Bir Edebiyatçının AYM Üyeliği
Geçtiğimiz günlerde yaş haddi nedeniyle görevinden ayrılan AYM üyesi Celal Mümtaz Akıncı’nın yerine TBMM’de yapılan seçimde Çorum Barosu Başkanı Kenan Yaşar seçildi. Çorum Barosu Başkanı Avukat Kenan Yaşar, AYM üyeliğine seçilince hemen imalı haberler basında yer almaya başladı. Birileri suyu bulandırmayı kendilerine vazife addettikleri için hemen iş başı yapmışlar demek ki. İşte bu meyanda hangi siyasi partiye üyeymiş, hangi twiti atmış, hangi davalara girmiş çıkmış gibi ana başlıklarda bayağı bir malzeme toplanıp ulusal basına servis edildi. Tabi her ne kadar buldukları bu haberler pek işlerine yaramadı. Sinek murdar değil mide bulandırır kabilinde mide bulandırmaya yönelik gayretler kuru gürültüden öteye gidemedi.
Kendisine
yapılan bu eleştirilere zaten Kenan Bey gayet açık ve net bir şekilde cevabı
yapıştırdı. Bu açıklamalar, bazı gayretkeşlerin yaptığı bu maksatlı ve boş eleştirilerin
ellerinde patlamasına sebep oldu. Anladık ki bazı çevreler, kendileri yapınca
mubah olan siyasi parti üyeliğini size gelince teamüllere aykırı buluveriyor.
Kendilerinin bu milletin değerlerine yaptığı hakaretler fikir özgürlüğüne,
kimlerin ve nelerin davalarına bakmalarını savunma hakkının kutsallığına,
bilmem ne mahfiline, bilmem ne locasına olan üyelikleri sosyallik sınıfına giriyor.
Yani kısaca “Bize serbest size yassah hemşerim!” magandalığı… Neymiş, Filistin’de
yaptığı katliamlar nedeniyle İsrail’i eleştirmiş. Hayırdır, İsrail cennet
buzağısı mıydı yoksa? Ya da Kenan Bey’i İsrail AYM’sine mi seçtik? Neymiş, Ayasofya’nın ibadete açılması için
hayırlı olsun demiş. Ne yapacaktı, Patrikhane ağzıyla ağıt mı yakacaktı?
Kenan
Bey’in geçmişini araştıran bu acemi dedektifler; onun iyi bir şair, iyi bir
denemeci, iyi bir öykücü olduğunu, yıllarca tüm masrafını karşılayarak Aşkın E
Hali isminde bir dergi çıkardığını, sayısız kültür edebiyat programları
düzenlediğini, okullarda gençlerle edebiyat sohbetleri yaptığını, kendi
kaleminden birçok edebi kitap yayınladığını nedense hiç dile getirmedi. Oysa
onun edebiyatçı tarafının, siyasi kimliğinin çoook da önünde olduğunu, hatta kimi
zaman mesleğinin bile önüne geçtiğini Çorum’da yaşayan herkes bilirdi. Demek ki
ya onlara kimse bir şey sormadı ya da duymak istedikleriyle duydukları
örtüşmeyince yok sayıldı.
Kenan
Yaşar Bey’le yaklaşık yirmi yıldan beri süren dostluğumuz ve arkadaşlığımızın
temelinde onun bu edebiyatçı yönü vardır. Onun Çorum’da çıkardığı Aşkın E Hali
Dergisi benim gibi kalemi bırakan birçok şair ve yazara yeni bir alan açmış,
güzel bir imkân sunmuştu. Benim de yönetiminde bulunduğum bu dergi, zamanla büyüyerek
ülke gündemine gelmeyi başardı ve ülkenin dört bir yanında okur ve yazara sahip
oldu. Hatta yurt dışında bile abonelerimiz vardı. Üç ayda bir yayınlanan Aşkın
E Hali dergisi 2006 yılından bu güne değin 60 sayı çıkmayı başarmış bir Anadolu
dergisidir.
Keşke
Kenan Yaşar’ı biraz da bu edebiyatçı yönüyle, eserleriyle de tanıtsaydılar.
Benim tanıdığım Kenan Bey’in siyasi yönü de edebiyatçı kimliği gibi kuşatıcı,
birleştirici bir özelliğe sahiptir. Öncelikle o, her fikre, her düşünceye
saygılı, demokrat bir kişidir. Olaylara geniş bir perspektiften bakar, hakkı
hakikati önceler, istişareye önem verir, farklı fikirleri araştırır. O hiçbir
zaman ayrıştırıcı olmamıştır ve farklı fikirdeki kişileri bile etrafında
toplamayı başarmıştır. Çorum Barosu’nda ikinci kez seçildiğinde karşısında aday
bile çıkmamış olması bunun en büyük kanıtıdır. Meclisimiz yerinde bir seçim
yapmıştır. Onun böyle bir göreve gelmesi ülkemiz adına bir kazançtır.
Bu
günlerde Hülya Avşar’ın oynadığı bir reklam filmi televizyonlarda gösteriliyor.
Bu reklam aslında eski bir atasözümüzü hatırlatır bana. Beyler maksadınız üzüm
yemek olsun, bağcıyı döverek bir yere varamayız. Tekeden, tosundan süt çıkmaz!
Gülünç olmayalım…
Sözlerimi
burada bitirirken Kenan Yaşar’a yeni görevinde başarılar diliyorum. Onun AYM üyeliği
ülkemiz hukuk sistemine ve Anayasa Mahkememize hayırlı olsun.