Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.15
Gram Altın
2963.54
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Mart 2023

Bir Cengâver Muhabir: Fulya Öztürk

Asrın en büyük felaketi olarak isimlendirilen Kahramanmaraş depremini olduğu anda Hatay’dan gelen bir telefonla öğrenmiştik. Sabahın o saatinde hemen ekranlara kilitlendik. Birçok TV kanalı o saatte henüz deprem haberlerine başlamamıştı. Tesadüfen CNN TV kanalına takıldık. Saatler geçtikçe olayın vahameti ortaya çıkıyordu. Çok büyük bir depremle yüz yüzeydik.

Ertesi günü depremin yaptığı yıkım daha da belirginleşmişti. Ancak depremi güncel siyasete alet etmek isteyenler de sahnede yerlerini almışlardı. Devlet nerede, Kızılay nerde, Afat nerede gibi bir sürü hezeyan, asılsız ihbarlar, depremzedelerle alay edenler, dalga geçenler maalesef sosyal medyayı işgal etmiş gibiydi. Tabi ilk şoklar atılınca bunların cevabı da hızlıca verilmeye, asılsız haber yapanlar ve provokatörler karşılarında yok olduklarını sandıkları devleti buldular.

Bu acılı ve sancılı süreçte belki de depremin ilk gününden itibaren bir muhabirle aşina olduk. İsmi Fulya Öztürk idi. Daha öncede farklı programlarda muhabir olarak izlediğimiz Öztürk gerçekten gönüllerimizi fethetti. Arama ve kurtarma çalışmalarını bütün samimiyetiyle, heyecanıyla ve duygu seliyle ekranlara taşıdı. Öyle ki deprem ile ilgili haberleri sadece ondan izler olduk.

Çoğu zaman onu uykusuz, solgun ve bitkin bir yüzle izledik ama o bize hep umudun haberlerini veriyordu. Onun bize canlı olarak aktardığı arama kurtarma faaliyetlerinde “sessizlik isteniyor” dediğinde biz de evlerimizde sessizleştik. Kurtarılan her canımız için onunla beraber sevindik ve sevinç gözyaşları döktük, tekbir getirdik. “Maalesef” diye verdiği her haber için yüreğimiz burkuldu ve onunla beraber ağladık.

Fulya Öztürk ve ekibinin objektifinden AFAD’ın, madencilerimizin, itfaiyecilerimizin, Mehmetçiğimizin, polisimizin, Kızılay’ımızın, Diyanetimizin ve sahada mücadele eden ne kadar STK varsa, ne kadar yabancı ülke kurtarma ekibi varsa hepsinin canla başla ettikleri mücadeleye şahitlik ettik.

Viraneye dönen Maraş’ımızın sokaklarını onun ve ekibinin objektifinden biz de dolaştık. Patlayan yolları, oluşan devasa yarıkları dahası depremin korkunç gerçeğini onun sayesinde gördük. Elbette diğer kanallarda da onlarca muhabir aynı işi yaptı. Hepsine teşekkür ederiz ama Fulya Öztürk bizim için bir başkaydı. Televizyonu açtığımızda annem ve babam bile artık “şu kara kızı açın” diye bizi uyarır olmuştu.

Onun bu içten, samimi ve dolaysız sunumu, depremzedelerle olan diyaloğu, kurtarma ekiplerinin işlerini kolaylaştırmak için gösterdiği çabalar, askerimizle ve polisimizle yaptığı görüşmeler asla hafızlardan silinmeyecektir.

Hele sokak aralarında gezerken yıkılan bir binada perdenin arkasından el sallayan Can ismindeki 14 yaşında bir gencimizi kurtarmak için gösterdiği çabayı asla unutmayacağız. Onun “Can!Dayan, kurtaracağız seni ablacığım!” diyebağırmasını ve gerçekten de Can’ı ve o binada başka insanlarında kurtarılmasına vesile olduğunu da unutmayacağız. Sonrasında Can ile yaptığı röportajı da…

Fulya Öztürk, bizim için enkazın arasından fışkıran bir umut sesiydi. Yaptığı habercilikle gerçekten de milyonların sevgilisi oldu.

Kimmiş bu Fulya Öztürk diye yaptığım küçük bir araştırmada onunla ilgili şu bilgileri edindim. Fulya Öztürk, 1989 yılında Adana’nın Seyhan ilçesinde doğmuş. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo ve Televizyon bölümü mezunu. Öğrencilik yıllarında Star TV’de iç yapımlarda görev almış. 2008 yılında CNN TÜRK Programlar Departmanı'nda çalışmaya başlamış. Bazı programların yapımcılığını üstlenmiş.

2018 yılında İnsani Yardım Vakfı yetkilileri ile birlikte Etiyopya, Somali gibi Afrika'nın yoksul ülkelerine giderek Türkiye'den giden yardımları görüntülemiş. Afrika ve Arakan'dan yaptığı haberlerden ötürü 2018'de HEMPA Çocuk Hakları Derneği'nin Ankara'da düzenlediği Çocuk Hakları Zirvesi'nde En Duyarlı Muhabir Ödülü'ne layık görülmüş.

Fulya Öztürk’ü yine Elazığ Depremi, Çorlu tren kazası, Karabağ savaşında da ekranlarda izlemişiz.2021-22 tarihlerinde sunduğu “Fulya ile Umudun Olsun” adlı bir programla faili meçhul cinayetleri, kayıp insanları ve aile içi sorunları ekrana taşıdı. Bu program ile "En İyi Gündüz Kuşağı" ve "En İyi Realite Programı" dallarında televizyon ödüllerine layık görülmüş.

Fulya Öztürk’e gazetecilik ve yayıncılık hayatında başarılar diliyorum.