Bir Bayram Yazısı: Uhuvvet

Bayramlar sözünün eridir, gelmesi gereken zamanda, kucaklarında rahmetle çıkıp gelirler...

Bayramlar gelir de keşke Âlem-i İslâm’a uhuvvet gelse, uhuvvetin tertemiz muhabbeti, saflığı gelse… Bayramlar gelir, yağmurlar, baharlar, meyveler, nimetler bolca ve tebessümlerle gelir, asıl gelmesi gereken uhuvvet – İslam kardeşliğidir... Ekmek alınır, aş alınır, yuva alınır, araba alınır asıl temin edilmesi gereken ihlâs ve uhuvvettir...

Hücrelerin uhuvveti vücudu teşekkül ediyor... Su moleküllerinin uhuvveti bulutları hem sünger, hem de gölgelik branda haline getirir...

Hilal ve yıldızın bir araya gelmesi yani uhuvveti muhteşem bir al bayrak ortaya koyar... Kutsi kelimelerin ezanda uhuvveti, bir araya gelmesi vecde getiren bir davet olur. Alınla yerin uhuvveti kâinatı imrendiren bir ibadet olur… İki gözün uhuvveti bir görmeyi sağlar arada burun olsa bile… Akıl ve hayranlığın uhuvveti nakış nakış tefekkür ve ilim olur...

İki ayağın uhuvveti engelleri aşıp, hedefe ulaşmayı sağlar ve iki ayak kâinatı içine alacak hayaller barındıran bir başı taşır... Vicdan ve merhametin uhuvveti yüzlerin gülmesini kardeşliği sağlar...

Eğer bir de iktidar ve muhalefet uhuvveti sağlar ise; dış siyaset çelik gibi ve yıkılmaz kale duvarları haline gelir ve kazanan hep Türkiye olur. Ve de cemaatlerin gerçek uhuvveti yeryüzünden cehaleti siler süpürür…

Biz talebe olabiliriz, âlim, iş insanı, sanatkâr, mucit, siyasetçi, hacı – hoca, aile reisi ama ihlâs ve uhuvveti sağlayamaz isek; her şey üzerimizde eğreti durur... İnsanın su gibi akıp yatağını bulması için; damlaların uhuvvetine sahip olması lazım. Uhuvvet tefrikaya kurban edilir ise; her şey zaten şeytana kurban edilmiş olur. Artık yeter! Bu bayram, şeytana kurban kesilmesi bırakılmalıdır… Asırlardır uhuvvetin şeytana kurban edilmesinden dolayı tefrika yüz milyonlarca Müslüman’ı esir etti, perişan etti. Parça parça olmak, bizleri zaferlerden mahrum etti… Tefrika en acımasız şekilde dişlerini Müslüman’ın ensesine geçirmiş ve Müslüman nerede ise birde diş kirası verecek... Evet, bayram gelir, kâinat tıkırında çalışır ama biz bize düşeni yapabilsek ve kâinatta ki ahenge ortak olsak zira uhuvvet olmayınca gürültü çok ve meydan kötü niyetlilere kalmış…

Külli İradeye dâhil olanlar; kalp atışı, dünyanın dönüşü vs. gibi vazifelerini eksiksiz ve zamanında yapar ve de Allah'ın emir ve iradesine göre hareket ederler. Uhuvvet ise bizim cüzi irademize bırakılanlardan birisidir. Cennet ucuz olmadığı ve Âlem-i İslâm'a elzem olduğu için uhuvvet silah zoruyla değil; gönül zoruyla, bile isteyerek elde edilmesi emredilmiş ve beklenmiştir. Ve bu kadar kıymettar bir vazife ise hırslara, cüzi menfaatlere kurban edilmemelidir! Uhuvvet; yükte hafif pahada ağır ama nefse – şeytana öyle zor geliyor ki... Eğer uhuvvet elde edilirse Müslüman kazanacak, Ehl-i Sünnet davalar kazanacak, masumlar kazanacak. Bunlar olunca da küffar kaybedecek, şeytan kaybedecek. İşte bunun için yükte hafif olan uhuvvet, en ağır saldırılara maruz kalıyor, en alçak oyunlar oynanıyor ve şerefi beş para etmeyenler, münafıklar maşa olarak kullanılıyor... Dünyalık arzuları uhrevî ve ebedî şeyler önüne geçen hastalıklı Müslümanlar ise tefrika oyunlarına geliyorlar...

Biz İslam düşmanlarına ve niyeti bozuk olanlara mesafe kaldırıp, mümin kardeşimize, dava arkadaşlarımıza mesafe koyar isek; her şeyimiz eksik ve gölgeli olur. Davamıza tefrika sahiplerinin, şeytanın gölgesini düşürmüş oluruz. Bu çirkin gölgeler yerine; uhuvvet ve ihlâsın ta kendisini koymalıyız, dirliğe ve birliğe talip olduğumuz her halimize yansımalıdır. Uhuvvet ve ihlâs öyle güzelleştirir ki…

Cümleten hayırlı bayramlar, Allah’a emanet olun...