Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Temmuz 2023

​Bir başkadır benim memleketim!

Bakanlıklardan birinde "çalışan" arkadaşımı ziyaret edecektim.

Eski Daire Başkanı.

Kapıdan girerken, biraz da havam olsun diye bu unvanının altını çizdim.

Kapıya bakan arkadaş, “Burada herkes daire başkanı!” dedi.

Espri zannettim.

Pek de değilmiş.

Memlekette dünya kadar eski daire başkanı ve diğer üst düzey eski personel var.

O dönemin bakanına yakın oldukları için tepe mevkilere gelip, bakan değişince “kızağa” çekilen niceleri…

Bunlar o “güzel” mevkilerde bulunmaktan kaynaklanan “güzel” maaşlarını almaya devam ediyorlar haliyle.

Ne var ki, birikimlerinden istifade edilmiyor.

Her gelen, kadroları tepeden tırnağa yenilediği için eskiden yeniye tecrübe aktarımı da olmuyor haliyle.

Böyle, sil baştan, sil baştan…

ÇALIŞMAK İSTİYORLAR AMA!

Daire Başkanı emeklisi biriyle sohbet…

“Son beş sene, uyuştum kaldım, işim yok!” diyor.

Bakanlığa gitse, boş boş oturacakmış…

Hatta, oturacak yeri de yokmuş, kantinden başka!

Bir bakan geliyor, seni daire başkanı yapıyor.

O gidiyor, yenisi tüm kadroyu değiştiriyor.

Eskiler, eskiden sahibi oldukları unvanlar sayesinde ulaştıkları maaşları almaya devam ediyor…

İçlerinden bazıları, “Ben bu kadar maaş alıyorum. Devletime karşılığını vermem lazım. Lütfen bana bir vazife verin!” diyor.

“Sana iş yok!” muamelesi görüyor.

Arkadaş, “Ben yetkililerden iş istiyorum. Onca tecrübem var, faydalansınlar istiyorum. Onlar da bana, burada sana yer yok!’ diyorlar. Ben ne yapayım” demekte haksız mı?

E, öyle bir pozisyondan emekli olunca, epeyce de emekli maaşı alıyorsun.

Almakta haksız mı?

Öte yandan…

“Bunlara niye iş vermiyorsunuz?” diye sorduklarım da, bambaşka şeyler söylüyorlar.

Eski bakanın adamları, iş yapmak için değil, ortalığı karıştırmak için gelmek istiyorlarmış!

Fitne üretirlermiş!

Filan!..

Bana çok uzak işler!

DANIŞMANA NE DANIŞILIR?

Malûm;

Emekli vekil, bir de yeniden vekil olunca her ay 157 bin lira alıyormuş.

Bir de, vekil olabilmek için beş değil 15 senede alabileceği toplam maaşın çok daha fazlasını harcayanlar var…

Neyse dağıtmayalım.

Bir arkadaş, bir vekile üçüncü danışman olacakmış…

Çıplak maaş 30 küsur binden bahsetti.

Memur Sen Genel Başkanı Sayın Ali Yalçın da, “Bu devirde 30 bin liranın altında yaşanmaz!” diyor.

“Vekil danışmanından” aşağısı kurtarmıyor yani!

30 bine yaşanmıyorsa,

7500’lük emeklinin durumunu, ne siz sorun ne de ben söyleyeyim.

Altı yüz vekilimiz var, ben “lider vekili” de diyorum çoğuna…

Bu sayı çok mu, az mı?

Sokaktaki vatandaşa sorarsanız, 300 vekil yeter de artar.

Vekilin bin türlü masrafı oluyor haliyle…

Her vekil, kendisine yardımcı olmaları amacıyla, maaşları ve diğer özlük hakları hazineden karşılanan 3 danışman tutabiliyor.

Danışman deyip geçmeyin, vakti zamanında çok iyi danışmanlar vardı, milletvekilleri için araştırmalar yapar, kamuoyunun gündemine çok önemli konuların, yepyeni tekliflerin gelmesine vesile olurlardı.

Şimdilerde, bu örneklerden pek kalmadı, ya da ben göremiyorum.

Çalışmaları hakkında bilgilendiren olursa, çok sevinirim.

Aslına bakarsanız…

Vekiller, parti gruplarının aldıkları kararlar doğrultusunda parmak kaldırıp indirmek mecburiyetindeler.

Böyle bir mecburiyet içinde bulunan vekil, danışmana ne danışacak, danışman ona ne diyecek?

“Grup yönetimi ne diyorsa o sayın vekilim!” diye tavsiye mi olur?

İŞE KENDİ ARAÇLARIYLA GİDİP GELSİNLER!

Daldan dala atlayalım…

Otomobil saltanatı da, vatandaşı uyuz ediyor!

Bazı belediyelerde müdürlerin, müdür yardımcılarının dahi altlarında makam arabası var.

Bunların şoförleri de oluyor haliyle.

Pek çok yerde, “kiralık araçlar” da iş görüyor.

Taşeron firma!..

Bunların şoförleri, kamu personeli olanlar gibi değil haliyle.

Asgari ücretle, “sınırsız saat” çalışmak mecburiyetindeler.

Araçlar nerelerden, nasıl kiralanıyor…

Bu işler nasıl oluyor?

Ben diyorum ki,

“Üstlendikleri vazifelerin özellikleri gereği başka türlüsü mümkün olmayanlar hariç, bütün kamu görevlileri işlerine kendi arabalarıyla gidip gelseler?”

Ben onca yıl gazete yöneticiliği yaptım, hiç makam arabam, makam şoförüm olmadı.

İşe gidip gelirken harcadığım benzinin parasını da cebimden ödedim.

Onlar da öyle yapsalar kıyamet mi kopar!

BELEDİYE KONSERLERİ, DEVLET OPERA VE BALESİ!

Daldan dala atlayalım…

Şu konserler meselesi…

Birçok belediyenin konserler, festivaller için harcadıkları paranın haddi hesabı yok.

Bunlar bizim kaynaklarımız, bize hizmet versinler diye veriliyor belediyelere.

Konsere meraklı olanlar, parasını bastırır gider!

Belediye niçin konser düzenlesin?

Hem sonra…

Sanatçı denilenler kaç para alıyor, organizatörler kaç para alıyor, “alan ve verenlerden” başka bilen var mı?

Devlet Opera ve Balesi nedir?

Devletin opera ve balesi mi olur?

Opera, bale işlerine meraklı olan “elit” kesim, bu işleri çeviremez mi?

Ben niçin opera ve bale için para ödeyeyim, kahraman memleket evlâdı olarak?

xxx

Durun ya,böyle kaptırınca…

Uzun uzun yazıyoruz…

Vatandaşın canı burnunda, okumuyor sıkılınca…

Bu “Bir Başkadır Benim Memleketim” meselesine…

Bir sonraki yazımızda devam edelim mi…

“Yufkacılar ve Kadayıfçılar Odası”ndan başlayarak!