Bir din korsanı olarak FETÖ
15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ denilen Firavunst Terörist Korsanlar Çetesi'ne dair bildiğimiz her şeyi unutmamız gerekmektedir. Bütün ezberlerin dışında, bu terörist korsanlar çetesinin din ve maneviyat üzerinden tehlikeli bir cunta ve çete örgütlenmesini gerçekleştirdikleri üzerinde derinlikli ve nitelikli analizler yapmaya ihtiyaç vardır.
FETÖ denilen terörist çetenin en önemli özelliği, dinimizi gasp etmiş olmalarıdır. Dinin gasp edilmesinin en önemli nedeni, aklımızı, düşüncemizi ve sorgulama yeteneğimizi köreltmemizden kaynaklanmaktadır. Kur'an, ısrarla insanlardan akıllarını aktif olarak kullanmalarını istemektedir. Din dahil bütün hayat alanlarında işbaşında olması gereken yeteneğimiz, akıldır. Aklı olmayanın dininin olmayacağı gerçeğinin farkında olmalıyız. FETÖ, elli yıldan daha fazla bir süredir gençlerimizin, esnafımızın, iş adamlarımızın, siyasetçilerimizin ve eğitimcilerimizin akıl yeteneklerini körelterek toplum üzerinde büyük bir güç meydana getirmiş durumdadır. 15 Temmuz, FETÖ'ün ordu içinde ordu, polis içinde polis, istihbarat içinde istihbarat, hükümet içinde hükümet olarak niteleyebileceğimiz büyük bir sömürgecilik mekanizması geliştirdiğini göstermektedir. Aklı körelterek afyonlaştırılan br din anlayışıyla kitleleri cezbeden FETÖKRASİ, Türkiye'yi kendi doğal sömürgesi olarak görmektedir. 15 Temmuz'da bütün Türkiye, FETÖKRASİ'nin sömürgesi olmayı reddetmiştir.
FETÖ denilen Firavunist Terörist Korsanlar Çetesi'nin elli yıldan fazla süren örgüt, doktrin ve eylemlerinin hangi hareketlere benzediği konusunda şimdiye kadar farklı yaklaşımlar ortaya konmuştur. FETÖ denilen terörist korsanlar çetesi, militan disiplinleri ve yayılmacılıklarıyla Katolik Cizvit tarikatının aynısıdırlar. FETÖ denilen korsanlar çetesi, dar seçkincilikleri ve iktidar hırslarıyla İspanya'da faşist Franco döneminde etkili olan ve daha sonra Batı'da hala etkinliklerini sürdüren Opus Dei (Tanrı Yapıtı) denilen karanlık kültün bir başka versiyonudurlar. Güney Kore'nin Budizmden Hristiyanlığa büyük ölçüde geçmesini sağlayan, tolerans, diyalog ve barış değerlerini maske olarak kullanan Moon Tarikatının İslam coğrafyasındaki karşılığı FETÖ denilen terör çetesidir.
Emperyalizm, Müslüman toplumlarda çok tehlikeli din korsanları yetiştirmiştir. Fetullah Gülen denilen eşkıya başı, küresel düzeyde teşkilatlandırılan bir korsanlar çetesinin başıdır. Amerika'daki siyah Müslüman topluluklar için ise İslam Ulusu denilen örgütün lideri olan Elijah Muhammet isimli bir sapık hazırlanmıştı. Müslüman toplumların dinine, ahlakına, siyasetine, eğitimine, sosyolojisine, düşüncesine, kısacası hayatlarına bir bütün olarak müdahale edecek ve kontrol edecek din korsanları ve teröristler yetiştirilmektedir.
Firavun Fetullah ve Elijah gibi din korsanları, ilk olarak aklı ve Kur'an'ı Müslüman topluluklarda işlevsizleştirmişlerdir. Elijah Muhammet ve Firavun Fetullah'ın ortak özellliği, Kur'an yerine Kitab-ı Mukaddes gibi yabancı ve yozlaşmış bir kitabı referans almalarıdır. Elijah peygamber olduğunu, Fetullah ise Mehdi olarak Kainat Sultanı olduğunu ancak Kur'an'ı ve aklı devre dışı bırakarak savunabiliyorlardı. Tehlikeli bir din korsanı olan Fetullah, elli yıldan fazla bir süredir Allah'a, Kur'an'a ve akla darbe yapan bir korsanlar çetesinin başıdır. Akla ve Kur'an'ı insanlıktan gasp eden bu din korsanı, 15 Temmuz'da ülkemize kanlı bir darbede bulunmaya kalkmıştır.
