altındaki vatanda Cuma kılmak haramdır. Cihat, her Müslümana farzdır. Cihat etmeyen mürtettir (dinden dönmüş). 1402’de Ankara Savaşı’nda Osmanlı’ya ihanet edildiği yere de bundan mütevellit Mürtet adı verilmiştir.

Cihattan kaçanların yaptıkları mescitte namaz kılınmasının yasaklanması cihadın vazgeçilmezliğinin en açık delillerindendir.

Zülfikar ve Hazreti Ali…

Hazreti Ali ve ilim

Ali, Zülfikarsız olmaz, Zülfikarsız da Ali olunmaz.

İlmin kapısı Hazreti Ali, aynı zamanda Haydar-ı Kerrar’dır; savaş meydanlarının kahramnıdır, en azılı kafirin karşısına tek başına çıkabilen ama aynı zamanda ilmin mürekkebinin de kutsallığını bilendir. Allah’ın Arslanı’dır.

Cihatsız olunmaz, şehitsiz olunmaz…

Kerbela’da Hazreti Hüseyin zulme karşı cihat etti. Malazgirt, Büyük Taarruz, 15 Temmuz ve Fırat Kalkanı cihattır.

30 Ağustos 1922’de “ Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emrini veren de “ Yurtta sulh, cihanda sulh” diyen de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. O gün Kocatepe’de olmasaydık, bugün Türkiye Cumhuriyeti adında bir devlet, Zafer Bayramı adında da bayram olmayacaktı.

Zülfikar ve kehribar üzerine yükselen bir medeniyetin mensuplarıyız.

Alplık ve Erenlik ancak birlikte olabilirler.

Zülfikar ve kehribar: Alperenliktir.

Alparslan olmak, Mustafa Kemal olmak, Ömer Halisdemir olmak, Ehli Beyt olmak; adanmış olmaktır, davasına cehdetmek; maddi ve manevi varlığıyla bağlanmaktır.

En büyük tehlike; cihat inancının iğdiş edilmesidir, cihadın terörle anlamdaş hale getirme girişimidir, mankurtlaşmaktır.

Hazreti Ali’nin Zülfikar’ını ‘barbarlık ‘olarak göstermek İslam inancına en büyük tuzaktır, saldırıdır.

Cihadist’ kelimesini terörist anlamında kullanmaya yeltenenlerin aynı zamanda terör örgütü ve müstevli yandaşları olmaları dikkat çekicidir: Merkel ve terörist seviciler…

Asya’da, Avrupa’da, Afrika’da, Kafkasya’da, Doğu’da, Batı’da, Kuzey’de; Güney’de, Karadeniz’de, Akdeniz’de Zülfikar olmak zorundayız. Kehribar ancak Zülfikar’la korunabilir.

98 yıl önce verilen: “ Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emri, ebedî bir emirdir.

Şu günlerde yaşadıklarımız ne ilk ne de sondur.

Zülfikar’ı ve Kehribar’ı bilmeyenler;

Ayasofya Camii’nin minberdeki hatibin bir elindeki kılıcı anlayamazlar, Mazgirt’i, Yunus Emre’yi, Hacı Bektaş-ı Veli’yi Osman Gazi’yi, Sakarya’yı, Büyük Taarruz’u, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bilemezler.

Gel ey gönül yanlış gitme

Gidip cananı incitme

Bu yoldan acele etme

Acelede bin zarar var

Allah, sabredenlerle beraberdir.

Yahya Kemal, Süleymaniye’de Bayram Sabahı’nda:

“Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?

Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!..

Adalar`dan mı? Tunus`dan mı, Cezayir`den mi?

Hür ufuklarda donanmış iki yüz pâre gemi

Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor;

O mübarek gemiler, hangi seherden geliyor?

Ve şimdi Barbaros, yine Akdeniz’de…

Bugün ben şahımı gördüm

Bir elinde Zülfikar var

Dane dane dökülüyor

Dillerinde kehribar var…

Bugün, Zülfikar, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında Türkiye Cumhuriyeti’nin elinde, kehribar da dilinde…

Alemlerin Efendisi Muhammed Mustafa’ya, onun ehli beytine, ehli beyte muhabbeti meslek edinenlere, cümle şehitlere, gazilere selam olsun.