Bir darbenin mahkûmiyeti
15 Temmuz darbe girişimi yargılandı ve mahkûm oldu. Darbe davalarının yüzde 6’lık kısmı hariç büyük çoğunluğu sonuçlandı ve darbeye kalkışanlar hukuk mahkemelerinde en ağır şekilde cezalandırıldı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra açılan 289 davadan 272’si sona erdi. Ağır ceza mahkemelerinde görülen bu davalarda darbe sanıkları müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet cezalarına çarptırıldı.
Mahkemeler ince eleyip sık dokudular. Kuru ile yaşın ayrılması için titiz bir çalışma yürüttüler. Darbeye karışmayan, yanlışlıkla tutuklanmış kişiler belirlenip en başında serbest bırakıldı. Mesela terörle mücadele için yola çıkıyoruz deyip aldatılarak sokağa dökülen askerler yargılamaya bile gerek görülmeyerek işin başında tahliye edildiler.
Darbe teşebbüsünde dahli olmayanlar da beraat etti. Ancak bilerek isteyerek darbeye kalkışanlar haklarındaki hukuki ve sağlam deliller tek tek incelenerek işledikleri suça göre en ağır cezalara çarptırıldı. Darbeye karıştığı iddiası ile yargılanan yaklaşık 7 bin kişiden 2.400’ü müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Bu rakam, darbeye kalkışanlar ve kalkışacak olanlar için çok ama çok önemli ve anlamlı bir uyarıdır.
***
Bir gerçeği tespit etmekte fayda var. Darbeciler yargılandı ve mahkûm edildi. Ancak bu FETÖ’nün tam olarak ortadan kaldırıldığı anlamına gelmiyor. İçimizdeki FETÖ uzantıları fırsat bulunca her şeyi göze alarak batıl davaları uğruna çok cesur davranabiliyorlar. Bunun son örneğini müebbet hapse mahkûm edilmiş olan Metin İyidil kararını bozup onu serbest bırakan hâkimlerde gördük.
Allah’tan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu elini hızlı tutup bu FETÖ artıklarını Ankara dışındaki illere sürdü ve haklarında soruşturma başlattı. Darbenin neredeyse göbeğinde yer alan Metin İyidil de savcılığın itirazı üzerine yeniden tutuklanıp hapse gönderildi.
Yapılan yargılamalarda mahkûm edilenler daha çok suçüstü yakalanıp tutuklanan isimler. Haklarında çok sağlam deliller bulunan sanıklar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tespiti ile “Tavanı ihanet, ortası ticaret, tabanı ibadet” olarak adlandırılan FETÖ teşkilatının üst kademesinde, yönetici durumunda bulunan kesimden çok az kişi tutuklanıp yargılanabildi. Büyük çoğunluğu yurt dışına kaçtı veya kaçırıldı.
***
İçişleri Bakanlığı’nın tespitine göre sırf Edirne tarafından yurt dışına kaçan FETÖ’cü sayısı 8 binin üzerinde. FETÖ mensuplarının yurt dışına kaçışlarında yerine göre batılı ülkelerin dokunulmazlığı bulunan diplomatik araçları bile kullanıldı. Başta Almanya olmak üzere sığınma hakkı verilen FETÖ’cü sayısı binleri aştı. İncelemede bulunanların sayısı ise 35 – 40 bin civarında…
FETÖ’nün en büyük gelir kaynaklarından biri, orta tabakayı oluşturan ticaret erbabıydı. Geçmişte FETÖ yurt dışı teşkilatları vasıtasıyla onlara destek veriyor, onlar da kazançlarının önemli kısmını bu haşhaşi teşkilatına aktarıyordu. Bu teşkilat hâlâ faal durumda.
Boş durmuyorlar; yurt dışında gazete çıkarıyorlar, kendilerince internet haberciliği yapıyorlar, youtube ve diğer sosyal medya kanalları üzerinden her türlü bozguncu faaliyetlerini kesintisiz sürdürüyorlar. Yurt içinde FETÖ ile yapılan etkili mücadeleye karşı yurt dışında yeterince çalışıldığı söylenemez.
15 Temmuz 2016 günü eğer kararlaştırıldığı gibi gece saat 03.00’te darbe başlatılmış olsaydı kimsenin ruhu duymadan iktidarı ele geçireceklerdi. Planları herkesi uyurken yakalamaktı. Hulusi Akar Paşa’nın, ikinci bir Kenan Evren olma tekliflerini reddetmesi Türkiye’nin şansıydı. Her şeyi göze olarak çocukları ve torunlarının da bulunduğu uçağın düşürülmesi pahasına İstanbul’a gelip darbecilere karşı kaosu ve krizi yöneten Recep Tayyip Erdoğan’ın basireti ile darbe püskürtüldü. Şimdi hukukun verdiği en ağır cezalarla da 15 Temmuz ebediyyen mahkum edildi.