Firavun Fetullah ve Elijah Muhammet gibi din korsanlarının ortak özelliği, yeni bir İslam kurmayı iddia etme şeklindeki sapkınlıklarıdır. Elijah Muhammet, kendi kurduğu sözde "yeni İslam'ın, beyazların kurduğu eski İslam'a galip geleceğini" iddia etmekteydi. Firavun Fetullah'da, "Ilımlı İslam" denilen yeni bir din kurduğunu ve bu dinin dünyanın her tarafında "radikal İslam" denilen fanatizmle mücadele ettiğini iddia etmektedir. Firavun Fetullah, kendisini "Ilımlı İslam'ın Peygamberi" olarak sunmaktadır. Firavun Fetullah, New York Times'a yazdığı (26 Temmuz 2016) yazıda dünyanın her tarafında Ilımlı İslam'ı yaydığını, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın ise Türkiye'de tek adamlığa dayanan radikal bir İslamcı diktatörlük kurduğunu iddia ederek kendisinin Türkiye'ye iade edilmemesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu yazıda, Ilımlı İslam denilen sahte dinin Amerika'nın küresel hegemonik çıkarlarına en iyi hizmet eden yol olduğunu belirten eşkıya Fetö, kendisinin Türkiye'ye iadesinin radikal İslamcı diktatörlüğü güçlendirmeye yol açmakla Amerika'yı tehdit etmiştir. Firavun Fetullah'ın, 15 Temmuz darbe vahşetini radikal İslam faşizmine karşı Ilımlı İslam mensuplarının bir kurtuluş ve özgürlük hamlesi olarak sunduğunu unutmamak lazımdır. Fetullah Firavun denilen din korsanı ve militanları, dünyayı radikal İslamcılara karşı ılımlı İslam'ı ve batılı değerleri savunmak yalanıyla kandırmaya devam etmektedirler.
Fetullah Firavun ve Elijah Muhammet gibi din korsanları için İslam, Allah ve insanın hiçbir değeri bulunmamaktadır. Elijah ve Firavun Fetullah, Allah'a değil, kendilerine ve cemaat dedikleri sapkın topluluğa iman edilmesini istemektedirler. Elijah Muhammet'in takipçisi olduğu dönemlerde Malcolm X'in söylediği şu söz, bu iki din korsanının sapkın taassubunu çok iyi anlatmaktadır: " Bizim gözümüzde Müslüman demek, siyah adamın yararına çalışan kimse demektir, haftanın yedi günü Baptist Kilisesi'ne gitse bile." Fetullah Firavun için Müslüman, Allah rızasına uygun yaşayan değil, Altın Nesil dediği sapkın gruba dahil olmak için hayatını ona adayan kişi demektir.15 Temmuz, Fetoist Firavunculuğa tapanların ne kadar vahşileşeceklerini gösteren korkunç bir girişimdir.
Firavun Fetullah, kendisinin peygamber ve Mehdi olarak masum olduğuna inanan bir çılgınlar güruhu oluşturmayı başarmıştır. Allah, Peygamber ve Kur'an'ın kendi emirlerinde olduğuna inanan bu çılgınlar güruhu, dünyanın kendilerinden ibaret olduğuna inanma şeklinde derin bir sapkınlık içindedirler. Peygamber'in Türkçe olimpiyatlarına katıldığı hezeyanında bulunmak, böyle bir sapkınlığın ürünüdür.Mehdilik ve rüya gibi sapkın inançları benimseyen bir çılgınlar güruhu olan FETÖ Firavunizmi, İslam'ı gasp eden bir din korsanlığı olarak, insanlığın bugünü ve geleceği için büyük bir tehdit konumundadır.